25. "sen rüya görmeye devam et ademoğlu."

152 11 42
                                    

Gamze bankaya dönmeyi o gün tamamen boşvermişti ve böyle bir şeyi hayatında ilk kez yapıyordu.

Reşat Ademoğlu'nun evinden çıkıp, Ömer'le de karşılaştıktan sonra adımları asla bankaya çekmemiş, onun yerine geçenlerde Ömer'in çıktığını gördüğü çilingir dükkanına yaklaşırken bulmuştu kendini. Tam olarak neden yaptığını bilmiyordu, ama belki de onu daha iyi tanıyabilmek içindi. Madem Ömer onun her şeyini araştırıyor ve iyi tanıyordu, biraz da Gamze'nin onu tanımasında sakınca yoktu.

Uzaktan yaklaşıp içeri doğru bakış atınca tam da görmek istediği kişiyi gördü. O gün Ömer çıktıktan sonra içeride gördüğü genç adamdı, başının üst kısmındaki saç seyrekliğinden dolayı onu iyi hatırlıyordu. Boğazını temizleyip ilerledi ve kapıyı ağırca ittirdi.

"Hoşgeldiniz." diye canlılıkla karşıladı genç adam müşterisi sandığı kadını. Gamze kapıyı arkasından kapatırken söze nasıl gireceğini düşünüyordu. Lafı uzatmak gibi bir niyeti yoktu. "Merhaba. Ben bir şey sormak için gelmiştim." dedi tezgaha yaklaşarak. "Tabii buyurun." dedi genç adam.

"Ömer Bey'i geçenlerde buradan çıkarken görmüştüm de, tanıyor musunuz diye merak ettim."

Anlamsız bir giriş olduğunun farkındaydı ama adam kolaylıkla "Ressam olanı diyorsanız evet." deyip gülmüştü. "Sizin Gamze Hanım olduğunuzu düşünmemde bir sakınca var mı?"

Reşat Hoca'dan sonra, onu ikilemeden tanıyan biri daha vardı. Gamze, kendisinden böyle yana yakıla kaç kişiye bahsettiğini merak ediyor ve elinde olmadan bu hoşuna gidiyordu. Bunu fark ettirmemeye çalışarak "Memnun oldum." deyip başını salladı, bu şekilde de soruyu onaylamış oldu. Nazik adam hemen tezgahın üzerinden elini uzattı.

"Taci ben. Ömer'in çocukluktan arkadaşıyım. Ve burayı işletiyorum."

Ömer'i daha yakından tanımanın ilk adımı, bir çocukluk arkadaşını tanımak olacaktı demek. Bu tuhaf ama huzurlu hissettirdi Gamze'ye. Taci de biraz duraksadıktan sonra, tokalaşmaya devam ederlerken lafına da devam etti. "Muhtemelen sizin hakkınızda başımın etini yediği günlerden birinde görmüşsünüzdür."

Eller yavaşça aşağı indi, Gamze utangaç hissederek "Anlamadım?" diye sordu. Çok da anlamıyor değildi aslında, sadece başka ne söyleyebileceğini bilmiyordu.

"Yani tabii çocukluk arkadaşım ama, son birkaç aydır buraya geliyorsa saatlerce sizi anlatıyor. Başka bir şey konuşmaz oldu. Bir keresinde neredeyse sabaha kadar içmişti, engel olamadım."

Ters tepip tepmeyeceğini bilmeden, sadece Ömer'in ona verdiği değeri görmesi için bir şeyler denemeye çalışıyordu. Arkadaşına yapabileceği ufak bir yardımdı bu. Gamze'nin aklı uzun zaman önce Ömer'le gün daha doğmamışken karşılaştıkları sefere gitti. Ömer sarhoştu o gün, Gamze yürümesine yardımcı olmuştu ve beraber sahilde oturmuşlardı. Nereden geliyor olduğunu ve nerede içtiğini çözememişti ama o zamanlar özel hayatına dair fazla bir merakı yoktu. Daha sonra sormaya çalıştığında da Ömer bunun fazla özel bir soru olduğunu söyleyip cevaplamayı reddetmişti, şimdi hissediyordu ki Taci'nin bahsettiği gün, o gündü.

Başka bir şey için değil, başka bir kadın için değil kendisi için içmiş; başka bir kadınla vakit geçirmemiş, arkadaşına onu anlatarak saatlerini harcamıştı. Ömer'in uzun zamandır kendisine körkütük aşık olduğunu artık, bu gerçekten kaçınamadığı şekilde görebiliyordu.

Bir şeylerden daha da emin olabilmesi için elinde mükemmel bir fırsat varken de, bunu geri tepmeyecekti.

Utandığı için Taci'nin az önce söylediklerine cevapsız kaldıktan sonra "Ömer hakkında bir şeyler duymuştum çevreden." dedi cesaretini toplayıp.

ÖMER: SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin