Akşam olmuştu, hava iyice soğumuştu. Elif arka koltukta hırkasına sarılmıştı ve camdan dışarıya izliyordu. Kenan da parmaklarını direksiyona vurarak ritim tutuyordu. Veysel pembe kapıya sürekli olarak bakıyordu ve Cemile'nin gelip gelmediğini kontrol ediyordu.
Sabah Taner onlara heyecanla Dilek'in geldiği haberini verdikten sonra ağılda toplanmanın kararını almışlardı. Dilek Ramazan ve Veysel'inde çocukluktan arkadaşı olduğu için onları da görmek istemişti, ve Taner Kenan'ın da onlarla gelmesini istemişti.
Cemile bahçe kapısını açarak dışarıya çıktı, hızlı adımlarla ilerleyip arabaya Elif'in yanına bindi. Ağıl yoluna doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladı araba. Veysel arkaya baktı, gülümsedi. Cemile de ona gülümsedi.
"Klimayı açıyım mı?"
"İyi olur aslında."
Veysel önüne dönerek klimayı açtı ve sıcağa ayarladı, sonra yeniden arkaya döndü. Elif ve Kenan aynadan birbirine bakıp onların bu haline güldü.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Taner ve Ramazan sobayı yakıyordu. Kenan'lar tam da bu sırada geldiler. Herkes masada yerini aldı, Cemile ve Elif hazırladıkları yiyecekleri masaya dizerken Dilek de gelmişti. Taner hızla kalkıp ona ilerledi.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum."
"Hoşgeldin Dilek." Dedi Veysel. Dilek herkesle tek tek selamlaştı. Kenan ise şaşkınlıkla bakıyordu ona.
"Dilek,"
"Kenan abi,"
Kısa bir sarılma faslından sonra geçip oturdular. Diğerleri şaşırmıştı onların samimiyetine. Veysel abisine yaklaştı ve sadece onun duyacağı bir şekilde konuştu:
"Siz birbirinizi nerden tanıyorsunuz?"
"Arkeoloji, jeoloji gibi alanlara bir ara meraklıydım ben, o dönem tanıştık."
"Abim hakkında hiçbir şey bilmiyom ya resmen." Dedi Veysel üzgünce. Kenan kardeşini kendisine çekerek saçlarını uzun uzun öptü. Diğerleri arasında eskilerden bir sohbet açılmıştı, kısa sürede sohbete hepsi dahil olmuştu. İlerleyen saatlerde Kenan herkesi tek tek evine bıraktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kardeşler biraz da bahçede oturmaya karar vermişlerdi. Elif onlara çay verip odasına çekilmişti. Kenan kardeşinin omzuna kolunu sardı, onu kendisine çekip sımsıkı sarıldı.
"Derslerde zorlanıyor musun?"
"Yok, çok basit konular şimdilik."
"Zor gelirse söyle, yardımcı olurum."
"Sağol." Dedi Veysel, başını abisinin omzuna yerleştirdi. "Abi seni yoran birşeyler var bu aralar demi?"
"Evet, var." Dedi Kenan inkar etmeden. Yorulmuştu, kardeşine anlatabilirdi.
"Neyin var abi?" Diye sordu Veysel ilgi dolu bir sesle. Kenan derin bir iç çekip kardeşinin saçlarına başını yasladı.
"Ben.. sizden ayrı düşmeden öncesini hatırlıyorum ama kaçırıldığım zaman hafızamda yok. Kayıp bir parça gibi."
"Bize ait olan anıları hatırlıyor olman çok güzel. Gerisi de önemli değil bence abi, düşünme bunları."
"Eskiden düşünmezdim ama bu aralar bazı görüntüler geliyor." Dedi Kenan ve gözlerini kapattı. Veysel abisi rahat etsin diye hiç kıpırdamadı.
"Kaçırıldığın ana ait mi?"
"Evet. O kayıp parçayı tamamlamaya çalışıyor hafızam sanki."
"Abi, bugün dükkanda bu yüzden kötü oldun sen demi? Hasta olacaksın diye korkuyom."
"Hiç anlatmadım say. Ben hallederim bir şekilde."
"Yalnız değilsin abi, hiçbir şeyi yalnız halletmek zorunda değilsin. Kardeşin burda tamam mı?"
"Tamam. Biraz böyle kalalım mı?"
"Kalalım abim." Dedi Veysel ve abisine sımsıkı sarılıp gözlerini kapattı. Kenan kardeşinin saçlarını uzunca koklayıp öptü sonra başını yeniden kardeşinin saçlarına yasladı. Bir süre iki kardeş gözleri kapalı halde sessizliği dinledi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm sonu.
Bugüne yetişsin istedim bölüm. O yüzden aceleyle yazdım, kontrol etmeden atıyorum, hatalar varsa kusura bakmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkır Masalı
FanfictionTüm Muhteşem Hikayeler İki Şekilde Başlar: Ya Bir İnsan Yolculuğa Çıkar, Ya Da Şehire Bir Yabancı Gelir.