(16) Cinayet Girişimi Mi?

83 7 3
                                    

(2 gün sonra...)

Bugün son olarak Kapadokya'daki yerleri gezmiştik. Sıcaktı ve sıcaktan eriyecektim neredeyse. Otele vardığımızda herkes odalarına dağıldı. Valizime eşyaları doldurdum, özensizce yapıyordum. Nasıl olsa evde açacağım düşüncesiyle... Parfümümü çantamın ön gözüne attım. Şarj aleti ve airpodsumu da ön göze koyduğumda valizi kapının önüne taşıdım. Aynanın karşısında saçlarımı topuz yaptım. Üzerimde bol ve ince kıyafetler vardı. Normalde siyah, sıcağı soğururken ben yine siyah kıyafetler giymeyi tercih etmiştim. Hazırlandıktan sonra Cemre'ye mesaj attım.

"Otelin önünde buluşalım," yazdım. "Tamamdır," diye bir yanıt geldiğinde en aşağı kata yani otel çıkışına doğru ilerledim. Bir elimde valizimi, diğer elimde ise küçük el çantamı taşıyordum.   Cemre, Çınar ve Güney yoktu. Tek başıma otelin önünde öylece onları bekliyordum. Neredeyse beş dakika olmuştu ve gelmemişlerdi. Güney'e mesaj attım. "Bence gelmeyi düşünmüyorsunuz." Buna cevap vermemişti ve ayrıca görüldü atmıştı. En nefret ettiğim şeydi! Kapıdan çıkan üç kişiyi gördüğümde içimden oh çektim. "Hiç gelmeseydiniz ya,"

"Anca bu zamana kadar hazırlanabildik, ne yapalım kardeşim?" Dedi Cemre. Güldüm. "Yazık lan, sıcaktan ölecek kız." Diyip içinden kıkırdadı, Çınar. "Valla öyle, ne yalan söyleyeyim." Dedim. Güldüler. "Arabayla uzun bir yolculuk olacak," dedi Güney. Ne? Ben tamamen arabayla gideceğimizi unutup otobüs ile gideceğimizi düşünüyordum. "Nasıl yani? Otobüsle gitmeyecek miydik?" Cemre de ben düşündüklerimi düşünüyordu. "Ben de onu diyecektim tam," dedim. "Araba varken otobüs ile gitmek isteyen kızları ilk kez görüyorum." Güney bunu derken güldü. Çok komikti ya zaten!

"Ne ya? Otobüsle gitmeye alışmış olamaz mıyız? Sanki siz gibi çok zenginiz biz!" Dedim ima yaparak. "Ne abarttın şu arabayı! Alt tarafı bir-" derken sözünü kesti Çınar, "Alt tarafı dediğin araba kaç milyon haberin var mı?" Dedi. O kadar haklıydı ki! "Konuş Çınar," dediğim esnada Cemre gülmesini bastıramıyordu. Güney önden yürüyordu. Otelin otoparkına girdiğimizde Cemre Çınar'ın arabasına bindi, ben ise Güney'in arabasına binmek zorunda kalmıştım. "Yedi saati seninle atlatmak bir zulüm." Dedim gülerek.

Bunu alayla söylemiştim ve bunu anlamıştı. "Ben de zorluyordum zaten illa arabama bin diye. Bak onların yanına da gidebilirsin," güldüm ve arabaya bindim. Aysima'nın iki kez aramasını görmezden gelmiştim ve mesaj atarak cevaplamıştım. Konuşmak için müsait bir ortam değildi. Genelde işimizle ilgili sorular sorardı.

(Cemre...)

Çınar'ın arabasına bindiğimde, en öne geçtim. "Buradan gitmek... Ne bileyim ya, güzel bir yerdi." Dedim etrafıma bakınıp. Çünkü uzaktan bile çok güzel bir yer olarak gözüküyordu. "Tekrar geliriz," diyip göz kırptı. Ama zor olduğunu bilmiyordu. "İşte bu zor." Güldü. "Ne zorlukları aştık," dediğinde ona baktım. Aşmış mıydık? "İstersen ilerideki markette duralım. Oradan soğuk bir şeyler alıp öyle geçeriz," bu teklifini kabul ederek başımı salladım. "Tamamdır," arabayı marketin önüne park etti. "Ne istersin?" Diye sordu. "Fark etmez bana, kendine ne alırsan bana da onu al." Bu söylediğim komikmiş gibi güldü. "Niye gülüyorsun? Karar veremedim çünkü." Dedim.

"Ne yani, sen de mi enerji içeceği içeceksin? Monster falan..." Bunu söylerken hâlâ gülüyordu. Ayrıca enerji içeceği mi içecekti? "Saçmalıyorsun şu an, ne enerji içeceği?" Diyorken, arabadan indi ve markete girdi. Daha ne içeceğimi bile söylememiştim. İki dakikada alıp gelmişti. "Al, güzelim." Diyip içeceği uzattı. "Teşekkürler." Dediğimde aldığı şeye baktım. "Cidden bunu mu içeceksin?" Diye sordum merakla. "Nadiren," dedi ve arabayı çalıştırdı. "Zararlı olmasaydı sana da alırdım." Sanki ona zarar işlemiyordu! Sesimi çıkarmadım. Sebepsiz yere gülesim geliyordu.

AŞK NEREDEN NEREYE? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin