Ferit 10 dakika içinde sinana bilenmişti bile. Adam 'insan canlısı' bir tavır altında baya annesine yürüyordu. Hem de yanında. Genç adam, şakaklarında bi sıcaklık hissetti. Sinir geliyordu. Bu herifte elinden bi kaza çıkmadan odadan gitmemeye yemin etmiş gibiydi. Gülgün oğlunun ters bakışlarını fark edince yavaştan Sinan beye yol vermeye çalıştı fakat adamın da bugün konuşası vardı sanki. Neyse ki birkaç dakika sonra güler yüzü ve tüm güzelliğiyle seyran girdi içeri.
Feritin tüm odağı bi anda değişti. Beyaz bi bluz siyah mini etek giymiş güzeller güzeli karısına baktı. Sonra da hafiften belli olan karnına.
"Selam herkese ,merhaba Sinan bey. Ferit hoş geldin. Benim işim bitti. çıkabiliriz"
Ferit hala oturan Sinan beye baktı. Yerine yapışmış gibi oturuyordu hala. Sonra da annesine. Gülgün, feritin yarattığı bu gergin hava dağılsın diye seyrana işaret çaktı ve hemen konuyu değiştirdi.
"Oğlum akşam dedenin bizimle konuşacağı önemli bir şey varmış. Akşam yalıya geleceğim. İstediğin bir şey var mı? Getiririm."
"Yok. Sen kendin gel...yalnız...yeter"
Seyranın adeta sürüklemesiyle çıktı odadan ikili.
"Bu herif anneme asılıyor seyran. Resmen yanımda anneme yürüyor. Orospu çocuğu"
Seyran şaşkın gözlerle kocasına baktı. Şaka falan yapmıyordu. Gayet ciddiydi,cidden böyle mi düşünüyordu?
"Ferit saçmalama Sinan bey buranın müdür yardımcısı."
"Yavşak orospu çocuğunun içerde ki hallerini görseydin ne demek istediğimi anlardın. Şerefsiz"
"Ferit o adam biraz sıcak kanlı. Herkese karşı öyle annene özel bir şey değildir."
Genç adam duyduğu şeyle daha çok sinirlenmişti
"BU HERİF SANA DA MI BÖYLE DAVRANIYOR?? "
Seyran feritin gittikçe gerilen kaslarını ve sıkı sıkı yumruk yaptığı elini fark edince konuyu değiştirdi
"Hayır.... dava ne oldu ferit? Sen biraz gergin gibisin sanki beklenmeyen bir şey mi oldu?"
Derin bi nefes verdi ferit. Kabul etmek istemese de üzgün hissediyordu.
"Avukatların dediği gibi oldu işte. Haklısın biraz gerginim galiba. Ama gözüm o herifin üstünde! Yılışık"
Seyran kollarını feritin boynuna dolayıp boynundan öptü kocasını. Feritin sakinleştiğinden emin olunca rahat bir nefes aldı.
"Sen kutlama yapıcaz demiştin. Bir yere götüreceğim seni demiştin. Sabahtan beri aklım orda"
Güldü ferit
"Sürprizim hazır. İşlerin tamamen bittiyse gidelim."
"Dur ablama da haber vereyim. Hazırsa çıkalım"
Ferit anlamaz gözlerle baktı seyrana "ablan ne alaka? Kutlamayı başbaşa yapacağız. Abidini ararım ablanı eve götürür"
"Ama onun da ilk iş günüydü. Bizimle gelsin yalnız kalmasın"
"Abiye söylerim gezdirir sunayı Boşver onları yaaaaa. Hadi gidelim. Karımla başbaşa kalmak istiyorum"
İkili el ele sanat okulundan çıktı.
______________Ferit, Seyran'ın sanat okulundaki ilk iş gününün onun için ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Onu hem mutlu etmek hem de bunu özel bir anıya dönüştürmek istiyordu. Günler öncesinden hazırlıklara başladı. Kumsalda, manzarası eşsiz bir noktada tavanı açık büyük bir çadır kurdurttu. Çadırın içini yumuşacık yastıklarla doldurdu, yere incecik halılar serildi. Minik ışıklar çadırın etrafını yıldız gibi sarmıştı. Köşede hafif bir romantik müzik çalacak bir düzenek hazırlattı. Ayrıca Seyran'ın en sevdiği yemeklerden oluşan bir menüyle masa donatıldı: taptaze meyveler, çikolatalı tatlılar ve onun favorisi olan ev yapımı börekler.
![](https://img.wattpad.com/cover/368527415-288-k54148.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yalan
Romancebüyük bir mücevher markasının sahibi olan korhanlar,uslanmaz bir çapkın ve yalan üzerine kurulmuş bir evlilik