Elindeki paltomla öylece kalan Barbarosa el salladım.
"Huu,aloo? Orada mısın?"
"Gökçe."
"Efendim?"
"Ne bu?"
"Elbise."
"Elbise mi? Hani nerde elbise göremiyorum ben?"
"Üzerimde işte."
"Gökçe... Senin üzerinde birşey yok kızım bu ne!"
"Bağırma be! İstediğimi giyerim ne oluyor? Hadi birşey de de göreyim!"
Oflayarak paltomu ve montunu çalışanlardan birine verdi. Basit barlardan değildi burası,klasik bir mekan.
Elini bel boşluğuma koyarak kendisiyle beraber yönlendirdi.
Yaklaşık yarım saat içinde kafayı bulurken o sanki damla damla içiyordu. Bir elimde içki bardağım ile elinden tutarak dans pistine yöneldim. Dans eden insanların arasına karışırken çarpmadan da edemiyordum. Müziğin ritmine uyup dans etmeye başladım.Arkamdaki adama kalçalarımı sürtüyordum. Elleriyle belimi sarıp sarmaladı. Ben hariç heryere bakıyordu ama! Yönümü ona dönerken çenesini tuttum. "Bana baksana sen ya! Neden etrafa bakıyorsun ki? Bak nasıl güzel dans ediyorum"
"Biri bakacak diye ödüm kopuyor Gökçe! Katil mi edeceksin beni?"
"Aman be!" Tekrar arkamı dönüp kollarımı kaldırdım. İyice kendimden geçmiş bir şekilde dans ederken arada kendimi ona bastırıyordum. Çatık kaşları biraz da olsa düzelirken arkamda kıpırdandı,sonrada durdu. Dönüp baktığımda kaşları çatık bir şekilde telefonuna bakıyordu.
"Ne oldu?" Müziğin sesinden beni duyabiliyormuydu acaba?
Kolundan sarsarak,"ne oldu?"
Gözleri gözlerime çıkınca kulağıma eğilip "Gidelim" dedi. Daha yeni gelmiştik?
"Ne? Neden?"
"Bir işim çıktı ve önemli,hadi gidelim güzelim."
"Off" paltomu giyip dışarıya çıktık. Arabayı beklerken neredeyse ayakta uyuyordum. Sonunda geldiğinde kendimi ön koltuğa atıp gözlerimi kapadım. Fazla ışık zararlıydı.
"Benden önemli işin mi var ya?"
Erkeksi bir şekilde gülerken bakmadan edemedim. Gamzesi mi vardı? Belki Görmüşümdür diye düşündüm,ama ilk defa bu kadar iyi inceliyordum yüzünü. Sakalları çıkıyordu. O yanakları... Isırasım geldi hayvanı!
Dediğim dedik biriyimdir,uzanıp yanağını ısırdım. Sonrada öptüm. Şaşkınlıkla bana bakarken,"sağa çekeyim mi?" Burun kıvırarak gözlerimi cama diktim,ardından üzerimdeki paltoyu çıkarıp arka koltuğa gelişi güzel attım.
Anlamış olacak ki yavaşça sağa yanaşıp durdu. Üzerindeki montu çıkarıp benim gibi arkaya atarken tek çırpıda beni kucağına oturttu.
"Çabuk olmamız lazım."
"Nereye? Daha karpuz kesecektik?"
Dudağının kenarı kıvrıldı. Siyah gömleğinin birkaç düğmesini açarken yeteceğini sanmayarak sonuna kadar açtım. Bir eli kalçamı sıkarken diğerini de boynuma çıkardı,nazikçe sıkarken vakit kaybetmeden dudaklarımı parçalamak istercesine dudaklarıyla buluşturdu.
Kalçalarımı sertçe sıkarken ağzına inledim. Ellerim yeni çıkmaya başlayan sakallarını okşarken altımdaki sertliği giderek kendini daha da ortaya çıkarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Gölgeler
Genç KurguDudakları tekrar dudaklarımı buldu. Sert öpücüğüne karşılık verirken kokusunu o kadar net hissediyordum ki,bir an dedim ki. Kocam olmalısın adam sen! Kendini içime her ittiğinde sarsılırken nefeslerimiz birbirine karıştı. Vücutlarımız birbirine kene...