Ay sonunda bugün giriş yapabildim buraya, birkaç gün sonra iki bölümü arka arkaya atacağım. Yoğun bir dönemdeyim giremiyorum. Birkaç gün Güneç'in düzenlenmiş bölümlerine ayıracağım. Yakında kaldığımız yerden (Yeni okurlarım 19. Bölümü okuyamadığı için bilmiyor, aslında wattpad engeli gelmeden önce 19. Bölüme kadar yayındaydı düzenlemeye aldım yani 20. Bölümden) devam edeceğiz kendinize iyi bakın, hayatınız hayallerinizden bile daha güzel olsun.🤍🤍🤍
Beklemek zordu, sevdiğin birinin her an tehlikede olduğunu bilerek beklemek ise daha zordu. Babamdan dolayı alışık olsam da endişe duygusunun içimi kemirmesine engel olamıyordum. Dinçer iyileşmemi istemişti ve bunu yapacaktım. Yatmaktan sıkılmıştım. Ceylan kahvaltı hazırlıyordu, mutfaktan gelen seslerden bunu anlayabiliyordum. Yataktan yavaşça doğruldum, bacaklarımdaki yaralar en derin olanlardı ve hâlâ sızlıyordu ama önemseyeceğim kadar büyük bir acı değildi. Nihayet dik duramasam da ayakta durmayı başardığımda keyifle gülümsedim. İlk adımı attığımda ise ufak bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan. Yardımsız ilk ayağa kalkışımdı, o lanet günden beri ilk defa elimden biri tutmadan adım atabilmiştim. Keyifle kapıyı açtım, muhteşem bir duyguydu. Çok yavaş yürüyordum ama keyifliydim. Mutfak kapısına geldiğimde elimi pervaza yasladım. "Kolay gelsin," dediğimde Ceylan bana döndü, sandalyede görmeyi beklerken ayakta durduğumu görmek onu şaşırtmıştı, elindeki kaşık yere düşerken çığlık atarak yerinde zıpladı. "Eylül'üm kendin mi kalktın? Ay buraya kadar geldin üstelik. Allah'ım şükürler olsun. İyileşti iki gözümün çiçeği."
Keyifle kahkahalar atarak kahvaltıyı hazırladık, kahvaltının ardından Ceylan'a masayı toplamaya yardım etmek istediğimi söylediğimde, 'Sen salona git oturana kadar ben toplamış olurum,' demişti. Öyle de olmuştu, ben koltuğa oturduktan bir dakika sonra elinde kahveyle gelmişti bile, çok yavaş yürüyor olmamla dalga geçmiştik. Acılarımızla dalga geçmeyi öğrendiğimizde yıkılmaz olduğumuzu bir kez daha fark etmemi sağlamıştı.
"Oh kırk yılı daha garantiledik bu kahveyle, bu arada diğer kahvelerin hatırı kırk yılsa benimkinin rahat bir 55 yılı var." Ceylan kendini överken ben gülümseyerek onu izliyordum. Dinçer aklıma gelince yüzümün düşmesi dikkatini çekmişti. "Hey asma suratını, hep gidiyor görevlere, sürekli üzülecek misin böyle arkasından?" derin bir nefes aldım. "Ne bileyim, alışmışım ona, mesela kaç haftadır hep birlikte uyuyorduk şimdi o yokken nasıl rahat uyuyacağım." Dediğimde kıkırdadı.
"Tabi Dinçer kadar etkili olamasam da ben yanında uyuyabilirim, hatta onun gibi sana sarılabilirim ama sonra beni Dinçer sanıp öpmeye çalışma, bu dudaklar Koray'dan başkasına kapalı." Dediğinde ağzım açık baka kaldım. "Saçmalama ya ne öpüşmesi, biz masum masum uyuyoruz sadece," dediğimde kızardığıma emindim, bu sabah yaşananları hatırlayınca yüzüm ve boynum ısınmıştı, elimle hava vermeye çalışıyordum. "Tabi canım tabi, hiç öpüşmemişsinizdir. Ne var canım sevgilin sonuçta kim ne karışır. Öpüşün, sevişin, aşkınızı pekiştirin böylece. Ama kız arkadaşından da gizlemene gerek yok yani, inkar etme boşuna." Benimle dalga geçiyordu, utanmam onu fazlasıyla eğlendiriyordu. "Ya dalga geçme benimle, sevgilimle cinsel hayatımı konuşacak değilim sonuçta," dediğimde imayla baktı "Ha bir cinsel hayatınız var yani," yanımdaki yastığı suratına fırlattığımda tuttu. "Tamam tamam demedik bir şey, vahşi seni. Ben anlatırım valla yakalandık zaten sana, Eylül ben fena aşık oldum Koray'a," belli oluyordu halinden zaten, ismi dudaklarından dökülürken bile ses tonu değişiyor, gözleri ışıldıyordu. "İkiniz de benim için çok değerlisiniz, hep mutlu olun olur mu? Bak ilişkiniz ilerler ve evlenmeye karar verirseniz nikâh şahidiniz olmazsam o nikâhı basarım, ya da hiç gelmem ona göre," az önce fırlattığım yastığı kucağına alarak bağdaş kurup oturdu koltuğa. "Kendimi bambaşka bir hayatta gibi hissediyorum, daha önce ilişkilerim oldu ama böyle hissetmemiştim. Bana karşı dürüst, o bizi duyduğu gün var ya öyle bir konuştu ki, dedim Ceylan bu adamı bırakma sakın, şu an kısa süre de olsa o da bana karşı bir şeyler hissediyor bence." o kadar mutlu ve heyecanlı görünüyordu ki, "Ne dedi ki?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKER
General FictionMardin'de sınır köylereden birine atanan Eylül için her şey yeni başlıyordu. Kendisini tamamen çocuklara atayan yeni öğretmen köy halkı tatafından yadırganacaktı. Bu süreçte kendisine yalnızca amcasının askerleri ve köyün önemli aşiretlerinden birin...