Bölüm 21; Ölümün sessizliği.

116 8 0
                                    

Mehmed üzerime doğru yürüdü, kollarımdan tuttu. Sesi ve kendisi titriyordu.

Mehmed: Lale, doğru mu bu? Doğru mu bu!

Lale: doğru. Evlatlarımızın katili sarayda yaşıyor, Mehmed!

Mehmed yüksek sesle nefes alıyordu. Ne yapacağını kestiremeyerek geri doğru yürüdü. Çalışma masasına döndü, onu tek bir hamlede yere devirirken öfkeli bir çığlık eşlik etti ona. Ben ise ağlamaya başladım. Mehmed bana doğru döndü.

Mehmed: nasıl bana söylemezsin!?!

Lale: yapamadım, söyleyemedim...

Mehmede yaklaştım.

Lale: kendine gel, yalvarırım...

Mehmed sulu gözleriyle bana baktı. Agızını açtı, lakin tek bir kelime bike söylemeden ağlaması buna engel oldu. Beni kollarıyla kaptı ve sıkıca sarıldı.

Mehmed: onları öldüreceğim.

Bir kaç saat geçtikten sonra

Herkes sakinleştikten sonra Hürrem sultan'ın dairesine geçtik Mehmed ile. Herkes birbiri iel planları paylaşıyordu. Bu zamana kadar seediz kalmıştım, lakin konuşmaya karar verdim.

Lale: benim bir planım var aslında.

Hürrem: neymiş o?

Lale: şimdi; herşey Hatice sultan'ın sarayına gitmeye çalışırken olacak.

Hatice

Sarayımda oturuyordum. İçeri bir ağa girdi.

Ağa: sultanım.

Hatice: ne var?

Ağa: sultanım, saraydan bazı haberler aldım.

Hatice: aldığım haberlere göre şehzademiz Mustafa hastalanmış.

Endişeyle ayağa kalktım.

Hatice: neyi varmış?!

Ağa: bilmiyorum. Bana verilen haberler bunlardı.

Hatice: derhal arabayı hazırlatın!

Ağa verdiğim talimatı yerine getirmeye gitti.

Hürrem

Hazırlandım ve çıktım. Haremin önünde Mahidevran ile karşılaştım. Sanki acelem varmış gibi davrandım, yüzüne bile bakmadım. Mahidevran beni böyle görünce durdurdu.

Mahidevran: Hürrem?

Onjn sesiyle beraber durdum.

Mahidevran: ne bu acele böyle?

Hürrem: oyalama beni, Mahidevran.

Mahidevran: sana ne olduğunu sordum. Bunda cevap veremeyecek ne var.

Derin bir iç çektim.

Hürrem: ah, Hatice sultan rahatızlanmış. Oraya gidiyordum.

Mahidevran: ne?! Neyi varmış.

Osmanlı'nın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin