Bölüm 23 ⚠️

382 53 110
                                    

Tam en azından temel tasarım finalini verdim diye rahatlamışken sevgili hocamız bir tane daha istediğini söyledi☺️

Çok sinirliyim ve ağrıdan ölüyorum☺️

Smut sessizliği olmasın zaten zor yazdım lzjxöwmksşs

İyi okumalar

꒰ა ♡ ໒꒱

Chan, aynanın karşısına oturmuş halihazırda uzamış olan saçlarından üç tutam ayırarak, onları örmeye başlamıştı. Zaman zaman bu saçı yapardı, ona yakıştığını ve daha güzel göründüğünü düşünürdü.

Beyaz renkli altın işlemeli tarağı eline alıp, bu kez sol tarafından bir tutam alıp üçe bölmüştü ki odanın kapısı gürültülü bir şekilde açıldı. Başını yavaşça kapıya çevirip gülümsedi. "Aldın mı?"

O ne kadar sakin görünüyorsa delta da bir o kadar kızgın görünüyordu. Kapıyı kapatıp elindeki kutuyla içeri girdi. Ona doğru adımlarken bir yandan da konuşuyordu. "Chan, rica ediyorum bir daha ben görevdeyken bana ateş notu gönderme. Gerçekten sana bunu öğrettiğime pişman oldum olacağım."

"Hmhm tabi. Ee aldın mı?" diye sual ettiğinde Changbin gözlerini kapatıp açtı ve sertçe kutuyu önüne koydu. Chan heyecanla kutuyu açıp yeni takısına bakarken ona gözlerini devirip, sırtını duvara yasladı.

"Ne zevk alırsın şundan anl-" Sözünü aniden yanağını tutan bir el ve diğer yanağına konan bir öpücük böldüğünde şaşkın şaşkın gözlerini kırpıştırdı. "Teşekkür ederim." dedikten sonra kutuyla birlikte yatağına doğru ilerlerken Changbin sırıttı.

Belindeki kılıcı çıkarıp masanın kenarına dayadıktan sonra hemen ardından ilerleyip, yapılı kollarını ince beline sarıp kendine çevirdi. Bu kez şaşkın şaşkın bakma sırası Chan'a geçerken elinin tekini yanağına koyduğu gibi dudaklarını birleştirdi. Düşünmeden yaptığı bir hareketti zira düşünse bunu yapmazdı.

Minik bir buse kondurduktan sonra hâlâ aynı şekilde duran alfaya baktı. "Chan? Rahatsız mı old-" Rahatsız olmak şöyle dursun alfanın kurdunu kışkırtmıştı yalnızca. Bu yüzden daha lafı bitmeden ellerini yakasına sardığı gibi arkalarında kalan dolaba doğru itti onu. Deltanın sırtı dolapla buluşurken Chan dudaklarına atılıp, az öncekinden daha sert şekilde öptü.

"Olmadım Changbin."

Bu kez fitili kendisi ateşlerken Changbin ellerini yeniden beline sarıp yerlerini değiştirdi ve daha derin bir öpüşmenin içine çekti alfayı. Birbirlerini öpmüyormuş da aksine savaşıyormuş gibi hoyratça öpüşüyorlardı.

Alfanın dolgun alt dudağını dişlerinin arasına alırken eli rahat durmamış ve kalçası ile beli arasında mekik dokumaya başlamıştı. Sertlerdi lakin aceleci bir tavırları da vardı.

Chan, ince bileklerini Changbinin omzundan sarkıtırken Changbin, zorlanmadan onu kucağına aldı. Dolgun et parçaları ellerinden taşarken bir kaç kez sıkmış ve alfanın hoş tınılarını kulaklarına misafir etmişti.

Dilleri birbirine dolanıyor, damaklarına çarpıyor ve birbirlerine ayak uydurmaya çalışıyordu. Nefesleri bittiği için ıslak bir sesle, nefes nefese ayrıldılar. Lakin Changbin duracak gibi değildi, biraz tereddütlüydü Chanın bunu isteyip istemediğini bilmiyordu tıpkı ikisinin de kızgınlığının yaklaştığını bilmediği gibi.

Chan, kucağında biraz hareket ettiğinde deltanın kucağında olduğundan ötürü, giydiği geceliği beyaz tenini biraz daha açıkta bıraktı. Beyaz teni ışıl ışıldı, iştah açıcı duruyordu. Changbin sertçe yutkundu. Başını boynuna sürtüp fısıltı ile konuştu. "Durmamı istiyorsan şu an bunu söylemenin tam zamanı."

Play with fire ChanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin