22. "itiraf konuşması."

110 11 5
                                    

Gamze durduğu yerde öylece bekleyeli yarım saat kadar oluyordu. Sırtını sokağın pis duvarına yaslamış ve gözünü Ömer'in içeri girdiği binanın üzerine dikmişti. Girmeden önce, aynı sırada binadan çıkan bir kızla konuşmuş ve selamlaşmıştı Ömer. İnce ve çelimsiz bir kızdı, üzerinde mini elbise vardı. Gamze oranın tam olarak neresi olduğunu, o binanın neye hizmet ettiğini bilmiyordu ama düşünmek istemiyordu da. Kızgın hissediyordu kendini sadece, öfke vardı. Öfkeyle dudağını ısırıyor ve adamın geri çıkacağı anı bekliyordu. Bunları görmeden önce gidip onunla konuşmak gibi bir hataya düşseydi ömrünün en büyük hatasını yapmış olacaktı. En azından ilk defa şanslıydı. Gerçek yüzünü görmeye yaklaşmış olma hissinin verdiği tedirginlikle, bir süre daha vakit öldürdü orada. Orta yaşlarında bir adamın kendisine yaklaştığını fark etmemişti bile.

"Abla ne bekliyorsun burada?" diyen bir cümleyi kulağının dibinde duyduğunda irkildi.

Bir adım geri atıp saçlarına yeni yeni aklar düşmeye başlamış adamın gözlerine baktı. Ondan işine yarayacak bir şeyler duyabilir miydi? "Yolunu karıştırdın herhalde." dedi adam bir gözü o binanın üzerindeyken. Neyi ima ettiğinden emin değildi ama "Yo hayır, oraya bakıyordum." diye şansını denedi Gamze, baş parmağıyla arka tarafından kalan binaya doğru işaret ediyordu.

Adam güldü. "Orası fuhuş evi abla. Senin ne işin olur anlamadım işçi gibi de görünmüyorsun..."

Tahmin ettiği gerçekle yüzleşmek yine de sarsılmasına sebep olurken gözlerini kapattı Gamze. Dengesini kaybetmek istemese bile ayak bağları çözülmüştü sanki. İsteyerek veya istemeden o kadar fazla değer verdiği adamla ilgili uğradığı son ama en büyük hayal kırıklığı olmalıydı. Titrek nefesini vererek gözlerini yavaşça açtı. Son bir umuda tutunmaya çalışacak kadar çaresizdi.

"Benim erkek arkadaşım az önce oradan içeri girdi de..." Titrememesi için sesini kontrol altına almaya çalışmıştı. "Başka bir sebeple girmiş olma ihtimali var mı acaba?"

Belki binanın tamamı fuhuşa ayrılmamıştı, belki içeride başka şeyler de vardı, mümkün olmadığını bildiği tüm belkileri aklından geçirmeye çalışıyordu. Ömer'i başka nasıl tanıtabileceğini bilememişti. O adamın öyle sanması da bir şeyi değiştirmezdi. Adam duydukları karşısında alaylı ifadesini hiç saklamadı. "Ne başka işi gözünü seveyim... Saf olma. İlişkinin üstüne bir fatiha oku sen."

"Tamam sus." diye kestirip attı Gamze. Adamın konuşma tarzı hoşuna gitmemeye başlamıştı, bir yandan morali bozukken onunla uğraşamayacaktı. İki adım uzağa gidip duvara yaslandı yeniden. Ömer'i gözlerinin içine baka baka rezil etmeden gitmeyecekti oradan. Ne zaman çıkacaksa o zamana kadar usanmadan bekleyecekti.

"Bekleme çıkmaz o."

Rahatsız olduğu ses bir kez daha kulağını doldurunca Gamze içindeki tüm asabiyetini toplayarak baktı adama. Amacının ne olduğu belli olmayan biriydi. Yüzündeki ifade de gitgide tekinsiz hale gelmişti. Kadının koyduğu mesafeye rağmen biraz yaklaştı. "Bak çok hoş bir bayansın, kendini böyle adamlarla harcama. Benim ev boş. Gel bir kahve ikram edeyim sana."

"Biraz daha uzaklaşmazsan polis çağıracağım."

"Buraya polis çağırırsan erkek arkadaşına da yazık etmiş olursun ama." Kötü kötü güldü. "Fuhuş baskınında yakalanan adamın sevgilisi olarak anılmak ister misin? Uzatma benimle gel işte."

Uzunca bir ağız dalaşı bile hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Gamze oradan ayrılmamakta ısrar edip adamı başından savmaya çalışırken Ömer nihayet merdiven basamaklarını iniyordu alt kata doğru. Vicdan'la sadece on dakika konuşabilmek için yarım saatten fazla beklemek zorunda kalmıştı. Geldiğinde de üzerine uzun bir gecelik alıp önünü kapatmıştı. Ömer onu böyle görmeye pek alışık değildi, Vicdan'ın haftasonu müsait olamayacağı hakkında zaten öngörülebilir bir konuşma yaptılar ve Vicdan kızlardan birini ayarladı o gün Ömer'le beraber gitmesi için. Kız hazırlanıp çıkacaktı, Ömer ise daha fazla orada kalmamak için dışarıda bekleyeceğini söylemişti. Atmosferini asla sevmediği o binanın eski merdivenlerinden aşağı inerken az sonra dışarıda ne göreceğini de asla tahmin etmemişti.

ÖMER: SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin