Keyifli okumalar dilerim, lütfen yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden teşekkürler ❤️
🩶🤍🩶
Adım adım yürüdüğüm yol sonumu mu getirecekti? Yoksa bana mutlu sonsuzluk mu bahşedecekti. Hiçbir şey bilmeden yürüdüğüm bu yolda korkmamam ne kadar normaldi? Kendi canım için hissetmediğim korkuyu içimdeki mucize için hissediyordum. Riskli bir hamilelik yaşıyordum, stresten uzak durmam gerekiyordu fakat benim hayatımda bunun pek mümkün olduğu söylenemezdi. Bu akşam istemem olacaktı, söz, nişan hepsi bir arada. Neler yaşayacağımı tahmin bile edemiyordum. Amcam akşama doğru gelecekti, Civan ailesi ile birlikte gelmeden önce yalnızca bir iki saat zamanım vardı gerekli açıklamayı yapmak için. Beni amcamdan isteyeceklerdi. Ne şartlar altında olursam olayım mutlu olmam, en azından heyecanlanmam gerekmiyor muydu? Sonuçta zorla evlendirilmiyordum ama ben şu an endişe ve yaşanmamışlıkların kırgınlığıyla kavruluyordum. Babam ve annemin yokluğunu yıllar sonra ilk kez bugün hissettim.
Üstelik bugün bu haldeysem sorumlularından biri de amcamdı ve beni ondan isteyeceklerdi. Eğer Dinçer gitmemiş olsaydı bu hamileliğim ne şekilde geçerdi? Muhtemelen Dinçer gitmeseydi bu hamilelik hiç yaşanmayacaktı çünkü ben, o gecenin ardından yaşananlar olmasa tedbirimi alırdım. Ne kadar garip, kendimden iliklerime kadar nefret etmeme neden olan olay bana çok değerli bir hediye vermişti, bebeğim. Ya bana hediye olan bu bebek Civan’a ağır bir sorumluluk olursa diye artık düşünmüyordum. Çünkü ben günlerdir etrafa nasıl boş gözlerle bakıyorsam, Civan ışıl ışıl gözleriyle hayata bakıyordu. Gözlerindeki sevinç ve heyecan parıltılarını görmemek imkansızdı. Evliliğimiz konusunda bir endişem de kalmamıştı. Yine de bu durumda olmak canımı yakıyordu. "Bebeğim, bugün biraz zor geçebilir ama sen annene sıkı sıkıya tutunmaya devam edeceksin değil mi? Ben senden vazgeçmedim, geçmeyeceğim de, sen de vazgeçme benden olur mu?" Koltuğa uzanmış öylece zamanın geçmesini bekliyordum. Ceylan sabah erkenden gelmiş, temizlik yapmış ve duvarları ışıklarla süslemişti. Hamile olmam elimi bir şeye sürmeme izin vermemeleri için büyük bir etkendi. İtiraz etmemiştim. Yalnızca gitmeden hemen önce saçlarımın şekillenmesi için taktığı saç sosisleri biraz rahatsız ediyordu uzanırken.
Kapı çaldı, yavaş adımlarla kapıya ilerlerken saat beşe geliyordu. Amcam ve Koray giydikleri takım elbiseleriyle kapıya dikilmişlerdi, Koray biraz gergin olsa da gülümsedi, amcamın ise öfkeli olmasını beklerken aksine mahcup bir ifadeye sahipti. Geri çekilerek içeri geçmelerini izledim. Salondaki koltuğa oturduklarında tam karşılarına oturdum, elimi karnıma bastırma isteğimi güçlükle bastırmıştım. Sürekli bebeğimi dışarıdaki tüm tehlikelerden koruma iç güdüsüyle, sanki elim onu her şeyden koruyabilirmiş gibi saklayasım vardı. Koray saçlarıma bakarken kaşları çatıldı. "Hâlâ pijamalarınla oturuyorsun, iki saate kalmaz nişanın var farkında mısın?"
"Önemi yok hazırlanmam yarım saat sürer." Diyerek amcama döndüm "Koray açıkladı mı?" Başını yavaşça salladı "Civan ile birlikte olduğunuzu bilmiyordum, bana sürpriz oldu ve hatamla yüzleştim."
"Ne hatası?" Başını hızla iki yana salladı "Önemi yok, emin misin bu kararında, Civan’ı yeterince tanıyor musun?"
"Tanıyorum, güvenmesem evlenmezdim. Bu gece beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim amca." Burukça gülümsedi "Kızımı nasıl yalnız bırakabilirim ki? Keşke öncesinde usulen de olsa bir tanışma olsaydı ama neyse, sonuçta baban ben değilim. Sen böyle uygun gördün. En azından seni benden istemeleri benim için paha biçilemez kızım." İçim buruktu zaten, zorla da olsa gülümseyerek hazırlanmak için odama geçtim.
Gece mavisi, dizlerimin üzerine gelen, çan etekli, kare yaka ve kalın askılı elbisemi giymeyi tercih etmiştim. Normalde vücudumu sıkıca saran kıyafetler tercih ederdim ancak bugün hafifçe belirginleşen karnımı gizleme ihtiyacı duymuştum. Hafif bir makyaj yapmış, saçlarımdaki sosisleri çıkararak taramak dışında bir şeye ihtiyaç duymamıştım. Yeterince güzel şekillenmişti. Ayağıma gümüş bantlı ayakkabılar giyerek annemin pırlanta kolyesini ve küpelerini takmıştım. Takımı olan bilekliği de bileğime taktığımda hazırdım. Bu takıları takmam gerekli miydi emin olamasam da, babamın anneme hayattayken son evlilik yıldönümü hediyesini üzerimde taşımak istemiştim. Bu set her ikisinden izler taşıyordu. Baş ucumda duran fotoğrafın üzerinde dolaştı parmaklarım. "Annecim, bazı şeyleri şu an daha iyi anlıyorum. Ben henüz doğmadan başına bir şey gelecek korkusuyla böylesine dolup taşarken benim için neden bu kadar endişelendiğini anlıyorum mesela. Bazen eve geç kaldığımda neden bana öyle tepkiler verdiğini anlayamazdım, bana göre büyümüştüm ve kendimi koruyabilirdim, senin o telaşın bana hep saçma gelirdi. Özür dilerim şimdi seni anlıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKER
Fiction généraleMardin'de sınır köylereden birine atanan Eylül için her şey yeni başlıyordu. Kendisini tamamen çocuklara atayan yeni öğretmen köy halkı tatafından yadırganacaktı. Bu süreçte kendisine yalnızca amcasının askerleri ve köyün önemli aşiretlerinden birin...