Hafıza anıları olduğu gibi saklıyordu en derinlerde, yüzeye çıkacağı o güne kadar. Hatırlamadığı geçmişte insan kendisini nelerin beklediğini bilemezdi. Tıpkı geleceğinin de neleri getireceğini bilemediği gibi. Ben canımın bir daha bu kadar yanabileceğini bilmiyordum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Belki de dakikalar geçmişti, bilmiyordu genç adam. Bir evin kapısının önünde duruyordu. Kapıya vurmak için elini kaldırdı sonra durdu, geriye çekildi. Oysa çok basitti, kapıyı çalacaktı ve içeriye girecekti. Ama yapamıyordu.
Geri dönüp gidecekti ki bir güvercinin uçarak pencerenin önüne konduğunu gördü. Başını kaldırıp güvercine baktı. Bu esnada kapı açılmıştı. Kenan geriye kapıya baktı ve onu gördü.
"Ben.." dedi, karşısındaki kadına bakıp. Kadının gözlerinde sevgiyi çok net bir şekilde fark edebiliyordu. Kadın ona sıcacık gülümsüyordu.
"Yusuf'um, oğlum ne bekliyon kapıda?"
Biliyordu, ilk andan beri biliyordu onu. Kenan kararsız kaldı, sonra çekinerek içeriye girdi. Döndü kapıyı kapatırken onun bakışları Veysel'i arıyordu evin içinde. Çok geçmeden merdivenlerin başında görünmüştü sarı saçlı adam.
"Hoşgeldin evine."
Ne tepki vereceğini bilmiyordu Kenan. Beklemiyordu bu karşılamayı, Veysel o gelmeden anlatmış mıydı gerçekleri? Sanki ekmek almaya gidip gelmiş gibi hissediyordu kendisini.
"Geçsene oğlum. Hadi, masa hazır."
Üçü birlikte salona geçtiler. Muammer sandalyesinden kalktı, yine o bakışlar vardı gözlerinde. Kenan ne diyeceğini bilemedi, birşey demesi gerekir miydi?
"Doktor bey," dedi Muammer fazlaca memnuniyetsiz şekilde. Adamın tavrı hiçte uzun yıllar kayıp olan çocuğuna kavuşan bir babanın heyecanlı haline benzemiyordu.
"Hoşbulduk." Dedi Kenan, ve yanındaki Veysel'e çevirdi gözlerini. Sarışın adam onun koluna dokundu, yalnızca onun duyabileceği bir sesle konuştu:
"Seni yemeğe davet ettiğimi sanıyo."
Kenan başını salladı, herkes yerlerine geçene kadar bekledi, sonra Veysel'in hemen yanındaki sandalyeye oturdu. Yemek boyunca kimseden ses çıkmadı. Sanki fırtına öncesi sessizlik sürüyor gibiydi ortam.
Sonra yemekler bitti ve sofra toplandı. Bu sanki bir ömür sürmüştü. Herkes koltuklara geçti, Muammer ağır ağır Veysel'e döndü. İşte o an gelmişti.
"Sen birşey diyecektin?"
"Yusuf.." Dedi Veysel, babasının kaşları anında çatıldı, kendi kendine birşeyler mırıldandı, elleri yumruk haline geldi.
"Onun öldüğüne emin miyiz?" Diye sordu Veysel. Muammer yumruğunu koltuğun kenarına vurdu sertçe.
"Sen aile meselesini niye başkalarının yanında açıyon şimdi?"
"O başkası değil." Dedi Veysel ve sustu. Kenan yerde olan bakışlarını kaldırıp Muammer'e baktı.
"Sizin o aramayı bıraktığınız, öldü diye kabul ettiğiniz oğlunuz yaşıyor." Dedi. Muammer'in yüzündeki ifade değişti. Anlamıyordu, ne demekti tüm bunlar?
"Ne biliyon sen?"
"Çünkü... O çocuk benim."
Muammer koltuğun kenarlarını tuttu ve biraz öne çıktı, heyecanlanmış gibi görünüyordu. Kenan yanında getirdiği DNA testi sonuçlarını cebinden çıkardı ve katlamış olduğu kağıdı düzeltip ona uzattı. Muammer anında kağıdı alarak dikkatle inceledi. Ve Gözlerini yeniden Kenan'a çevirdi.
"Şimdi... Sen o musun? Yusuf musun?"
"Evet, ben.. Yusuf'um."
"Oğlum, Yusuf." Diyerek dolu dolu olan gözlerle koltuktan kalktı Muammer. Ve Kenan da kalktı koltuktan, gözleri dolu doluydu onun da.
Muammer yanına ilerleyip sarıldı ona. Kenan da bir an için herşeyi unutmak istemiş ve sarılmıştı babasına. O gün baba ve oğlu ayrı geçen onca yıldan sonra kavuşmuştu.
"Çay içersin demi oğlum?" Diye soran Döndü'yle, Kenan gülerek geri çekildi.
"Olur."
Sanki hiç ayrı düşmemiş bir aile gibi.
Kalplerini yakan acıları yokmuş gibi.
Gerçekten de mutluymuş gibi oturup çay içmişlerdi o akşam. Sonrasında Kenan kalmak istememişti ve evine gitmişti. Veysel ise ilk defa dayaktan uzakta bir gün geçirmişti, ağrıları olmadan uyumuştu.Artık abisi vardı onun, kabusunun sonu gelmişti. Belki babası da artık onu severdi. Veysel'in bilmediği ise birşeylerin değişmesi bu kadar kolay olmayacaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm sonu.
Ve aile kavuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkır Masalı
FanfictionTüm Muhteşem Hikayeler İki Şekilde Başlar: Ya Bir İnsan Yolculuğa Çıkar, Ya Da Şehire Bir Yabancı Gelir.