"Hala,şş,uyan hadi."
"Aman Allahım,ne oldu kız buna?"
"Abla,aloo?"
"Güllü kalk annen geldi." En anlamsız şeyi söyleyen dedeme baktım.
"Be ne vardır? Anasından korkar."
"Baba simdi sırasımı." Dedi annem. Aynen hiç sırası değildi. Çünkü canım halam bir an önce uyanırsa ötebilir.
"Ay nerde kaldı bu sıpa da!" Kolonya alması için gönderdiğimiz Göktuğ yarım saattir dışarıdaydı.
"Geldim geldim!" Diyerek elindeki kolonya şişesiyle kapıdan bir hışımla girdi. Kolonyayı halamın yüzüne sürerken arada Tokat ta atıyordum. Umarım ötmezsin halacığım.
Hapşurarak uyan'an halamın gözleri ilk beni buldu. Ardından etrafta gezdirip Barbaros'u.
"Hala? İyi misin?" Şaşkın şaşkın etrafa baksa da "İyiyim." Dedi.
"Noldu kız birden?" Dedi annem. Nolacak canım bizi bastı.
"Birşey yok yenge ya, öyle böcek gördüm şunun kapısında ondan öyle şey oldu. Neyse,gelsene sen benimle. " Dedi ayağa kalkarak beni de peşinden sürükledi.
"Allah'ım bende birşey oldu sandım."
Herkes dağılırken biz balkona çıkmıştık.
"Dinliyorum."
"Neyi ?" Dedim anlamayarak. Belki sıyırırdık.
"Kız. Neydi o öyle?"
"Ney neydi?"
"Salağa yatma vallaha ağzına çarparım!"
"Ha şeyi diyosun... Şeyi."
"Hee onu diyorum,ne ara diyorum?"
"Ne arası?"
"Kız!"
"Tamam tamam,şey oldu. Sen bizi öyle görünce tabi şey sandın. Ama sandığın gibi değil. Şey yapmadık yani-"
"Eeee! Şey şey şey! Kız ne yapayım ben senin şeyini,suçlamıyorum sizi buldun tabi dağ gibi komutanı. Ama,babanın evinde mi fingirdersin be adamla?" Son cümlesini kısık sesle söylerken gözüm arkasına kaydı. Barbaros.
"Ama ben biliyordum ha!" Dedi Barbaros bize daha çok yaklaşırken.
"Ne? Nasıl biliyordun ?"
"Biliyordum işte. Adamın bakışları yeter. Şahin gibi etrafı izliyordu. " Cevap vermedim. Şahin gibide üzerime atılıyordu zaten halacığım.
"Ama bana söylemeliydin." Haklı. Annemden saklayabildiğimi saklardım. Ama halamdan asla,saklı birşeyim yoktu onda,her zaman bulurdu.
"Haklısın." dedim sadece. Daha fazla birşey söylemezken arkasını dönüp gideceği sırada Barbaros'u görüp çığlık attı. Baş parmağıyla damağını çekerek "Ay ödüm koptu!" Dedi. "Kıza yüzüğü takmadan gelme." Ekledi. Omuzuna çarpıp giderken kendi omuzu acıdı. Bu haline gülmememk için kendimi sıkıyordum.
Halamın arkasından bakakalırken,"Ne oldu? " Ebeninki oldu!
"Birşey yok. Sıçtı sıvadı gitti işte." Dedim.
Bana yaklaşırken " Aman dur,başka birisi görmesin" diyerek yanından sıyrılıp kaçarak odama gittim. Kapıyı da kilitleyip yatağa uzandım.Gerçekten olmuş muydu bunlar?
Halam kimseye söylemezdi. Ama yüzük ne alaka ki? Hayır evlenmeyi falan düşünmüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Gölgeler
Teen FictionDudakları tekrar dudaklarımı buldu. Sert öpücüğüne karşılık verirken kokusunu o kadar net hissediyordum ki,bir an dedim ki. Kocam olmalısın adam sen! Kendini içime her ittiğinde sarsılırken nefeslerimiz birbirine karıştı. Vücutlarımız birbirine kene...