🐤24🐤

19.1K 2.3K 1.2K
                                    

Geldimmmmm, özlemişsinizdir Minel'iii (bölümde Minel yok hejsbrksnsn ama seveceksiniz bence, bayağı bir karakter varrr

2100 oy, 1700 yorum bekliyorummm

Nasılsınız bu arada???

İyi okumalarrrr

.

Imposiblety'den

"Doruk, gelebilir miyim oğlum?"

Doruk babasının sesini duymasıyla başını telefonundan kaldırdı. "Gel baba." dedi yatağa uzattığı ayaklarını aşağı sarkıtıp oturur pozisyona geçerken.

Hakan kapıyı açıp başını içeri uzattı, kahveleri oğlunun mavi gözleriyle kesiştiğinde tüm yorgunluğuna ve dolu zihnine rağmen gülümsedi.

"Odama gelebilir misin babacığım? Abin ve seninle bir şey konuşmak istiyorum."

Doruk başını salladı ayağa kalkarken. Babasının yakışıklı yüz hatlarındaki gerginliği, yorgunluğu görmüş ve durgunlaşmıştı bir anlığına. Bir şeyler olduğu akşam yemeğinin sessizliğinden de belliydi ama şu an tüm duygular daha barizdi sanki.

"Sen geç oğlum, abini çağırıp geliyorum."

Kuzey de telefonundaydı, Minel gittikten sonra odasında oturmuştu. Aslında aklında arkadaşlarıyla buluşmak vardı ama bugün kız çocuğunu o çalışma odasına bıraktığında ters bir şeyler olduğunu anlamıştı. Babasının kendisine neler olduğundan bahsedeceğini bildiği için de evde kalmak istemişti.

"Kuzey, oğlum..."

Kapısı tıklatıldı. "Gelebilirsin baba."

Hakan başını uzattı içeri. Yine gülümsedi. "Odama gelme imkânın var mı oğlum? Sizinle bir şey konuşmak istiyorum."

"Gelirim baba."

Direkt ayağa kalktı Kuzey. Dudaklarını ıslattı, babasının yanına geçtiğinde Hakan kolunu kendisiyle neredeyse aynı boya gelen oğlunun omzuna attı. Yan yanayken daha çok belli oluyordu benzerlikleri: Koyu kahve, hafif dalgalı saçları; koyu kahverengi gözleri, keskin çene hatları ve tüm bunları tamamlayan yanık tenleri.

"Doruk'a haber verdin herhalde."

Hakan başını salladı dalgınlığından kurtulup. Oğluna bakarak gülümsedi. "Verdim, bizi bekliyor."

"O zaman içeri girdiğimizde 'Meyvelerimden yemek ister misiniz? Sizi beklerken meyve verdim.' deme ihtimali çok yüksek."

Kuzey'in dediğine güldü Hakan. Cidden öyleydi.

Odaya girdiklerinde Doruk'un babasının çift kişilik yatağına yattığını gördüler, başı yatağın dışındaydı. "Meyvelerimden yiyecek misiniz?" dedi sahte bir şekilde gülerek. "Malum, sizi beklerken meyve verdim."

Hakan da Kuzey de başlarını iki yana salladı aynı şeyi yaptıklarından habersiz bir şekilde. Doruk da onların bu benzerliklerine karşılık başını iki yana salladı, o an kendisinin de onlarla aynı hareketi yapmış olduğunu hiçbir zaman fark etmeyecekti.

"Evet, Hakan Bey." dedi Doruk oturur hale geçip ellerini dizlerinin üzerine koyarak. "Söyleyin bakalım, nedir bu Aktuna gerginliğinin sebebi? Neden Thanos dünyanın yarısını toz etmiş gibi bir hava var evde?"

Hakan Doruk'un benzetmelerini anlayabilmek için tüm Marvel filmlerini izlemişti, bu yüzden oğlunun ne dediğine yabancı kalmadı. Hafifçe ve yorgunca gülümsedi. "Anlatacağım."

Odasındaki kahverengi deri koltuğa Kuzey'le yan yana oturdu, dirseklerini dizlerine koyup ellerini birleştirdi. Başı dikti ama gözleri ellerindeydi, bir süre söze nasıl başlayacağını düşündükten sonra dudaklarını ıslattı.

MİNELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin