16.Bölüm: MUŞ 4.GÜN

887 32 0
                                    

Kahvaltımızı yaptıktan sonra onlar çıkmıştı. Bende bulaşıkları yıkayıp güzel bir duş almıştım.

Beyaz bir tişört ve grimsi bir kot pantolon giymiştim. Telefonumu da yanıma alıp Göktuğ u aradım.

"Nerdesiniz?"

"Bahçadayız ablaa!"

"Bağırma! Benim eczaneye gitmem lazım çabuk gelin."

"E git?"

"Gelsene oğlum işte!"

Birkaç saniye dursa da "Temam geliyoruz. " Bahçedeki masanın başına oturduğumda bahçe kapısından birisi girdi. Bunun sümüklü Batuhan olduğunu anlamam uzun sürmedi. Hâlâ aynı sarsak ayyaş yürüyüşü vardı. Gülümseyerek yanıma gelip "Selam,Serap anne yokmu?"

Annem de herkesin annesiymiş! Sen nerden çıktın be adam?

"Yok bahçeye gittiler, birşey mi oldu?"

"Annem bugün size gelecekmiş müsaitlermi bi bak dedi de."

"Numarası yoksa vereyim,ara-"

"Yok yok,sen gelince söylersin. Kardeşin nerde?" Dedi etrafa bakarak.

Cebimde gel göstereyim!

"Onlar da gittiler." Hmlayarak karşıma oturdu.

"Sen ne yapıyorsun?" Oyun oynuyorum Batucuğum,oynar mısın?

"Gördüğün gibi."

"Yani... Oldun mu doktor?"

"Ha,evet oldum."

"Nerede görev yapıyorsun?"

"Batman Gercüş."

"Hm,tehlikeli değil mi ya?" Yok canım. Çiçek gibi yer,salak mı be bu adam?

"Yani... Tehlikeleri var tabi de. Oturduğumuz yer güvenli."

Evet evimden kaçırabiliyorum hatta. Konu açarak nereye varmaya çalıştığını anlamasam da bahçe kapısından içeriye giren iki kızgın silüetle ayaklandım. Benimle beraber Batuhan da ayaklandı ve gelen kişilere döndü.

Ellerini arkasında birleştirip göğsünü gere gere gelen kardeşime mi bakayım,yoksa salına salına erkek horoz gibi kol kaslarını göstermeye çalışan Barbaros'a mı?

Yanımıza geldiklerinde ikisinin de dik bakışları bir an bana bakmıyordu. Batuhana yiyecek gibi bakıyorlardı. Ne vardı canım biraz sohbet ettiysek? Kıskandınız mı?

"Hayırdır inşallah Batu?" Dedi Göktuğ.

"Hayır? Ha,bir haber vermeye geldim. Şimdi de gidiyordum,senide bırakayım istersen?" Dedi bana dönerek. Eczaneye gideceğimden bahsetmiştim.

"Nereye bırakıyorsun?" Diye hemen atladı erkek horozum.

Batuhanın gözleri Barbaros'a dönünce "Sende kimsin?"

Barbaros elini uzatıp "Kıdemli Üsteğmen Barbaros Karalav." Dedi otoriter sesiyle.

Batuhan Barbaros'un elini kavradığında "Üsteğmen Batuhan Kaya." Batuhanın eli Barbaros'un avucunun içinde iki büklüm olduğunda anlamıştım. Bordo ayı adamın elini kırmıştı!

"Memnun oldum ." Dedi adamın elini daha çok sıkarken. Araya girerek "Öhmm,Batuhancığım sen beni bırakabilirsin hadi gidelim." Dedim. İkisinin de gözleri anında bana döndüğünde "Nereye?" Dedi Göktuğ.

"Eczaneye gideceğim dedim ya... Batuhancığım bırakacak beni." Kafasını yana atıp kısık gözlerle bana bakan Barbaros'a baktım. Umarım buradan sağ salim çıkarız.

Sessiz GölgelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin