on sekiz

2.9K 289 14
                                    

"Bu kadar çabuk adapte olacağınızı düşünmemiştim." boğuk sesi kulaklarıma ilişince erkekliğini yalamayı usulca bıraktım. Kafamı kaldırıp kirpiklerimin altından ona baktım. Boynundaki damarlar belirginleşmişti. Burnundan aldığı nefesler ona yetmiyor olacak ki ağzı aralıktı. Soluklarını derin derin alıyor; bu vesileyle göğsü şiddetle kalkıp iniyor ve bana iç gıdıklayıcı bir görüntü sunuyordu. Gömleğinin ara ara açtığım düğmelerinde göz gezdirdim. Kasları o kadarcık yerden bile gözler önüne serilebilmişti. Uzun süreli basket hayatından dolayı bir hayli yapılıydı. Öğrencim olduğunu düşünmediğimiz bir evrende onu her gün ağzıma alabilirdim.

Pekala, öğrencim olduğu evrende de alıyorum.

İştahla dudaklarımı yalayarak ellerimin arasındaki erkekliğine yöneldim. Uzun ve kalındı. Aslan, yaş aldıkça onun inanılmaz bir şeye dönüşeceğine emindim. Dudaklarımı aralayıp damarlı uzvunun başını ağzıma aldım. Elini anında saçıma götürdü. "Hocam," diye sızlandı. Başını emdim, yaladım ve hafif hafif dişlerimi sürttüm. Amacım ona eziyet çektirmekti. Çekti. "Hocam," isyanını dile getireceği sırada dişlerimi ileri doğru götürmek suretiyle onu ağzıma iyice aldım. Damarlarını keşfetmek adına erkekliğinin yaladım. Parmaklarını saç tutamlarımdan içeri götürüp saçlarımı sıkıca kavradı. "Bu yaptığım için beni affedin, olur mu?" 

Ne dediğini zerre anlamama fırsat dahi vermeden kafama inanılmaz bir baskı uyguladı. Ağzımdaki varlığı bir anda çoğaldı. Boğazıma kadar giden erkekliği, orayı da zorlayınca gözlerim yaşardı. Kalçasını iyiden iyiye arkasında kalan masaya yaslarken saçlarımı iyice kavrayıp başımı geri çekti. Dudaklarından dökülen inleme, zihnimin içinde dört döndü. "Bu ritimde devam edelim." zar zor dile getirdiği sözlerle yaşaran gözlerimi umursamadan başımı onaylarcasına salladım.

Sanki bu cevabı alacağını biliyormuş gibi tereddüt etmeden yine aynı şekilde baskı uyguladı. Yüzümle kasık bölgesi arasındaki mesafe kapandı, penisi boğazıma girmekte ısrarcı oldu ve gözlerim daha da yaşardı. Aslan başımı uzaklaştırıp yine baskı uygulayarak mesafeyi sıfıra indirdiğinde boğazıma çarptı. İnlemelerini her duyduğumda kadınlığım zonkluyordu.

Hem arşiv odasında kimseciklerin olmamasına güvendiğimizden hem de açtığımız klasik müziğin sesi her bir yanı sardığından korkusuzca bu şeye devam ediyorduk. Başımı her defasında geri çekip boğazıma kadar köklemesiyle gözyaşlarıma hakim olamadım. Ancak aldığım zevk baki olduğundan bunu durdurması için hamle yapmak yerine ellerimi bacaklarına sarıp destek almayı tercih ettim. Her köklemesinde yapılı bacaklarına tırnaklarımı geçirdim. O acıyla bir sonrakinde daha sert oldu, umursamadım. Bu dakikalarca sürdü.

Ağzımın içinde mümkünmüş gibi büyüdükçe büyüyen erkekliği bana inanılmaz bir zevk verirken Aslan bir kere daha boğazıma kökledi. Geçen seferkiler gibi boğulacağımı düşünüp hızlıca geri çekmesini bekledim. Fakat bu defa düşündüğüm gibi olmadı. Boğazımı zorlayan erkekliği bir anda bulunduğu yere içinde tuttuğu bütün sıvıyı bıraktı. Hissettiğim yoğun baskıyla dayanamayıp geri çekilmek için ellerimi bacaklarının ön tarafına yerleştirip kendimi var gücümle geriye ittim. 

Elini saçlarımdan ayırmadığından başarılı olamadım.

Mücadele etmeye çalışsam da son zerresine kadar ağzıma boşalıp öyle saçlarımı bırakmıştı. Bunu fırsat bilerek öğüre öğüre ondan uzaklaştım. Normal şartlarda yutabileceğim menileri, şartlar normal olmadığı için dudaklarımdan aşağıya doğru yitip gitti. Aniden öksürmeye başlarken erkekliğiyle arama koyduğum mesafeyi çoğalttım.

"Harikaydınız," yan tarafa ittiğimiz sandalyeye çarptığım sırada duyduğum sözle öksürüklerimin arasından "Ne?" diye karşılık verdim. Yere çöktüğünü hissettiğimde dönüp bakmak istedim ama başımı çok kaldıramadım. Midem aşırı derecede bulandığı için öylece kaldım. Tek gördüğüm ayaklarına kadar indirdiğim pantolonuydu. Onunla yürürken zorlanıyordu.

bir küçük aids meselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin