Neden bu kadar smut istiyorsunuz olum azdınız mı siz (yazarım da cbin biraz daha adam olmalı bence)
Bakın neden bilmiyorum ama bu bölümü yazarken aşırı gerildim nolur sevin yanda yapmam gereken bir boya ve dijital ödevi beni bekliyor ama siz beklemeyin diye atıyorumm
Evet bu kadar konuşacaktım buyrun dalın efendim
İyi okumalarr
꒰ა ♡ ໒꒱
Küçüklüğünden beri büyütülme tarzı yüzünden yapılacak seferlere ve savaşlara hep ilgisi vardı Changbinin. İlgisi olduğu için de ordu komutanıydı aynı zamanda. Konuşmasının çoğunda yapılacak seferlerden bahsederdi lakin Chan'ın yanındayken bir kez bile sefer konusunu açmamıştı.
Zira Chan ona çok tezattı o savaşları, seferleri sevmezdi. O süslenmeyi, gezmeyi, takıları, mücevherleri, insanlara yardım etmeyi ve hayvanlarla ilgilenmeyi severdi. Changbinle çok tezatlardı anlayacağınız.
Bunları söylüyorum zira tam da şu an böyle olduklarını gösteriyorlardı. Chan elinde tuttuğu, yeşil yakut ve incilerden oluşan kolyeyle bir diğer elinde tuttuğu Simon'un onun için özel yaptırdığı kolyeyi sallayarak, Changbinin başında konuşup duruyordu.
"Artık bir fikir beyan et delta."
"Çalışıyorum görmez misin?"
"Beni alâkadar etmez seç."
"Chan, çalışırım derim git ablam seçsin. Zaten niçin henüz sekiz saat varken hazırlanmaya başladın anlamış değilim."
Chan omuzlarını düşürüp yanına oturmuş ve kolyeleri masaya koymuştu. Changbin, sadece göz ucuyla ona baktığında Chan'ın ellerini yanaklarına koyup, onları daha da şişirdiğini ve dudaklarını öne büzerek oflayıp pufladığını gördü. Bu görüntü hem deltasına hem de kendisine şirin gelirken hafifçe tebessüm ettiğinin henüz farkında değildi.
"Eunmi'nin işleri var ki bakamaz şimdi..."
"Ne giyeceksin?" diye sual etti. Chan, hevesle başını kaldırıp, yatağın üzerine özenle serdiği yeşil hanboku gösterdi. "Onu."
"Beğenmedim."
"Ne!" Gözleri fal taşı gibi açılırken ağzı da ona eşlik etmişti. Gece uyumadan önce bunu giymenin daha iyi olacağını düşünmüştü zira. Kendiyle olan üç saatlik hasbihaline böyle tepki vermesi de şaşırtmıştı haliyle.
"Ne ne? Beğenmedim işte."
"Lakin sebebi ne? Çok güzel değil mi?"
"Kötü diyen yok ki lakin bu çok sade kalır. Benim giyeceğim kıyafet bile daha gösterişli."
"Hmm aslında doğru söylersin... O zaman değiştireyim bunu."
"Alfa aslına bakarsan beyhude bu uğraşlar. İstediğini giy lakin babam iki saat sonra gelip beyaz bir takım verecek ve bizden onu giymemizi isteyecek. Sen iyisi mi takı falan seç." Kıyafet mi vereceklerdi? E hani kendi olabilirdi!
"Hani istediğimizi giyebilirdik. Prens kimliğimizi saklamamıza lüzum yoktu?"
"Prens olduğumuz belli olsun diye zaten. Merak etme o kıyafet de sade düz bir şey değil. Her tarafı taşlı, gösterişli bir şey." dedikten sonra içine biraz su serpip konuşmaya devam etti. "Gerçi ben hiç sevmiyorum."
"Zaten sen beyaz sevmiyorsun ki."
"Keşke bunu babam da anlasa."
"Sevmediğimiz rengi hatırladı hadi öpelim onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Play with fire Chanchang
FanfictionKaen ve Kaiyō imparatorluğu, aralarındaki bitmek bilmeyen savaşları bitirip, barışı getirmek için iki aile için de çok önemli olan veliaht prenslerini mühürler. Delta Changbin x Alfa Chan 19.07.2023𓇢𓆸 ©Tüm hakları saklıdır.