[10. bölüm özel]

119 11 2
                                    

**geçen bölümden kestiğim cinsellik içeren kısmı ayrıca yayınlıyorum dilerseniz okuyabilirsiniz istemeyen okumadan atlayabilir tercih sizin..

✨️

Gecenin en karanlık vaktiydi, dışarıdan sızan ay ışığı komodinin üzerine yerleştirdiği çizimi seçebilmesine yetiyordu. Oradan kendisini izleyen Gamze'ye baktı uzun süre. Yine çok fazla terlemişti. Dudaklarını kıstırıp öptüğü o anın hissiyatı tüm bedenini ele geçirmişken gözlerini yumup yatağa bastırdı kendini. Sabretmek çok zordu. Onu bir an önce istiyordu, ne kadar çabuk olabilirse o kadar çabuk. Ve bu konuda eli kolu hiç bu kadar bağlı olmamıştı.

Yapabileceği tek şey kendi eline kalıyordu.

Bu kadarla yetinmekten ne kadar nefret etse de başka çaresi olmadığından homurdanıp iç çekerek doğruldu ve yatak başlığına yaslandı. Gamze'yi düşündüğü her seferinde olduğu gibi yine sağ eli pantolonunu ve iç çamaşırını aşağı çekiyordu. Sol eliyle uzanıp komodinin üzerindeki çizimi aldı ve abajurun ışığını yaktı. Tahrik olmak için bile elinde yalnızca onun gecelikle karşısında uzandığı, rüyadan arta kalan çizimler vardı, bir fotoğrafı bile yoktu Gamze'nin. Rüyasını gerçek haliyle hayal etmeye çalışıp çoktan erekte olmuş penisine sardı parmaklarını. Islaklığı hızla derisinin üzerine yayması kolay olurken gözü hep sol elinde tuttuğu kağıdın üzerindeydi. Bir çizimle de olsa işini halletmek neyse ki onun için hiçbir zaman zor olmamıştı. O ince gecelik parçasını kendisi için narin bedeninin üzerine geçireceği günün hayalini kurarak akan saniyeler, parmaklarının da etkisiyle sürekli daha fazla uyarılmasına ve en sonunda sönecek hale gelmesine olanak sağladı. Elinin altındaki organı titrerken hırıltılı nefesler bırakıyordu loş ışıkla aydınlanan odaya.

Bir süre rahatladığı doğruydu ancak yettiğini düşünmüyordu. Komodindeki kağıt havludan koparıp kendini kabaca temizledi ve alt kıyafet parçalarını orada bırakıp, odanın içindeki banyoya doğru giderken tişörtünü de başının üzerinden sıyırıp rastgele bir yere fırlattı. Sıcak duşun altına girip kendine gevşemek için biraz fırsat verdikten sonra eli yine aynı yerde, aklı gecelikli Gamze'de, daha sonra bankadaki mesafeli halindeydi. İlk anda şaşkına uğrayıp üzerinde başka bir şey düşünmemiş olsa da şimdi o tavırlarını hatırlayıp tahrik olmamak elinde değildi. O dik omuzlar, dik bakışlar, bakışlarındaki suçlama, belki küçümseme, kelimelerini kullanış şekli, hepsi zihninde taptazeydi...

"Ne yapıyorsunuz burada?"

"Neden içeri gelmediniz öyleyse?"

"Bana sorsaydınız cevap verebilirdim."

Sonra ona kıyamayıp yumuşattığı ses tonu. "Yok hayır, sadece şaşırdım bir an."

O hem ateşli, hem merhametli kadının kendi özel hayatına takıntılı oluşu...

"Dün gelen o kadın kimdi?"

"Kim olmadığını değil kim olduğunu soruyorum."

Belki ahlaktan çok uzaklaşmış olduğunu düşünüp babasıyla bağlarını çok koparmaması hakkında uyarıp onu yalnız bırakarak gitmesi. Bu sonuca nereden vardığını anlamıyordu ama bir şekilde ahlak vurgusunda bulunduğuna emindi. Yapacak bir şey yoktu. Şimdi Ömer onu düşünerek bunu yapıyordu işte. El hareketlerini hızlandırıp başını geriye attığı ve gözlerini kapattığı sırada o duşta yalnız olmadığını ve kucağında inleyerek sarsılan ince bir bedenin varlığını hayal ediyordu.

Çok geçmeden bıraktı kendini. Nefes alışverişleri derindi. Bir kez daha rahatladığı andan itibaren, gecenin bir vaktinde bunu yapıyor olup bir daha Gamze'yle ne zaman iletişime geçebileceğini dahi bilmemek canını sıktı. Alt bedenini havluya sarıp odasına geri döndüğünde çizim hala dağınık yorganının üzerindeydi. Rüyalarıyla ve kendisiyle ilgilenmekle yetinmek istemiyorduysa bu işin daha fazla uzamaması gerekiyordu ama şimdilik durmak zorundaydı.

Gamze'nin hamlesini beklemekten başka çaresi yoktu. Ya da en sonunda kendisi Tuna'yı kullanacaktı.

ÖMER: SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin