(3) Karşılaşma

111 5 5
                                    

Karşımda gördüğüm kişi gerçek olabilir mi düşüncesiyle şaşırmıştım. Yanına doğru ilerledim ve şaşkınlıkla konuşmaya girdim. "S-sen?" Dedim şaşırarak. Aklıma başka diyecek cümle gelmiyordu çünkü. "Evet, ben. Güney!" Dedi ve elini uzattı. Elini sıktığımda, "Çalıştığın hastane burasıymış sanırım..." Hastaneyi baştan aşağı süzerek bu cümleyi kurmuştu. "Evet burası," diye onayladım. "Staj yapıyorsun değil mi?" Dedi yürümeye başlayarak.

Yanından ilerlediğimde, sorusuna cevap verdim. "Evet, bu hastanede staj yapıyorum." Güldü. "Peki, ben de bir yakınım için gelmiştim zaten!" Dediğinde şaşırdım. Yakını için mi? "Kim? Hastanede mi yatıyor?" Diye sordum merakla. "Hayır, sevdiğim kişi burada çalışıyor." Bu ters köşe hiç iyi olmamıştı. Gülümsedim ve hastaneye girdik. "Bu arada, kaçta çıkıyorsun?" Diye söze girdi merakla. "Öğle arasına çıkıyoruz on ikide. Tabii, buradan akşam altı da ayrılıyorum." Merak ettiği sorunun cevabını almasının dakikasında söze girdi. "İyi zamanlama. O zaman akşam dediğim yerde görüşmek dileğiyle..." Diyip gitti. Neden bu kadar açık sözlüydü? Gülerek, hastaneye girdiğimde üçüncü kata çıktım. Aysima'yı gördüğümde selam verdim.

Bazı hastalar gelmişti. Birisi kaza nedeniyle pansuman ile tedavi ediliyordu. Melisa denen ikinci staj arkadaşım, hastaya pansuman yapıyordu. "Hasta çok mu ağır?" Diye sordum çantamı bir kenara bırakıp. "Maalesef evet, bayağı kan kaybetmiş. Az önce kaza yapmış!" O sesindeki titreme, mesleğini ne kadar özenerek ve severek, hep hastaların iyiliği için uğraştığını gösteriyordu. "Tamamdır, serum takıldı değil mi?"

"Evet evet, ben serumu taktım. Fakat ikinci kez ilaç konulması gerekiyor. Çekmeceden ağrı kesici getirir misin?" Dediğinde, telaşla ilaçların bulunduğu çekmeceyi açtım ve oradan ağrı kesici çıkardım. İçinden şırıngayla çektikten sonra hastanın yanına ilerledim. Kolundan şırıngayı vurdum. "Tamamdır," dedim ve çöpü kutuya attım. "Pansuman yapılması gerekiyor tekrardan. İki saatte bir yapılması gerekiyor. Sonrasında özel odaya alacağız. Fazlasıyla kan kaybetmiş maalesef." Başımı salladım ve diğer hemşirelerin olduğu yere doğru ilerledim. "Nasılsın?" Diye sordu, ismi Pelin olan stajyer arkadaşım. "Teşekkürler, siz nasılsınız? Arkada fazlasıyla kan kaybetmiş, kaza geçiren hastayla ilgileniyordum." Dedim. "Ya, biz de elimizden gelen müdahaleyi yapıyorduk. Sanırım kaza nedeni alkollü sürücü olmasıymış... Karşıdan araba gelince de, direkt o sarhoşlukla arabaya çarpmış." Bunu duymam hiç iyi olmamıştı! "Üzüldüm, ama tüm serumlar takıldı. Ağrı kesici falan verdik." Dedim. "Umarım iyi olur!"

"Umarım."
Hemşiremin yanında ders alıyordum. Ders gibi bir şeydi. Hemşirelik ile ilgili konu anlatımı ve notlar alıyorduk. Bazı gelen hastaların tansiyonlarını ölçmeye ve serumlarını ayarlamakla görevliydik. Henüz stajyer hemşire olarak kan almanın ve serum takmanın eğitimini alıyorduk. Sonunda iki ay kalmıştı. Fakat bir sorun vardı! Yarın ailem Mersin'den İstanbul'a geliyordu. Onun için henüz bir hazırlık falan yapmamıştım. Cemre'nin ailesi ise daha bir ay sonra gelecekti. Onları görmeyeli beş ay kadar olmuştu. Güney bugün beni kafeye davet ediyordu. O yorgunlukla nasıl gidecektim bilmiyordum. Henüz doğru düzgün tanışamamıştık bile... Cemre ne yapıyordu acaba? Çınar buluşmaya davet etmiş olmalı ki akşam bir yere gideceğim demişti, bana. Bazı hastalar geldiğinde onların tansiyonlarını ölçmrkle uğraşmıştık. Stajımın bitmesine son bir saat kalmıştı. Sonunda!

"Seni bırakayım istersen," dedi yanımda çalışan, Aysima. "Yok teşekkürler, ben giderim." Diyerek gülümsedim. Son bir saat de dolduğunda hastaneden çıktık. Taksiye bindiğimde hemen evin önünde indirmesiyle birlikte içeriye girdim. Cemre daha yarım saat sonra falan gelecekti. En azından ona bir şey hazırlamakla sürpriz yapayım demiştim. Onun işi biraz daha zordu sanırım... Çünkü '600' sayfalık hukuk kitabı çalışıyor ve bazı yerlerini ezberlemek zorundaydı. Biz de anca iğne yapmakla görevlidik (!)

AŞK NEREDEN NEREYE? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin