"Bu söyleyeceklerimi aklından çıkarmamaya çalış; Ay akşamdan ışıktır."
***
Uçağın içinde hiç kimseden çıt çıkmıyordu. Zira çıkarsa her an bir bombanın fitili ateşlenebilirdi. İçinde bulundukları CASA CN-235 askeri kargo uçağı açık menzilli boş bir alana indiğinde ortamdaki tek ses yere inen postalların sesiydi. Öyleki hepsinin tek derdi masum insanları olabildiğince uzaklaştırıp küçük savaşı başlatmaktı.
Ağaçların arasına çadırları kurduktan sonra bölgeyi kontrol etmeye çıktılar iki tim'in komutanı önde ,arkalarında askerleri olmak üzere uzun bir yol yürüdüler. Yaklaşan silah seslerini,patlama seslerini umursamadılar. Alışıktılar. Kan,bomba,silah...
"Cengo napiyon özürlü evladı!" Dedi Pusat.
"Kes lan! Yanlışlikla oldu işte.!"
Barbaros ve Dinçer arkalarına bakmadan ilerlemeye devam ettiler. Cengiz'in ayağı çalılara dolanmış Pusatın üzerine düşecekti. Kırlangıç'ın neşe kaynağı ikizler Devran ve Devrim olsa da onlar epey durgundu, çünkü durum ve görevin ciddiyetindeydiler. Bölgeyi araştırdıktan sonra karargahı arayıp bilgilendirdiler. Kuzeydeki sayılı ormanlardan olan bu bölgede ışığı atlatıp gece çıkacaklardı. Siviller ellerindeyken savaşmak haliyle zor oluyordu.
***
"Ay ne diyosun!" Diyerek kahvemi yudumladım. Halam ile konuşuyordum.
Gülizar sultan bir başkaydı. Dedikodularıyla mahallede bilinirdi."Gediz amcam ne yaptı kız peki?"
"Kız ne yapacak,kadın ağzına sıçtı gitti. Yengemle oturup Gediz'in haline ağladık biliyor musun."
"Oha,neden yaptı ki bunu?"
"Allah'ım zilli Deniz'i bilmiyor musun be,'benim adımı mı çıkartıcaksın sen ' dedi. Neymiş 'Beni sevmiyor,istemeye de gelmiyor' diyormuş asıl derdi zengin koca. Gediz e belli etmiyor ama başkasıyla fingirdiyor kesin çalı süpürgesi."
"Demee. Hafiften amcama çıtlat bunu,yoksa bu kadın tepenize çıkar hepinizin."
Gülizar halam 38 yaşında bekâr çıtırlardandı. Deniz ise mahallemizden bir kızdı. Gediz amcamla aramızda 9 yaş vardı ve bir yıldan biraz fazladır Deniz ile ilişkileri vardı,aileler de biliyordu. Fakat amcam biraz odun olduğu için kadından pek anlamazdı,ama severdi. Hemde çok severdi,bizi sevdi. Babamın yokluğunu aratmadı. Aynı şekilde İbo dayım, Aytekin ve Akgün dayımda.
İbo dayım'ın iki çocuğu Aylin ve Soner vardı. Adamı 38 yaşına zor getirmişlerdi resmen,ikisi de öyle yaramazdı ki Zehra yengem baş edemezdi.
Aytekin dayım benden 10 yaş büyüktü ve bekardı. 'Bekarlık Sultanlıktır' diyip gezse de sevdiği birinin olduğuna adım kadar emindim. Yoksa böyle içli içli duvara bakmazdı.
Akgün dayımsa en küçükleri benden 2 yaş büyüktü,2 yaşında bir oğlu vardı. Adı Cihan.
"Kız dedim sen bundan ayrıl. Yok abla ben seviyorum diyor. Salak kardeşim benim,kesin büyü yaptılar bak buna."
"Olabilir Gülizar sultan"
Konuşurken kapı calmisti.
"Güllüm ben kapatıyorum hadi görüşürüz dedeme selam söylersin."
"Aleykümselam hayatım. Eve gidince ara,babam hakkında da birşeyler anlatacağım sana."
"Tamam" diyerek telefonu kapattım. Gir dedikten sonra içeriye girecek olan kişiyi bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Gölgeler
Novela JuvenilDudakları tekrar dudaklarımı buldu. Sert öpücüğüne karşılık verirken kokusunu o kadar net hissediyordum ki,bir an dedim ki. Kocam olmalısın adam sen! Kendini içime her ittiğinde sarsılırken nefeslerimiz birbirine karıştı. Vücutlarımız birbirine kene...