"Egemenlik,kayıtsız şartsız ulusundur."
***
"Abi dohtoru ne edecez?"
"Götü de güzelmiş ha."
"Sus lan dümbelek. Sıraylan."
Sesler duyuyordum,ama uzaktan geliyordu. Yankılı gelen seslerin ne olduğunu anlayamasam da Türkçeleri bozuktu. Nereye düştüm ben?
Gözlerimi yavaşça aralayıp kıpırdamak istesem de kıpırdamayamadım.
"Abi uyanıyor."
Gözlerimi tamamen açıp karşımda duran üç adama baktım. Aralarında tanıdık gördüğüm bir sima dikkatimi çekti. Dün çarpıştığımız adam. Cidden neler dönüyordu ve nereye düşmüştüm?
"Öhçe dohtor."
"Gökçe." Diyerek düzelttim.
"Siz kimsiniz?" Kimsiniz amına koyayım?
Demek istesemde diyemedim. Şartlar uygun değildi."Ecelin." Diyen uzun boylu esmer adama baktım. "Klişe oldu değil?"
"He Baran sus gayrı. Baa bak Öhçe hanım. O karpuz kafalı kardeşin-"
"Ağzına sıçarım senin ha!" Diyerek bağırdığımda tanıdık adamın yüzüme tokat atmasıyla sandalyeden düşecek gibi oldum, adının Baran olduğunu öğrendiğim adam beni son anda tutarak düzeltti. Gerçekten acımıştı! Hayvan herif.
"Pardon bacım. Bunlar dağdan geldi kusura galma."
"Sen nerden geldin lan?"
"Baa bak Vedat!" Baran ayağa kalkıp Vedat'ın üzerine yürüdüğünde tanıdık ama bir o kadarda yabancı adam onları enselerinden tuttuğu gibi kapı dışarı etti. Nerede olduğumuza dair hiçbir fikrim yoktu. Yakalarındaki puşi her yönden terörist olduklarını belli ediyordu.
"Siktirin gidin dışarda bekleyin!"
"Esat abi ne yaptık şimdi? Bu dümbeleğin suçu hep."
Esat. Baran. Vedat. İsimleri ezberle Gökçe. Bu isimleri tek tek Göktuğ 'a sayacaksın ve Göktuğ da onları sarı torba yapacak. Kahkaha atmak istedim,bu teröristlerin sonu elbette sarı torba olacaktı.
Esat kollarını göğsünde birleştirerek konuşmaya başladı. Aynı zamanda yanıma adımlıyordu.
"Evettt Gökçe hanım. Şimdi ne yapalım sizinle? Hı? O kardeşiniz ve askerleri bize lazım. Ve o kardeşiniz yüzü-"
Yüzüne tükürdüm.
"Hayvan herif! Kardeşim ne yaptıysa hak et-" cümlemi tamamlayamadan yüzüme inen ağır darbeyle yana savruldum. Yüzümün şuanki halini görmek bile istemiyordum.Sonrası lanet olası yine karanlıktı.
***
"Umaaayyy! Bak beni delirtme! Yav şu kadarcık kız nereye gidecek yav!"
"Göktuğ! Bana bağıramazsın senden büyüğüm!Nereden bileyim ben? Bende endişeleniyorum. Telefonu burada geldiğimde kapı kırılmıştı. Üstelik sen görevden yeni geliyorsun ve sana ulaşmaya çalıştım."
"2 yaş var aramızda!Lanet olası telefonu kapatmıştım! Lanet olsun ya! Allah beni kahretsin lan!"
Göktuğ kafasını duvara vurmak istiyordu. İki gün önce ablası kaçırılmış,vve yeni haberi oluyordu. Onun ardında sessizce bekleyen Barbaros ise olayın hâlâ şokunu atlatamamıştı. Ne demek kaçırıldı?
Göktuğ kafasını duvara vurmayı bırakıp Barbaros'un yakasına yapıştı.
"Komutanım."
Barbaros'un bakışları Göktuğ u bulduğunda en az oda onun kadar üzülmüştü. Sevdiği kadın neredeydi. Ne yapıyordu? İyi miydi?
![](https://img.wattpad.com/cover/371311516-288-k240739.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Gölgeler
Teen Fiction*Tamamlandı* Dudakları tekrar dudaklarımı buldu. Sert öpücüğüne karşılık verirken kokusunu o kadar net hissediyordum ki,bir an dedim ki. Kocam olmalısın adam sen! Kendini içime her ittiğinde sarsılırken nefeslerimiz birbirine karıştı. Vücutlarımız...