🐤29🐤

25.3K 2.9K 1.1K
                                    

Geldimmmm

4100 kelime olduuuu

Bölüme başlamadan söyleyeyim, yarın bölüm atamayabilirim, gündelik hayatımda bir işim varrrrr

Önemli not: İnternette ne kadar araştırırsam araştırayım tam bilgiler bulamıyorum, bu bölümdeki doktor kısmında da mantıklı gelen şeyler yazmaya çalıştım ama doktor değilim, hatam olabilir, bilginize.

Eheheh, doktor dedim, kime geldi o doktor, eheheh, okuyun bakalım

2500 oy, 1500 yorum bekliyorummmm
(Yorum kasmak için atılan yorumları -noktalama işareti vs.- siliyorummmm)

İyi okumalarrrrr

.
.
.

Gökhan Aktuna'dan

"Ne yaptınız bugün babacığım?" diye sordum hemşirenin odasından çıktığımızda. İkinci aşılarını da olmuştu ve yine solgundu. Bu hali rahatsız ediyordu beni.

Koridordaki sandalyelerden birine oturdum, korumalar da yandaki sandalyelere oturdular. Cevap vermedi inci tanem, başımı eğdim, çok yorgun gözüküyordu.

"Meleğim?" diye mırıldandım saçlarını geriye itip. "İyi misin güzelim? Ne oldu?"

Başını kaldırdı. "Yoyuydum." dediğinde sesi kısıktı. "Canım da acıdı."

Derin bir nefes aldım, pamuğu kolundan çekip bandı oraya yapıştırırken "Özür dilerim biriciğim." dedim omzundan öpüp. "İyiliğin içindi hepsi. Hem bak, bitti. Uzun bir süre daha aşı olmayacaksın."

Bu dediklerim onu ikna etmiş gibiydi, yeşilleri yüzümdeyken gülümsedi. Ben de gülümsedim, içim rahatlamıştı, ayağa kalktım.

"Neyeye gidicez? Evimise mi?" diye sordu arabaya giderken. Başımı salladım. "Evet babam."

İlk aşısında ateşinin çıkma ihtimali yüksekti, doktor öyle söylemişti ama bir şey olmamıştı. Bu aşıda da olmayacağını düşünüyordum, evimize gitmek daha iyiydi, Minel'in düzeninin sürekli bozulmasını istemiyordum.

Onu koltuğuna oturttuktan sonra yara bandının üzerinden öptüm. Şoför koltuğuna bindiğimde konuşmaya başladı.

"Baba biyiyoy muşun, şey... Bis bugün yüsdük."

Kaşlarım çatıldı, anlamamıştım, emin olmak için sordum. "Yüzdünüz mü bebeğim?"

"Hıhı." Saçlarını geriye itti. "Abimyey ve Ayaz'ya. Doyuk abim, şey, Doyuk abim dedi. Sonya, sonya... Beni tuttu, ben de yüsdüm." Başını salladı.

Gülümsedim bu haline. "Sevdin mi yüzmeyi?"

"Hıhı. Şevdim. Ama yoyuydum. Süyekyi, şey, ayakyayım hayeket etti. Sonya... Koyyayım. Çok yoyuydum. Sonya havusdan çıktık, babanem beni yıkadı."

Yıkandığı belliydi kıvırcıklarından, bukleleri daha bir belirgindi. Ne zaman banyo yapsa böyle oluyordu.

"Eve gidince dinlenirsin babacığım; yemek yedin babaannenlerde, değil mi?"

Normalde beraber yiyorduk ama aşı olacağı için onu almamdan önce yemesini istemiştim. Açken aşı vurulursa iyice bitkinleşirdi, zaten soluyordu hemen.

"Hıhı, yedim. Şey, faşuyye ve piyav. Sonya yoğuyt."

Böyle anlattığında çok şey yemiş gibi duruyordu ama kuş kadar yiyordu her birinden, bir anda arttıramıyorduk yemek miktarlarını, midesi almazdı. Az az yedirip sürekli yedirmeye çalışıyorduk onun yerine.

MİNELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin