Han gerçekten çok güzel ve tahminimden büyüktü, ferit ile yavaş yavaş dükkanların önünden geçerken ferit birden durdu,elimi sıkı sıkı tuttu ve "seni benim için çok önemli biriyle tanıştıracağım. Necip usta benim için çok değerli,burası da öyle." İyice meraklanmıştım. İçeri girdiğimde çok tuhaf hissettim. Buranın kendine has bir dokusu vardı. Duvarlar,mobilylar, masanın üzerindeki envayi çeşit elmas...ama oda boştu. Ferit necip ustaya seslendi. Banyodan bir kolu olmayan yaşlı bir adam çıktı. Şaşırdım doğrusu. Korhanlar tasarımlarını bu küçük dükkanda hayata geçiriyordu.
Necip usta çok sinirli gözüktüğü için ortam yumuşasın diye içten bir gülümsemeyle kendimi tanıttım. O ise ferite dönüp "Ben söylemesem getireceğin,karınla tanıştıracağın yok" dedi sinirle. Ferit mahcup olmuştu. Evet, evet Ferit korhan mahcup duruyordu. Şaşırdım! Genelde arsızlıkları ile tanıdığım için herhalde tuhaf gelmişti. Ardından içten bir gülümsemeyle bana döndü ve tanıştık. Oturup çay içip sohbet ediyorduk ki ferit arkadaki küçük masadan elinde bir dosya ile geldi. Suratında gururlu ve meraklı bir ifade vardı. Yavaşça yanıma oturdu.
"Seyro bak bunlar benim tasarımlarım,ben yaptım. 6 ay sonra piyasaya çıkacaklar. Benim ilk koleksiyonum olacak. Halis korhandan sonra ilk kez başka birinin tasarımı satışa sunulacak. Bugün şirketten onay geldi"
Ferit o kadar gururlu söylemişti ki gülümsedim, hatta göz ucuyla Necip ustaya baktım onun da gözünde ferite karşı büyük bir sevgi vardı,tavırlarının aksine. Ferite yandaki dükkandan baklava almasını söyledi ve benimle başbaşa kaldı.
"Demek günlerce uyumayıp,işlediği yüzüğün sahibi sensin. Çok memnun oldum Seyran."
Elimi tuttu ve yüzüğüme baktı Necip usta.
"Kimseye dokundurtmadı,hepsini kendi yaptı,tek başına . Kaç gün burda sabahladı. Beğenene kadar da burdan gitmedi. Şimdi anladım nedenini" bugün şoktan şoka giriyordum. FERİT BANA TASARLADIĞI HERHANGİ BİR YÜZÜĞÜ VERMEMIŞ,BENİM İÇİN ÖZEL OLARAK YAPMIŞ, SADECE BENIM İÇİN !!!"Ferit için pek güzel konuşmazlardı. Halis ağanın şımarık torunu derlerdi ta ki burda çalışmaya başlayana kadar. Herkesin fikri onu tanıdıkça değişiyor. Cıvık bi çocuk biraz ama kalbi tertemiz,elinde maharet gözünde ışık var. Bu söylediklerim aramızda kalsın ,hemen gevşer yoksa" güldü Necip usta ve devam edecekti ki Ferit elinde baklavalarla içeri girip hemen karşıma oturdu. Necip usta ferit oturunca konuyu değiştirdi.
"Evlilik taze yeşeren bahar dalları gibidir. Kırılgandır,narindir emek ister. Ama suyunu,sevgisini verdinmi de çiçekler ,meyveler sunar insana. Gölgesinde dinlendirir. Size demem o ki birbirinize emek verin,emek verilen her şey güzelleşir. Kolay bir şey değil biriyle yaşamak,birini sevmek. Kırmadan dökmeden kıymetini bilmek. Elbet birbirinize kızacak,kıralacaksınız ama vazgeçmeyin. Birbirinizin yaralarını,eksiklerini daima örtün,kıymet bilin. O zaman gerçekten hayat arkadaşı olursunuz,yoldaş olursunuz. "
Necip ustanın sesi de anın atmosferini iyice romantik hale getirmişti. feritle gözgöze geldik. O an sanki bu evlilik hayat boyu sürecek gibi hissettim. Çok derin bakıyordu , fark etmeden elim feritin benim için uğraşıp yaptığı yüzüğe gitti. Kendimi ilk kez bu kadar değerli hissetmiştim. Hayat boyu babamdan yediğim dayaklar,aşağılamalar hatta yemek bile yedirtmezdi. Artıklarıyla beslenmeye zorlardı. Dışardan bakan ağa kızı der özenirdi bize . Çünkü babam tam el iyisiydi. Bizi zengin adamlarla evlendirmek için resmen tonlarca ders aldırmış,diller öğretmişti ama bir gün sevmemişti.
Şimdi bana uzak dediğim,yanlış dediğim,mecburiyetten evlendiğim bu adam 21 yıllık hayatımda görmediğim değeri,göze sokmadan,bağırmadan,şov yapmadan gerçekten içten bir şekilde bana gösteriyordu. Karşımda oturmuş Necip usta ile konuşurken yüzünü inceledim sessizce. Mimikleri,kaşı,gözü o kadar güzeldi ki bi an bana baktı. Kolsuz usta haklı bu adamın gözünde ışık var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yalan
Storie d'amorebüyük bir mücevher markasının sahibi olan korhanlar,uslanmaz bir çapkın ve yalan üzerine kurulmuş bir evlilik