Bölüm 5; Geleceğin başlangıçları.

323 20 1
                                    

Şehzade Mehmed ile karşı karşıya duruyordum. Donup kalmıştım sanki o an. Bana öyle öfkeyle bakıyordu ki, ama normaldi, sonuçta ben şehzadenin haremi değildim, hem zaten öyle olsaydı onlarla birlikte topkapı sarayına gidemezdim, ama şimdi beni böyle şehzade Mustafa ile görmesi hiç hoş olmamıştı.

Ben o anki şokla şehzadenin önünde eğilmemişim, fark etmedim bile. Fakat birden şehzade Mehmed benim kolumdan tutup duvarla arasına aldı. Nefesi nefesime karışıyordu, öfkeyle nefes alıyordu.

"Onunla birlikte oldun mu.", onun kızgınlığını adeta ruhumda hissederken birden böyle sakince soru sorabilmesi şaşırtmışttı beni.

Şehzadenin kollarında çırpınıyordum, ama nafile, kollarımı kabaca sıkıyordu ve hatta vücudunu hafifçe bana yaslamıstı.

"ONUNLA BİRLİKTE OLDUN MU?!!", Az önceki sakin halinden eser kalmamıştı.

"H-hayır, olmadım..", dedim korku dolu sesle. "Yüzüme bak.", dedi emir verici bir ses tonuyla, fısıldamıştı bana. Dolu gözlerimle zar zor başımı ona doğru çevirdim, lakin gözlerim hala yere bakıyordu. Fakat kendime geldim ve kna baktım dolu dolu gözlerle.

Şehzadeyle göz göze geldiğimde kalbimin ritmi değişti, korkudan olsa gerek. Gözlerimin arasında gidip geliyordu gibi, ama onunla göz göze geldiğimiz andan itibaren fark ettim ki beni kabaca tutan elleri gevşemişti, öfke dolu bakışlarından eser kalmamıştı. İlk önce vücudunu benim vücudumdan çekti, ardından kollarımı tamamen serbest bıraktı. En son öfke dolu bır hırıltı çıktı dudaklarının arasından, sonkez bakıştık ve beni yanlız bıraktı. Korkudan yere yığılıp kaldım.

🌪
Topkapı sarayına geldiğimizden 1 yıl sonra.

Hürrem sultana 1 yıldır hizmet ediyordum. Hiç kimsenin benden hiç bir şikayeti yoktu. Hatta herkes çok sever çok sayardı beni sarayda.

Hürrem sultanın seçtiği kaftanları tutuyordum elimde. Şehzade Mehmedin dairesinin önünden geçmek zorundaydım, onunla o hünden beri hiç konuşmadık, zaten en hayırlısı da buydu. Ben koridorda yürürken karşıma birden şehzade Mehmed çıktı. Dairesine girecekti ki beni görünce donup kaldı tıpkı benim gibi. Göz göze geldik, ama ben kendime geldim ve hemen şehzadenin karşısında eğildim. Benim üzerimde gezdirdiği bir kaç saniyelik bakışını daha hissetikten sonra dairesine girdi.

Kalbimin ritmi yine bozulmuştu, "kendine gel, Laletsiya!", diye sayıkladım içimden. Anzısın karşıma Nilüfer hatun çıktı, o'da benim gibi Hürrem sultana hizmet edenlerdendi, bizim aramızda bir de Sümbül ağa vardı. Nilüfer hatunun eline kaftanları tutuşturdum ve terziye vermesini söyleyip daireme çekildim.

🌪

Ben dairemde otururken içeri birden Nigar kalfa girdi, haremin kalfasıydı. Başımı çevirip Nigar kalfaya baktım ve ayağa kalkıp eğildim.

"Laletsiya. Kalk hazırlan, hamama gidip bir güzel yıkan paklan.", dedi.

"Ne, niye?", diye sordum kalfaya. Ayrıca bu 1 yıl içerisinde türkçemi epey ilerletmiştim. "Şehzademiz Mehmed seni bu gece istiyor. Kalk hazırlan, gece oluyor artık geç kalma.", dedi ve dairemden çıktı.

O sıra ben büyük bir dalgayla savruluyordum bile. Bu gece şehzade Mehmed beni mi istemişti?...

🌪
Şehzadenin dairesinin önünde.

Osmanlı'nın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin