Gerçekler acıtır

994 83 9
                                    

Babasının çevirdiği dolapları anlayan ferit uzun bir süre hareketsiz şekilde duvarı izledi. Konduramıyordu. Evet babası şahane bir insan ya da iyi bir baba değildi ama Halis ağa'dan deli gibi korkardı. Hayatı boyunca ondan habersiz nefes bile almamıştı. Genç adamın iyice kafası karıştı. Acaba Halis ağa durumdan haberdar ve şirket para mı aklıyor diye düşünmeye başladı. Tam o an sadık beyin kilitli dolabının altında bulduğu yırtık makbuzu aklına geldi . Ferit oturduğu yerden kalktı ve hemen ceplerini karıştırmaya başladı ama makbuz parçasını odasındaki kasaya koyduğunu hatırladı. Seyran'ı aramak istedi fakat Toronto'da neredeyse akşam olmuştu iki ülke arasındaki 7 saat fark adamın işini iyice zorlaştırıyordu. istanbul'da gecenin bi vakti kadını korkutmak istemedi. Kalktığı koltuğa geri oturdu. Daha abisinin bu işin bi parçası olup olmadığını bile bilmiyordu. Bilgisayarını tekrar açtı. Arşive girdi ve didik didik incelemeye başladı ama çok eski ve ticari hayatı yoğun olan bir şirkette binlerce dosya arasından kayda değer başka bir şey bulamadı. Amerika'da bu mağazaları açan Avrupa,Orta Doğu ya da Asya'da kaç tane mağza açmıştır kestiremiyordu. Üstelik açılan mağzlarin ismini bilmiyor ve hangi sahte şirketlere para transferleri yapıldı tahmin edemiyordu. Kendine gelmeye çalışsa da kafasının ısındığını hissetti ferit. Soğuk bir duş alıp arşivi tekrar kontrol etmeye karar verdi. Bu işin tüm boyutlarını öğrenmeden aptalca bir şey yapmayacaktı.
________________
İstanbul'da gün doğumu ile çalan telefona uyandı seyran. Ece arıyordu. Heykel dersinin notlarının girildiğini büyük bir sevinçle duyurdu arkadaşına. Panikle yataktan kalkan seyran bilgisayarı açtığı gibi siteye girdi. Geçmişti. Hiçbir dersi Büte bırakmadan son yılını tamamlamıştı. Okulunu 3.9 ortalama ile bitirdiği bu dersin sonucu ile kesinleşti. Ece ile seyran telefonda çığlık çığlığa bağırıyordu. Okulun geri kalan haftalarında derse gitmelerine bile gerek kalmamıştı. Bu demek oluyordu ki seyran ve ece resmi olarak üniversite mezunu sayılırdı.Mezuniyete de 3 hafta vardı zaten. Ece ile konuştuktan sonra sevinçle feriti aradı. Genç adam dün geceden beri yüzlerce dosyayı didik didik aramış ama pek bir şey bulamamıştı. Bakması gereken binlerce dosya vardı ve daha işin içinde kimeler var onu bile bilmiyordu. Sadık bey haberdar miydi mesela ya da müdür yardımcısı Ethem bey? Adam tüm gece araştırma yapmış ve yaklaşık 2 saat önce uyumaya başlamıştı. Çalan telefon sesiyle irkildi. Oturduğu sandalyede iki büklüm uyurken kalktı ve telefonu cevapladı.

"Alo"

"Ferittttt mezun oluyorummm. Son not girildi. Ortalamam 3.9 feritttttt. Dereceyle bitirdim. Yüksek ihtimal okul birincisi benim"

Ferit seyran'ın heyecanlı ve mutlu sesiyle keyiflendi. Her şeye rağmen karısını mutlu görmek adama iyi geliyordu.

"GÜZELİMM çok tebrik ederim. Ee artık gelince bunu kutlarız.. birlikte,BAŞBAŞA"

"Yaaa ferit! Sen ne zaman döneceksin? Özledim "

Derin bir nefes verdi ferit. Bu gece uçağa binecekti aktarmayla yaklaşık 20 saat bi yolculuk adamı bekliyordu. Erkenden yalıya dönmek için ilk uçağa bilet almişti

"Yarın gece orda olurum. Bu akşam uçağım var. İyi ki aradın ben de uyuya kalmışım. Son kontrolleri yapayım, sertifikaları halledeyim daha geç kalmadan. Gelince doya doya kutlarız mezuniyetini. Ha bu arada ne zaman mezuniyet?"

"3 hafta sonra. Millet büte falan girecek yani vaktimiz var. Çabuk ol seni seviyorum"

"Bende seni seviyorum sevgilim. Görüşürüz"

Telefonu kapatınca ferit kalan işlerini halletmeye başladı. Bu sırada Fuat çaktırmadan asuman'ı yokluyordu. Hiçbir zaman gerçekten boşanmak istememişti. Şimdi suna ile evleniyordu. Tamam Suna harika bir kızdı ama kendisine aşık olmadığını biliyordu. Şirkette kimse yokken yine asuman'ı aradı. Evleneceği kesinleştiğinden beri aklı sürekli Asuman ile doluydu. Ama kadın asla yüz vermiyor,telefonları açmıyor ve kesinlikle iletişim kurmuyordu. Asumandan tekrar red yiyince sunayı aradı Fuat, 2 gün sonra evleneceklerdi. Bari suna ile aramı iyi tutayım diyordu. Suna ile telefonda biraz konuşunca şirket işleriyle ilgilenmeye başladı. İfakat şirket haklarını feritten alabileceklerine çok emindi bu süre zarfında da fuat'ın tekrar parlaması gerekiyordu. Genç adam hiç olmadığı kadar sıkı çalışıyordu ama yine de çalışanlar feriti daha fazla sahiplenmiş, gelecekteki patronları olarak görüyordu. Fuat ne yapsa insanlara yaranamıyordu. Bu sebeple bu aralar biraz gergindi. Orhan durumu idare etse de fuat'ı uyarmak durumunda kalmıştı.

yalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin