Suna yatakta boş boş duvara bakan kardeşinin yanına gitti. Seyran ruh gibiydi. Göz yaşları tükenmiş,bitkin ve çok kalbi kırıktı. Bir süre sadece uyumak istiyordu. Kazım bu gelişe anlam veremese de hattuc ve esme durumu idare etmişti. Hattuç seyran'ın bir derdi olduğunu anlamış ve olay daha da büyümesin diye kazıma duyurmamıştı. Ferit arabayı tekrar çalıştırdı ve yalıya doğru yola çıktı. Akşam yemeğini kaçırmıştı,seyran yanında yoktu ve toplantının sonuçlarını dedesine bildirmemişti. Normal şartlar altında bu gece korkudan eve bile gitmezdi ama şuan berbat bi haldeydi. Yalıya gitti. İfakat,Orhan,Gülgün ve ilk kez Halis ağa oturmuş salonda feriti bekliyorlardı. Derin bir nefes aldı genç adam,zaten tükenmişti. Uğruna öleceği kadın,karısı şuan ondan tiksiniyordu ve bir de dedesinin azarı ile uğraşamayacaktı ki hiç beklenmeyen bir şey oldu. Hattuç hala Halis ile konuşmuş ve seyran'ın birkaç gün rezidansta kalacağını,esmen'nin rahatsızlandığını söylemişti. Halis ve ev halkı da merakla esme'nin durumunu soruyordu. Ferit geçiştirip odaya çıktı. Gülgün de hemen ardından gitti. Sanat okulundaki peyzajcılar tüm olan biteni gülgüne söylemişti. Odanın kapısına geldiğinde durdu Gülgün, kapıyı açmak ve oğluna sarılmak istiyordu ama yapamadı. Yaklaşık 20 dakika kapının önünde çaresizce bekledi ve feritin içli içli ağlamasını dinledi ama kapıyı açamadı. Kendi de ferit gibi ağlayıp sakince odasına döndü. Kremlerini sürdü,bakımını yaptı ve boş yatağa yattı. Orhan yine odada yoktu. Dizlerini karnına çekti ve uyku ilacı alıp uyudu. Ferit odaya girdiği gibi nefessiz kaldı. Seyran'ın kıyafetleri,kalemleri,parfümü,
şampuanı ,yastığı her şey üstüne geliyordu. Bu odaya bir daha dönmeme ihtimalini düşündükçe kalbi sızlıyordu. Daha bu sabah göğsünde uyuyan kadın şimdi yoktu. Seyran da berbat bir haldeydi. Uyumaya çalışsa da yapmıyordu. Ayrı yataklarda aynı acıyla kıvranıyorlardı.Esme birkaç kez odaya girmiş ve ruh gibi yatan,boş boş duvara bakan seyran'ı görmüş ama ne oldu diye bile soramamıştı. Mutfakta temizlik yaparken ağlamakla yetindi sadece. Ferit daha fazla odada duramadı ve gecenin bi körü hana gitti. Bu 3 gün odada kalamayacağını biliyordu. Seyran'ın yokluğuyla yüzleşmeye hazır değildi. Sabaha kadar handa çalışıp sabah kahvaltıya gitti. Daha sonra birlikte şirkete gittiler. Ferit %100 performansla çalışıyor yemek bile yemeden işleri hallediyordu. Çıkan ufak bi lojistik sorununu İspanyolca bildiği için anında halletmisti. İspanya gümrüğe ile konuşup geçiş sorununu çözmüş ve eksik belgeleri tamamlamıştı. Seyran ise evde deli gibi temizlik yapıyordu. Feriti düşünmemeye çalışıyor eline ne geldiyse temizliyordu. Aklını böyle dağıtamayacağını anlayınca sanat okuluna gitti. Okulun bahçesine girdiği gibi gözüne son yaşadıkları geldi ama aldırmadı. Müziği son ses açıp deli gibi dans etmeye başladı,bir yandan da okulun dış cephesini hallediyordu.
__________
Bu sırada ifakat kazım ile gizlice tekrar görüşüp Suna ve fuat evliliğini ayarlamıştı. Halis ağaya gidip fikrini söylemişti ama Halis ağa bunun olamayacağını,fuat'ın daha yeni boşandığını söylemişse de ifakat, suna ve fuat'ı bahçede öpüşürken gördüğünü,artık Suna ile evlenmesi gerektiğini,dünürlerine bu kadar yanlış bir şey yapamayacaklarını söyleyip ikna etmişti. Suna ve fuat'ın birbirlerine aşık olduğuna ve ferit ve seyran gibi hayırlı bir evlilik olacağına ikna olan Halis, 2 gün sonra suna'yı istemeye gideceklerini ifakata söyledi. 2 gün böyle böyle bitmişti sonunda. Bu 3 günde ferit'in sakalları uzamış,yorgunluk ve uykusuzluktan göz altları çokmüşken seyran da iştahsızlık ve üzüntüden 2 kilo vermişti. Sabaha kadar ne seyran ne ferit ne de suna uyuyamamıştı. Bugün DNA sonuçları çıkacaktı. Sabahın köründe evden çıkıp koşa koşa hastahaneye gitti ve DNA zarfını aldı ferit. Koridorda bi sandalyeye oturup zarfı açtı. Kalbi deli gibi çarpıyordu ve tam beklediği gibi oldu. "Bebek ve ferit korhan arasında biyolojik yönden herhangi bir bağlantı bulunmamıştır" yazısını okuduğu an derin bi OH çekti sadece. 1-2 dakika daha oturduktan sonra arabasına gitti. Seyran ile konuşmadan önce yapması gereken bir şey vardı. Deren ve selim'in defterini dürecekti. Arabayı doğruca DİNÇER İNŞAAT'a doğru sürdü. Deren ya da selime fiziksel bir zarar verse Asım bey bu durumu yanına bırakmazdı biliyordu ve ne kadar gururlu,onurlu bir adam olduğunu da biliyordu bu sebeple deren ve selim'in en büyük korkusunu gerçekleştirmeye gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yalan
Romancebüyük bir mücevher markasının sahibi olan korhanlar,uslanmaz bir çapkın ve yalan üzerine kurulmuş bir evlilik