🐤11🐤

22.3K 1.9K 637
                                    

Nasılsınız canlarım?

.

Imposiblety'den

"Uçak biletlerini ayarladın, değil mi Kâmil?" diye sordu Gökhan. Bir yandan da kendisine küçük bir valiz hazırlıyordu. Ankara'ya, Ankaragücü ve Beşiktaş arasındaki maça gideceklerdi.

"Ayarladım Gökhan Bey."

"Doktoru ayarladın mı?"

Minel'in uçağa ilk binişi olacaktı. Korkup panik yapabileceğini düşündüğü için onlarla aynı uçağa binecek ve her duruma hazır bir doktorun da yanlarında bulunmasını istemişti.

"Ayarladım Gökhan Bey."

"Yüzme hocası ne durumda? Hala daha bir şey ayarlayamadın mı?"

Kâmil sessiz kaldı. Gökhan'a onlarca kişinin özgeçmişini yollamıştı ama her biri reddedilmişti. Gökhan hepsine bir kulp buluyordu.

Biri çok kısa -1.80- boyluydu, birinin tipini beğenmemişti, diğerinin sakalları çok uzundu, başka bir tanenin gözleri bozuktu, diğeri renk körüydü, sonuncunun da giyim tarzı kötüydü.

"Ayarlamaya çalışıyorum Gökhan Bey."

"Döndüğümde yüzme hocasını bahçemde görmek istiyorum Kâmil, anlıyor musun?"

"Anlıyorum Gökhan Bey."

Başka bir şey demedi Gökhan, telefonu kapatıp valizinin fermuarını çekti. Saat akşam ondu, uçakları ise Kâmil'in gece bire ayarlayacağından haberdardı. Minel'in de çantasını hazırlayıp çıkmaları gerekiyordu; uçağı kaçırırlarsa başka bir uçak ayarlamakla uğraşmak, bu sırada havaalanında başıboş dolaşmak istemiyordu.

Yanına alacağı tüm eşyalarını kendi odasıyla Minel'in odasını birleştiren dar koridora bıraktıktan sonra kızının odasına girdi. Minel bu saatte normalde uyumuş olurdu ama bugün onu özellikle yatırmamıştı. Uykusunun bölünmesini istememişti, Ankara'daki otelde uyurlardı.

"Sana iğne yapıcam." diyen kızı duymasıyla sesini çıkarmadan kapının önünde bekledi. Minel tavşanını bir köşeye oturtmuş, iki tane Barbie bebeği konuşturuyordu.

"Hayıy, yapma. Ama haşta oydun, o yüzden yapıcam. Şuyup oysa oymaz mı? Oymaz, iğne yapıcam."

Kızının iğne konusundaki ısrarına gamzesini çıkaracak şekilde güldü Gökhan. Minel babasının gülüş sesiyle korktu, arkasını dönüp Gökhan'ı gördüğündeyse yeşillerindeki korku neredeyse silindi.

"Hoş geydin."

"Hoş buldum." dedi Gökhan keyifli bir sesle. Ayağa kalkıp ona yaklaşan kızının saçlarından öptü eğilerek. Gökhan beraber vakit geçirdikleri her dakika daha fazla alışıyordu bu kız çocuğuna. Daha önce hiç hissetmediği ve ilk başta varlıklarından rahatsız olsa da şimdi akışına bıraktığı duygular filizleniyordu içinde.

"Çantanı hazırlamamız lazım, evden çıkacağız."

Minel başını salladı. Gökhan ona açıklamıştı uçağa bineceklerini, maçın uzak bir yerde olduğunu. Bu yüzden soru sormaya gerek duymamıştı.

Gökhan odanın bir köşesinde duran arılı çantayı aldı, dolabın kapaklarını açıp kızının rengarenk kıyafetlerine boş gözlerle baktı. Anlamıyordu ne alıp ne almaması gerektiğini, mesela üşür diye hırka almalı mıydı? Kaç tane tişört almalıydı iki gün için? Pijama takımı bir tane olsaydı yeter miydi?

"Şu eybisemi ayayım."

Minel'in tombul parmağının işaret ettiği yere baktı. Onu ilk gördüğü gün giydiği beyaz elbiseyi gösteriyordu. İtiraz etmedi, elbiseyi askıdan çıkarıp beceriksizce katlayarak çantaya koydu.

MİNELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin