16. "seçim."

203 12 24
                                    

Gamze'nin düşüncesi doğruydu, Tuna'yı annesinden başka mutlu edebilecek kişi ancak Ömer abisiydi. Ondan, annesinin gelemeyeceğini ve eve kendisinin bırakmasını rica ettiğini duyunca havalara uçmuştu. Neredeyse arkadaşlarına hava atacak bile olmuştu ama Ömer gülerek susturmuştu. Herkesin en sevdiği ve en havalı bulduğu öğretmeniyle beraber eve gitmenin hissettirdiği ayrıcalık onun için çok büyük bir mutluluk kaynağıydı. Ömer'in, annesiyle olan yakın ilişkisinden memnun olmasının asıl sebebi de buydu. Ömer'in bildiği en önemli şey, Tuna'nın gözündeki imajını bozmaması gerektiğiydi.

Beraber okul binasından çıkarlarken "Keşke her gün sen götürsen beni." dedi oğlan hayallere dalıp. Ona bir siz, bir sen diye hitap ediyor olduğunun farkında görünmüyordu. Ömer'in bir eli çocuğun omzundaydı. Ama Ömer o günün bir daha tekrarlanacağını sanmıyordu.

Ne çocuğu ümitlendirmek, ne de kırmak istedi. "Müsait olduğumda size eşlik ederim." deyip gülümsedi. Bundan dahi yeterince emin değildi aslında. Yine de şimdilik böyle bilmesinde sıkıntı yoktu.

Beraber apartman kapısından içeri girdiklerinde bir dolu anı eşlik ediyordu Ömer'e; balık resmini saklayan tablo, Gamze'yle orada yakınlaşmaları, kadının koridoru dolduran ayak sesleri ve sesi, en yakınındaki sıcak nefesi... Hepsi kısa dakikalar içinde olmuş ama uzun süre unutamayacağı kadar aklına kazınmıştı.

Ömer'in elini sıkıya sıkıya tutan Tuna bir şey söylemese de onun yukarıya kadar çıkacağını garanti altına almaya çalışıyordu. Ömer istediğini verdi ve usulca merdiven basamaklarını çıktılar. Ömer duraksayıp heyecandan bocalamak yerine hızlı geçiveren bir anda bastı zile.

Çok sürmeden kapı açıldığında Ömer, karşısındaki kişinin Nuran olduğunu düşündü. Ablasının evine gelip gittiği zamanlarda yan komşularını hiç görmemiş, tanınamış olması şimdi ahmakça geliyordu. Gamze'den birkaç yaş daha büyük görünen, hafif şişman ve açık tenli, saçlarını özensizce at kuyruğu toplamış olan kadın sırayla Tuna'ya ve genç adama bakarken birkaç saniye boyunca konuşmadı. Bir şeylere anlam veremediği anlaşılıyordu.

İlk açıklamayı kendisinin yapması gerektiğini düşünüp "Merhaba." dedi Ömer. "Gamze'nin bankada işi uzayacağı için benden Tuna'yı eve bırakmamı rica etti..."

Yeterince iyi konuşamadığının, pişmanlıkla farkında olmasına rağmen, yeniden konuşmadan önce kadının bir şey söylemesini, sormasını bekledi. Nuran'ın şaşkınlık dolu bakışlarında memnuniyet ifadesi yoktu. "Siz nereden..." diye sordu algılamaya çalışırken, "Okuldan." diye yanıtladı Ömer hemen. Önce kendini tanıtmayı unuttuğunu, eksiğinin bu olduğunu şimdi anlıyordu. Bir elini çocuğun omzuna sarıp "Tuna'nın resim derslerine giriyorum." dedi.

"Onu biliyorum da... Gamze'yle?"

Onun sorusu Tuna veya okul değildi ki, o okulda öğretmenlik yapmaya başladığını, o okulda çocuğu olan bir veli olarak bilebilirdi veya mahallenin, Ömer'in ne yaptığıyla çok ilgilenen sıradan bir sakini olarak da bilebilirdi. O Gamze'yi soruyordu. Üzerinde düşünmek için çok fırsatı olmadı ve  "Arkadaşıyım." diyebildi, gülümsedi ama içten içe kendine kızdı. O güne kadar kimseye ilişkilerini arkadaşlık olarak tanıtmamaya özen göstermişken bu hatayı Gamze'nin ailesinden birine karşı yapması büyük bir kabahatti.

"Arkadaşı." diye tekrar edip başını sallarken sanki silah zoruyla yapıyormuş gibi görünüyordu kadın. Dişlerini sıkmıştı, Ömer onun bu durumdan hoşlanmadığını hemen anladı. Belki de Gamze o güne kadar tanıştırmakta tereddüt ederken haklıydı. Bozuntuya vermek yerine kendini daha düzgün tanıtması, yapabileceği en iyi şeydi.

"Ömer Ademoğlu ben." diyecek olduğunda kilolu kadın "Onu da biliyorum." diyerek sözünü sözünü. Bu da şaşırtıcı değildi.

Tuna ayakkabılarını çıkarmıştı o sırada. "Gel canım, geç." diye onu içeri aldıktan sonra nezaketen Ömer'e dönüp "Zahmet etmişsiniz, sağ olun." dedi Nuran, genç adam "Ne demek." diye yanıtlamaya çalıştığı sırada kapı yavaşça yüzüne kapanmaya başlamıştı bile. Tuna geriye kalan aralıktan "Görüşürüz Ömer abi." diyerek mümkün olduğu kadar el salladı, onun da aynı şekilde karşılık vermek için kısa birkaç saniyesi olmuştu.

ÖMER: SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin