kırılma

5K 140 136
                                    

Yaklaşık 4 aydır İspanya'da idim. Bu süre zarfında İspanyolcayı seri bir şekilde ögrenmiştim. Artık kendimi ifade edebiliyordum. Daniel de bu zamanda çok yakınlaşmıştık.  Bana çok iyi davranıyordu en başından beri ama ben ona mesafeliydim. Çünkü amacını bilmiyordum. Bugün konuşmak için yanına gidicektem. Ta ki o benim kapıma gelmeden önce.

Hablamos un poquito, Alasya? (biraz konuşalım mı Alasya )

si claro ven (evet , tabi ki gel )

İçeri gelip koltuğa oturmuştu.

No usaré palabras adicionales, explicaré el tema directamente.(hiç kelime fazlalığı yapmıycam direk konuyu anlatıcam )

Kafamı sallayıp ona başlamasını söylemiştim.

Serkan me contactó hace 5 meses. Habló de ti y me contó tu situación.
( 5 ay önce serkan bana ulaştı. Senden bahsetti senin durumunu bana anlattı.)

  Gözlerimi kırpmadan onu dinliyordum.


A

l principio no estaba muy interesado en ti. Pero luego, cuando me enteré de los planes de Aras para ti, tuve que actuar.(başta seninle çok ilgilenmedim. Ama sonra Aras'ın senin üzerindeki planlarını ögrenince duruma el atmak zorunda kaldım.)

Kaşlarım giderek çatılmıştı. O konuştukca benim yüzüm düşüyordu.

Aras no es lo que crees, tiene muchos planes brutales.(Aras öyle sandığın gibi biri değil çok vahşet planları var )

De todos modos, no veía a Aras como una buena persona.(Aras'ı iyi biri olarak görmüyordum zaten.)   diye yükseldim.

Si no lo ves como una buena persona, ¿por qué tuviste un hijo con él? (Onu iyi biri olarak görmüyorsan neden ondan çocuk yaptın. )

Bu söyledigi ile gözlerim dolmuştu. Ne o adama aşık olduğumu falan mı sanıyordu.?

Me violó, ¿vale? No me preguntó si lo quería o no. Dijo que me daría un hijo y me tomó a la fuerza. ( o bana tecavüz etti tamam mı. bana isteyip istemediğimi sormadı.  bana çocuk vericeksin diyip zorla sahip oldu )  diye haykırdım ağlayarak. Nefes almadan ağlıyordum. Daniel'in gözlerindeki pişmanlığı görmüştüm ama neye yarardı.


Lo siento. Pensé (özür dilerim. ben sandım ki)

  Daniel'e konuşma fırsatı vermeden ben konuşmuştum.

salir ( çık dışarı)

Tam agızını açıcakken salida (çık) diye tekrardan bağırmıştım.

Beni onun altına yatan bı orospu olarak görüyordu. Beni en başından beri öğle görüyordu.

Daniel ayağa kalktığında onun yüzüne bakmadım. Kapı sesi geldiğinde ise kıçkırarak ağlamaya başladım.

Ben ona güveniyordum, belki de aşık olmaya başlıyordum bilmiyorum ama bu söyledikleri beni çok kırmıştı.

Güçsüz bir şekilde oturduğum yerden kalktım. Kendimi yatağa atmıştım. Bu 4 ayda Daniel'e olması gerektiğinden fazla güvenmiştim. O da beni bi orospu olarak görüyordu. Ve bu beni yıkmıştı.

Akşam ne kadar ağladığı mı bilmiyorum ama sabah uyandığımda gözlerimi açamıyordum ve başım çok ağrıyordu . Yataktan kalkacak halim yoktu. Bu yüzden sabah kahvaltısına da inmemiştim.  Kapım tıklandığında gelenin Elisa olduğunu biliyordum. Çünkü kendisi gelmeden öne tapuklu ayakkabısının sesi on kilometre öteden geliyordu.

"Gel"

"Alasya hanım iyi misiniz efendim ”

"Değilim Elisa başım ağrıyor gözlerimi açamıyorum”

" Daniel beye haber verim bı hastaneye gidelim ”

"Hayır gerek yok biraz dinleneyim geçer”

"Peki efendim siz nasıl isterseniz . Kahvaltınızı -”

"İstemiyorum”

"Tamam efendim”

Diyip gittiğinde bende gözlerimi kapatmıştım.

Bir sonra ki bölüm Daniel'in agzından olucakk.

Oy:60

Yorum:70



KAYBOLMAK   +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin