(7) Son Uyarı

88 5 10
                                    

~ Bana son uyarı demek isterken neyi kastettiğini yeni yeni anlıyordum.
Belki güvensizlikten değildi tüm bunlar, kıskançlık ve korku da vardı
içerisinde...

Hâlâ yaşadığım durum ve atlattığım saçma durum için hem ona, hem de kendime sinirliydim. WhatsApp'tan ona mesaj attığımda direkt "kuzenim" diyerek cevap verebilirdi. Bu durum, hem kuzenine hem de ona rezil olmamı sağlamıştı. Bir daha kuzeninin ne suratına, ne de onun yüzüne bakabilirdim. Gittim bağıra çağıra kuzeninin yanında rezil olmuştum! Hayır, senin suçun değildi Asya! Onun suçuydu. Birde kendini suçlamakla yetinemezdin! Oradan uzaklaşmış ve eve girmiştim. "Aldım ablacığım," diyip eczane poşetini Gülay Abla'ya uzattım. Fakat o, aldığım ilaçları dikkatle inceliyordu. "Teşekkürler valla, kızım. Sağol." Dedi gülümseyerek. "Ne demek," diye karşılık verdim ve odama geçtim.

Cemre uyuyordu.

Yarın stajım vardı ama mecbur gidecektim. Gülay Abla zaten burada onun yanındaydı. O yüzden endişelenmeme gerek yoktu. "Yarın staja gideceğim abla ben." Dediğimde biliyormuş gibi başını salladı. "Git kızım, aksatma." Dedi gülümseyerek. Aksatsam da şuan için pek önemi yoktu. "Biz de iki güne gideriz." Bu üzücü cümle beni de, Cemre'yi de üzecekti. "Uzun kalmanızı dilerdim. Cemre için de iyi olurdu!" Dediğimde, "Elimde değil be kızım, iş güç!" Dedi. Haklıydı! Annem ve ben gidiyorsak, Gülay Abla'nın da o hesaptı. "Haklısın, abla. Ben sağlıktan daha değerli bir şeyin olmadığını öğrendim." Sanki bu cümle onun kalbine işlenmiş gibiydi. "Sorma kızım, en iyi Cemre ve siz bilirsiniz. O kadar kötü şeyler olacaktı, ama korundu." Dedi dua edercesine. Haklıydı. O kadar haklıydı ki! Şu an Cemre'nin durumu iyi olmasa olacakları hayal bile edemiyordum. "Uzak yerlere yerleşmeseydiniz belki de daha sık görüşürdük." Acınası bir şekilde kurduğu bu cümle, o kadar haklı bir cümleydi ki! Uzak yerlere çıkması dışında hiçbir sorun yoktu! "Buraya çıkmış ablacığım, yapacak bir şey yok! Her ne kadar uzak olsa da..." Dediğimde başını salladı. "Haklısın," ben de öyle düşünüyordum.

(3 gün sonra...)

Bugün stajdan erken çıkmıştık. Ders saatleri ve gidiş, çıkış saatlerimiz değişiyordu. Gülay Abla bugün Mersin'e dönecekti. Onun için eve ne kadar erken gidebilirsem o kadar iyiydi. Yine otobüse binmek zorunda olduğum için durağa doğru ilerledim. Bu otobüsü beklemek o kadar sıkıcıydı ki! Yaklaşık on beş dakika sonra otobüs geldiğinde, binip eve vardım. Anahtarımla kapıyı açtığım esnada ayakta Cemre'yi gördüm. "Aa, sen..." Derken sözümü kesti. "Annem gidecek, ne yapayım yataklara mı düşeyim iyice?" Dediğinde gülümsedim. "Haklısın," bir yandan valizini hazırlayan Gülay Abla'ya bakıyordum. "Erken gidiyorsun be abla," dediğimde yüzündeki tebessümü kaldırarak, "Ne yapalım be kızım? Yeterince kaldım." Haklıydı da! İşi ve gücü vardı onun da. Önce kızıyla vedalaşırken karşımda gördüğüm duygusal anlar benim de duygulanmamı sağlıyordu. "Kendine dikkat et kızım! Sen güçlü bir kızsın! Kendini hemen toparlarsın. En kısa zamanda görüşeceğiz." Diyip sarıldı. Cemre'nin, uzun zaman sonra annesiyle buluştuğunda ve gördüğünde şimdi de gidiyorken duygulanmaması mümkün değildi! Birbirlerine sarıldıkları esnada, Gülay Abla, "Görüşürüz canım," diyip bana da sarıldı.

"Görüşmek üzere, iyi yolcuklar ablacığım." Diyip gülümsedim. Elindeki valiz için yardım ederek dışarıya çıkardım. Arabasının bagajına koyduğunda şoför koltuğuna oturdu ve gitmek için hazırlandı. Cemre aşağıya inemediğinden dolayı evdeydi. Gülay Abla gittiğinde içeriye girdim. "Cemre, iyi misin?" Başını salladı. "İyiyim, geçen ki halimden eser yok bence!" Dediğinde ona katıldım. Şu an daha iyi gözüküyordu. "İyi hissediyor musun yani kendini?" Üst üste sorduğum sorular onu delirtmiş olmalı ki, güldü. "İyiyim Asyacığım, çok iyi hissediyorum. Hatta yarın giderim staja." O son dediği kelime beni şoka uğrattığı için direkt söze girdim. "Staja mı? Saçmalama! Daha iyi değilsin. Biraz dinlenmen gerekiyor." Güldü.

AŞK NEREDEN NEREYE? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin