Gedelli'deki ikinci haftaları bitiyordu. Kenan o günden sonra bir daha hiç Veysel'i görmemişti. Neden aklında diğerleri değil de o kalmıştı bunu da hiç anlamıyordu. Komşusuna Veysel'i sormayı düşünmüştü, kuzenlerdi ve nerede olduğunu bilebilirdi. Ancak Kenan bunu kim olarak soracaktı? Veysel'le arkadaş bile değillerdi.
Aklında bu düşüncelerle sokaklarda yürürken bağırışma sesleri duydu. Ve köşeden dönünce günlerdir bulmayı istediği kişiyi gördü. Veysel bir evin kapısının önünde duruyordu, yanında başka bir adam daha vardı ve adam ona bağırıyordu.
Kenan durdu, ne yapacağını bilemedi. Belki de hiç görmemiş gibi davranarak buradan gitmeliydi ama gidemedi. Onu burada tutan birşeyler vardı sanki.
İşlerin ciddileştiğini, adamın resmen Veysel'e şiddet uyguladığını görünce daha fazla duramadı. Ve adam tam sert bir tokat için elini kaldırdığı an Kenan adamı kolundan yakaladı.
"Sen kimsin?! Ne karışıyon?!" Diye bağırmıştı adam ona. Kenan adamın kolunu bıraktı, ve Veysel'in yanına geçti.
"İyi misin?"
Veysel öfkeyle baktı onun gözlerine. Sanki döven kendisiymiş gibi hissetti Kenan bir anlığına, öyle bir nefret vardı o mavilerde.
"Sanane."
"Tamam bana kızabilirsin, istediğini diyebilirsin ama ben bu olana sessiz kalamazdım." Dedi Kenan ve sonra Muammer'i işaret ederek. "Bu adam resmen sokak ortasında seni dövüyor."
"O benim oğlumla aramda bir mesele. Sen kim olarak karışmayı kendinde hak gördün?!" Diye bağırdı Muammer.
Kenan mavilerini Veysel'den çekerek Muammer'e baktı. Adamın kendini haklı görmesi sinirlenmesine neden olmuştu. Ne yani oğlu olduğu için istediğini yapabileceğini mi sanıyordu?
"Şiddeti görmezden gelemezdim." Dedi Kenan, sinirini yansıtmadığı sakin bir ses tonuyla.
Bunun üzerine karşısında ki adam birşey söylememiş sadece bir an için Veysel'e bakıp eve girmişti, kapıyı sertçe kapatmıştı arkasından.
"Senden müdahale etmeni isteyen mi oldu?" Diye sordu Veysel, Kenan'ın aksine o sinirini sesine yansıtıyordu.
"Ben sadece yardım etmek istedim."
"İstemiyom ben yardım falan!"
"Bir kenarda durup dayak yemeni mi izleseydim? Bunu mu terci-"
Kenan'ın cümlesi yüzüne yediği bir yumrukla yarım kaldı. Beklemediği için bir an sarsılmıştı ama dengesini çabuk toparladı.
"Benimle düzgün konuş." Dedi Veysel, attığı yumruk elinin acımasına sebep olmuştu. Kenan dudağının kenarından akan kanı elinin tersiyle sildi.
"Manyak mısın oğlum sen?"
"Daha fazla kaşınma istersen doktor."
Veysel birisinin kendisine acımasını istemiyordu, onun şuan ki öfkesinin bu yüzden olduğunu düşünüyordu Kenan.
"Yalnız ben vurursam yerde kalırsın."
Bir an duraksadı Veysel, az önce onu babasının elinden almıştı ve şimdi ise onu dövmekle tehdit mi ediyordu? Tabi bu Veysel'in düşüncesiydi. Gerçekte ise ona acımadığını belirtmek istediği için bu şekilde konuşmuştu Kenan.
"Benim sinirlerimle oynama!" Diye bağırdı Veysel, ve ikinci bir yumruk için elini kaldırdı ancak Kenan onu bileğinden yakaladı.
"O sinirlerine hakim ol yoksa elimde kalırsın." Dedi Kenan, Veysel'in bileğini sımsıkı tutarken. Amcaoğulları da tam o anda gelmişti.
"Veysel!" Diye bağırmıştı ikisi de aynı anda. Kenan Veysel'i bırakarak geri çekildi ve Taner'le Ramazan Veysel'in iki yanına geçtiler.
"İyi misin amcaoğlu?" Diye sordu Ramazan. Taner'in kendisine olan bakışlarımı fark edince güldü Kenan. Veysel'i onun dövdüğünü düşünmüş olmalıydılar.
"Size iyi günler." Dedi Kenan, kendini açıklama zahmetine girmemişti bile. Nasıl olsa Veysel açıklardı onlara.
Kenan uzaklaşırken üç amcaoğlu da arkasından baktı. Veysel fazlasıyla sinirlenmişti. Bu adam kendisini ne sanıyordu? Onu nasıl tehdit ederdi? Nasıl canını yakmaya çalışırdı?
Bunun hesabını elbette soracaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkır Masalı
FanficTüm Muhteşem Hikayeler İki Şekilde Başlar: Ya Bir İnsan Yolculuğa Çıkar, Ya Da Şehire Bir Yabancı Gelir.