4.Bölüm "Acımasız Seçimler"Müzik Mavi Gri - Sonbahar
Önümüze farklı seçimler koyulsaydı, belki de her şey daha farklı olurdu..
Emir duyduklarının karşısında ne diyeceğini bilmiyordu. "Na-nasıl?! Sen uyuşturucu-" Bunları duymayı beklemiyordu. Sıktığı kolları serbest bırakınca geri çekildi. Büyük bir şokun etkisinden dolayı gözlerini kocaman açmıştı.
"Kes! Konuşmak dahi istemiyorum."
Ada yüzünü avuçlarının arasına alıp hıçkırarak ağlamaya başladı. Emir travmalarını tetiklemişti. Yaşadıkları birer birer gözünün önüne tekrar geliyordu. Bu anılardan tamamen kurtulmak istiyordu. Beynini söküp atmak istiyordu. Ama nafile. Yaşadıklarını unutmak neredeyse imkansızdı. Pişmandı ama olanları değiştirmek mümkün değildi. Geriye dönmek mümkün değildi...
Travmalarını tekrar hatırlayınca sanki içinde fırtınalar kopuyormuş gibi bağırmaya, çığlık atmaya başladı. Sırtını duvara yaslayıp yere çöktü.
Kalbi, beyni, vücudu her şeyi sanki isyan ediyormuş gibi sıkışmaya başladı. Nefes alamıyor, kalbi sanki son atışlarını atıyor gibi az daha göğsünden kopup eline düşecek gibi atmaya başladı."Ada Ada!" Emir telaşla Ada'ya yaklaşıp elini yanaklarına koydu. Yanakları buz gibiydi. "Ada tamam, kendine gel!" Sonra ellerini tutdu, elleri de buz gibiydi. Bedeni tir tir titriyordu. Emir artık korkmaya başlamışdı. "Yardım edin, Altay!" diye yardım çağırmaya başladı. Çok korkmuştu, Ada sanki kriz geçiriyordu.
"Yardım edin! Ambulansı arayın!" Bu kadar ileri gittiği için pişman olmuştu. Tir tir titreyen Ada'nı kollarına alıp sakinleştirmeye çalıştı. Ancak nafile. Ada onu ittirip duruyordu.
"Bırak beni!" Ve bir çığlık daha. Emir pes etmedi, tekrar ona doğru gitti. Yüzüne düşen saçlarını geriye atıp nefes alması için başını yukarı kaldırdı.
"Sakinleş, derin derin nefes al."
Ada ona yardım etmek isteyen Emir'i görmek dahi istemiyordu. Çığlıkları, bağırışları tüm karakolda yankılanıyordu. Altay telaşla içeri girdiğin yerde hıçkırarak ağlayan Ada'nı ve korku dolu gözlerle onu Emir'i görünce panikledi.
"Ne oldu?"
Panikle onların yanına gittiğinde arkasında birkaç polisde onlarla içeri dalmıştı.
"Kriz geçiriyor. Nefes alamıyor." Emir Ada'nı kucağına almaya çalışsa da Ada ona her dokunduğunda bağırıyordu. Artık zapt edilemez duruma gelmişti. Geçmişi sanki tekrar yaşıyormuş onun tüm bedenini esir almıştı. Zihni ona oyun oynuyordu.
Altay Ada'ya su içirmeye çalışsa da Ada suyu duvara fırlattı. Yardıma ihtiyacı vardı ama yardım istemiyordu.
Ada artık nefes alamaz hale geldiğinde Emir son kez Ada'nın bağırmasına aldırış etmeyip onu bir çırpıda kucağına aldı. Ada sürekli Emir'i ittirip, onu kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Altay hızlıca onların arkasından çıkıp onları takip ederek dışarı çıktılar. Tüm karakol onları izliyordu.
"Ambulansı aradık geliyorlar."
Arabayla götürmek imkansızdı. Ada kapalı yerde kalamazdı. Emir dışarı çıkıp Ada'nı karakolun duvarına yaslayıp üzerine doğru eğildi. Kaçmasın diye vücudunu vücuduna yasladı.
Ellerini yanaklarına koyup yüzünü yüzüne çevirdi.
"Bana bak, bana bak." Tekrar tekrar söylediği cümleleri Ada'nın bağırarak konuşuyordu. "Derin nefes al, derin nefes al."
Altay Ada'nın saçlarını geriye atıp yüzünü açtı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerini Emir'e çevirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hedef
Novela JuvenilBaşlama tarihi 28.10.2021 "Ada," sustu. "İyi misin?" Gözlerim dolmaya başlamıştı. Değildim hiç iyi değildim. "Evet, ne oldu ki?" "Sesin kötü çıkıyor, ağladın mı sen?" "Hayır," ses tonum yine aynıydı. Düzeltmek isterken daha kötüye gidiyordu. Boğaz...