~ Gel diyemiyorum, ama bekliyorum...
Bugün hafta sonu olduğu için geç uyanmak benim alışkanlığımdı. Ama gece üçten sonra, sabah saat sekize kadar uyumamıştım. Bu saat aralarında da odayı ve evi toplamıştım. Temizlemiştim bir nevi. O gördüğüm rüya sonrası neredeyse tüm bilincim kaybolmuştu. Öyle gerçekçi bir rüyaydı ki! Aklıma getirmemem daha iyi olacaktı sanırım... Saat 11:00 olduğu için artık Cemre'nin uyanması gerekiyordu. Kendimi neden bir abla veya bir anne gibi hissediyordum? Çünkü kendisi alarm kurmayı dahi bilmiyordu hafta sonları. Gerçi aptallık bendeydi, neden hafta sonu alarm kuruyordum ki dinlenmek varken? Üzerimdeki pijamalardan kurtulduğumda rahat, klasik bir kıyafet giydim. Saçımı ev topuzu tarzında bağladığımda, sonunda odamdan çıkabilmiştim.
Bugün kafamı dağıtmak amacıyla, Cemre ile alışveriş merkezine veya çarşıya gitmek aklımın ucundan geçmiyor değildi. Kahvaltı için gram bir şey hazırlamakla uğraşmak istemiyordum. Cemre'ye mi bıraksam bu işi? Diye düşünmüştüm. Her hafta sonu ben yaparken, o asla yapmıyordu. Televizyonun karşısına geçtim ve kumandayı elime aldım. Netflix'ten yabancı dizi izlemek fena olmayacaktı. 'Countdown' yani türkçe karşılığı ile 'Geri Sayım' adlı filmi açmıştım. Sabah sabah film izlemek gibi bir alışkanlığım yoktu, ama sanırım değişiklik iyi olacaktı. Daha filmi yarılamamışken, odadan gelen ayak seslerini duyduğumda bunun Cemre olduğunu anladım. Başka kimse olmadığına göre... "Günaydın," dedi gözlerini ovuşturarak. "Günaydın, hayırdır sabah sabah nereye böyle?" Dedim üzerindeki kıyafetleri kastederek. "Ne var ya? Öylesine giydim, bir yere gideceğimden değil." O kıyafet avukat vibe'ı veriyordu. Tam da Cemre'ye uymuştu. Kıkırdadım.
"Hayırdır, bir yüzün düşmüş senin?" Dediğinde gülüşümü büyüttüm. Sanırım belli oluyordu. "Hayır ya, iyiyim. Hep mutlu mu olacağız?" Başını salladı, bana katılarak. "Ne izliyorsun?" Diyerekten yanıma geldi ve koltuğa oturdu. "İzlemelisin diye önerdiğin o filmi izliyorum." Güldü. "Benim bunu beşinci izleyişim. O yüzden altıncıyı daha beynim kaldırmaz!" Bu kurduğu cümleye kahkaha atmıştım. "Bu arada, kahvaltıyı hazırlamanı senden rica ediyorum. Hiçbir hafta sonu hazırlamadın ve hep ben hazırladım. Sanki ben bu evin hizmetçisiyim! Şimdi rica ediyorum kahvaltıyı hazırla!" Diye komut verdim.
Rahat biçimde oturmuş pozisyonumu görünce gözlerini devirdi. "Karşında köle mi var senin?" Kızgın tavırları beni daha da güldürüyordu.
"Valla senin karşında her hafta bir köle duruyordu, sanırım... Ya kardeşim, hadi uzatma da kahvaltıyı hazırla!" İçinden küfürler yağdırdığına emindim. Sinirle mutfağa doğru ilerlediğinde kıkırdamalarımı duyması, benim için iyi olmamıştı. "Kes sesini!" Agresif! Neden bu kadar agresifti? Sanırım daha fazla şansımı zorlamamalıydım. "Bu arada benim bugün dışarıda işlerim var," dediğinde ani anda ona döndüm. "Ne işi?" Güldü. "Ne olabilir Allah aşkına? İşlerle ilgili. Zaten bir ayım kaldı şurada. Onlarla ilgili projelerimiz var, onun çıktılarını falan alacağım." Dediğinde başımı salladım, ima yaparak. "Kimle?" Diye sorgulamaya başladığımda içinden sabır çekti. "İstersen gelirsin güzelim. Çınar ile mi gideceğim sanki!" O son cümleyi umursamazca söylemişti. "Harbiden, kimle gideceksin?" Siniri bozulmuşçasına kıkırdadı. "Çınar ile gideceğim kardeşim, yanında da ben olacağım. Tamam! Oldu mu?"
Bunu söylemese bile tahmin etmiştim.
"Tamamdır, sorun yok!" Diyip önüme döndüm. Hâlâ gülüyordum. "Asya, kes!" Diye bir ses yükseldi. Sanırım susmalıydım! Kahvaltıyı hazırlaması yaklaşık yirmi dakika sürmüştü. "Hadi gel," diye çağırdığında anlamıştım. Kahvaltı masasına geçtik. Yalan yoktu, benden güzel hazırladığı bir gerçekti. "Sen bir yere çıkacak mısın bugün?" Diye sordu. Aslında çıkacaktım ama birilerinin randevusu varmış... "Valla aslında çıkacaktım, ama sizin randevunuz varmış Cemre Hanım." Sinirle iç çekti. "Lan, şaka yaptım! Ne abarttın! Eğleniyorum sadece. Sen git, gecikme." Dedim düzelterek. O da biliyordu ironi yaptığımı, ama her ikimizde birbirimizle uğraşmaktan zevk alıyorduk bir çocuk gibi. "Çok teşekkür ederim. Sen izin vermeseydin ne yapardım?" Dediğinde kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK NEREDEN NEREYE? (Tamamlandı)
Teen FictionBir hemşire ve bir hukuk fakültesi okuyan iki arkadaşın olağanüstü olaylı hayatını konu alır. Bu iki arkadaş, karşılaştıkları yerde hayatlarını baştan düzenleyecek iki kişi ile tanışırlar. Üniversitede son ayları olan Asya ve Cemre'nin meslekleri ve...