Seyran şaşkınlıkla ferite baktı. Ne yapacakları hakkında en ufak bir fikri yoktu. Tek bildiği şey bu işin giderek kötü bir hal alıdığıydı. Ferit derin bir nefes aldı ve 10 dakika önce yaşanan bir tartışmanın bu hızla magazine düşmeyeceğini bilecek kadar çok magazine düştüğünü bildiğinden abiye hemen bu haberi kimin yaptırdığını bul diye adeta kükredi. Barın arka tarafında sinirle yürürken telefonu çalmaya başladı. Arayan abisiydi.
-efendim abi
-çabuk eve gel!
-müsait değilim.
-dedem çok sinirli.
-geliyorum.Ferit ne bok yiyeceğini düşünürken seyran'ın telefonu da çalmaya başladı. Arayan ablasıydı. Yarın saat 10 da eve varacakları ve babasının haberleri henüz görmediğini söyledi.
En azından birinin ailesi henüz öğrenmemişti. Korhanlar için yeni bir durum değildi ama kazım ağa olurda haberleri görürse seyran'ın ölüm fermanı imzalanmış olacaktı. Seyran bitkin bir şekilde oturduğu tabureden kalktı .-ben eve gidiyorum Ferit.lütfen şu durumu çöz. Babamlar henüz haberi görmemiş ama olur da görürlerse benim için hiç iyi şeyler olmaz ve eğer benim canım sıkılırsa senin sonun hiç iyi olmaz!
-tamam seyran çözeceğim ama beni suçlamayı bırak lütfen. Benden ne bekliyorsun tam olarak anlamıyorum. Tanıştığımızdan beri saçma sapan davranıyorsun. Sinirlenmeye başladım. Benim ne suçum var? Ben de seninle aynı durumdayım.
-sana ne olacak Allah aşkına ailen alışıktır bu haberlere.
- ne mi olacak! Ne mi olacak! Seyran bu haberler yüzünden elimi kolumu bağladılar benim. Hayatımın içine tam olarak sıçıldı. Kendi açtığım barımı benden aldılar ve beni allahın unuttuğu bir yerde çalışmaya zorluyorlar. Tüm hayatım kontrol ediliyor. Sen nasıl özgürlük mücadelesi verdiysen ben de öyle mücadele ettim. Tek problematik aile senin değil. Dedemin ne kadar baskıcı ve gaddar olduğundan haberin olmadığı için konuşmak kolay geliyo sana.
-yeter!seninle konuşacak vaktim yok artık. Deden en fazla bağırır babamın bana neler yapabileceği hakkında zerre fikrin yok senin. Keşke benim alacağım cezalar da seninki gibi olsa.
-o ne demek seyran? Babam ne yapar sana?
-lütfen ferit daha fazla uzat-
Abidin ferit ve seyranın yanına tekrar gelmişti. Haberi pelin'in kankası şu magazinci girmiş dedi .Ferit şuan hiç olmadığı kadar sinirliydi işte. O kızı bana hemen bul abi diye bağırırken pelini gördü barın arkasında.
Sert bi şekilde duvara dayayıp bağırmaya başladı. Seyran duruma müdahale etmeye çalışırken ferit sinirle pelinin boğazını sıkıyordu. Seyran gerginlikten sendeleyince ferit dikkatini seyrana verdi.-iyi misin seyran? Abi çabuk tabure getir.
-iyiyim başım döndü.Ferit seyran ile ilgilenirken pelin sinirden kuduruyordu. Ferit ilk kez bir kıza karşı özenli davranıyordu. Kendisi trafik kazası geçirdiğinde bile adam arayıp onu sormamış oysa bu kadın ufak sendeledi diye endişeli endişeli yanında duruyor ona su içiriyordu. Dikkat dağınıklığını fırsat bilip kaçtı pelin.
Seyran iyi olunca onu eve bırakıp yalıya döndü ferit. Salona girer girmez annesiyle karşılaştı.
-Ferit bu ne demek. Hiç mi durulmayacaksın sen,hiç mi akıllanmayacaksın? Deden günlerce eve kitleyecek seni. Hem sen o aklı başında kızı nasıl ayarttın 2 günde!
-anne bi dur Allah aşkına. Kimseyi ayartmadım ben. Ortalığı karıştıran dedem. Tüm sorumlu o,ben değilim!hem dedem nerde onunla konuşucam ben.
-seni bekliyor,odasında.
Ferit dedesinin yanına gitti düşündüğü kadar sinirli durmuyordu.
-bu çıkan haberler ne çocuk!Seyran ne arıyo o günah yuvası barda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yalan
Romancebüyük bir mücevher markasının sahibi olan korhanlar,uslanmaz bir çapkın ve yalan üzerine kurulmuş bir evlilik