Kenan odaya girince kardeşini yatağa oturtup yanına oturdu ve kardeşinin saçlarını düzelttikten sonra yüzünü ellerinin arasına aldı, şefkatle baktı onun masmavi gözlerine.
"Abim tamam geçti." Dedi hala daha titreyen kardeşine. Veysel biraz önce yaşanan anların korkusunu hala daha atamamıştı.
"Hiç kimse seni benden alamaz, seni istemediğin bir yere götüremez, izin vermem buna tamam mı abicim?"
Kenan kardeşini kendine çekip sımsıkı sarıldı, saçlarını öptü. Veysel abisinin kollarında biraz da olsa sakinleşmişti. Bırakmasından korkar gibi sarılmıştı abisine.
"İyisin demi abisinin bir tanesi?"
"Hıhı." Dedi Veysel nerdeyse fısıltıyla. Kenan onun saçlarını şefkatle okşadı.
"Abin yanında, seni bırakmayacak."
Veysel başını abisinin göğsüne yasladı ve gözlerini kapattı. Kenan kardeşinin saçlarını okşamaya devam etti. Birkaç dakika kimse konuşmadı, Veysel yavaş yavaş uykuya daldı. Kenan kardeşinin uyuduğuna emin olunca onu yavaşca yatağa yatırdı.
"Abi," diye sayıkladı Veysel ve abisinin kolunu tuttu. Kenan kardeşinin yanına uzandı, kardeşini kendine çekip yine sarıldı.
"Burdayım abim."
Döndü Veysel'in olduğu tarafa geçerek yatağın kenarına oturdu ve oğlunun saçlarını okşadı. Onu bunca zamandır gözlerinin önündeyken görmediği için kendini suçluyordu, nasıl oğlunun bu kadar acı çektiğini fark etmemiş, nasıl Muammer'e ses çıkarmamıştı.
"Yıllar boyu seni koruyamadım diye ağlarken gözümün önündekini fark edememişim ben." Diye mırıldandı. Gözleri Veysel'de olsa da Kenan'a hitaben konuşuyordu.
"Nasıl görmedim ben çocuğumu? Ben nasıl sustum acılarına?"
Kenan sessiz kaldı, annesini içten içe o da suçluyordu. Veysel'in elinden hayatı alınırken neredeydi? Neden susmuştu? Muammer'e kimse mi birşey dememişti de bu çocuk heba edilmişti?
"Başında konuşmayalım çocuk uyusun biraz." Dedi Elif, sessizce. Tüm gözler uyuyan Veysel'in üstündeydi, onun ne kadar çok korktuğu uykusunda dahi abisini bırakmıyor oluşundan belli oluyordu. O anda oda da bulunan herkes onu korumak için hazırdı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Onun için iyi olanı mı yapıyorum? Ya hastane de yatması daha iyiyse?" Diye sordu Kenan dalgın bir halde. Cemile haberi aldığında gelmişti ve şuan da diğerleri kafeteryaya inmişken onlar Veysel'in yanındaydı.
"Hastanede yatması gerekir mi bilmem ben ama birşeyden eminim, Muammer amcanın yaptığı şekilde olmaz."
"Onun korkmasını istemiyorum." Dedi Kenan. Kardeşinin iyi olmadığını fark edebiliyordu, yine intihar etmesinden çok korkuyordu, doğru olanı yapmak istiyordu.
"Veysel senden korkmaz abi, kimsenin olmadığı kadar şefkatlisin sen ona."
"Belki benden korkmaz ama babamın bıraktığı etkiden korkabilir."
Kenan kardeşine bir söz vermişti ve sözünü de tutacaktı, kimse kardeşini istemediği bir yere götüremezdi, eğer hastane gerekliyse bu sadece Veysel'in isteğiyle olacaktı. Kardeşini istemediği bir yere zorla götürmezdi ve onu orda yalnız bırakmazdı.
"Abi, Veysel'im için iyi olan neyse onu yapacağına inanıyom ben."
İkisi de sustu, bir süre odaya sessizlik hakim oldu ve bu sessizliği kapı sesi bozdu. Döndü ve Elif odaya girdiler.
"Oğlum, uyanmadı mı hiç?"
"Uyanmadı anne."
"Normal mi bu?"
"Normal."
"Kenan sende mi biraz dinlensen?"
"Ben iyiyim Elif'im"
"Hiç öyle görünmüyon ama neyse."
Herkes bir köşeye geçip oturdu ve yine bir sessizlik hakim oldu odaya. Birkaç dakika sonra Veysel gözlerini yavaşça açtı ve ilk olarak abisinin mavilerini gördü sonra Cemile'yi sonra annesini sonra da yengesini gördü. Babası yine yoktu.
"Abi," dedi kısık sesle.
"Burdayım abim, burdayım canımın içi." Diye cevapladı Kenan şefkatle.
"Cemile," dedi Veysel bu kez. Cemile onun elini tuttu.
"Burdayım."
Veysel başka birşey söylemedi, sadece gülümsedi. Döndü yatağa yaklaştı ve oğlunun saçlarını şefkatle okşadı.
"Oğlum benim, deniz gözlüm."
"Anne siz Veysel'e yardımcı olun, bende çıkış işlemlerini halledeyim." Diyerek yataktan kalktı Kenan. Ve o kapıdan çıkarken Elif de peşinden koşmuştu.
"Kenan biz hastaneye senin için geldik bilmem farkında mısın? Kardeşin kriz geçirdiği için odaya alındı sadece."
"Yani Elif?" Diye sordu Kenan. İkisi yan yana koridorda yürüyordu.
"Hastalar hastaneden çıkarken kendi çıkış işlemlerini halletmezler ve sen taburcu bile olmadın."
"Doktor onayladı gidebileceğimi."
"Kimmiş o doktor?"
Kenan bir anda durdu ve kendini işaret etti. Elif bu durum karşısında gözlerini devirdi ve daha sonra hızlı adımlarla ilerlemeye başlayan eşine yetişmeye çalışarak arkasından gitti.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Ben size dedim ki buraya gelmeyelim ama siz beni dinlemiyonuz tabi. Hiç olmuyor böyle haberiniz olsun." Dedi Kenan arabayı konağın önüne park ederken sıkıntılı bir sesle.
"Gerçekten sus Kenan." Diyen Elif tripli bir şekilde arabadan indi. Döndü onun arkasından giderken Kenan da sabır dileyerek arabadan indi. Veysel onun haline gülerek arabadan inip yanına geldi.
"Hak ettin doktor bey." Dedi Veysel de huysuz bir sesle ve abisine bakmadan konağa ilerledi. Hastaneden kimseye sormadan çıktığı için herkes ona trip atıyordu.
"Hey Allahım sen bana sabır ver."
Arabasını kilitledikten sonra ailesinin peşinden konağa ilerledi Kenan. Veysel merdivenlerin orada bekliyordu, abisi yanına gelince koluna girdi. Ne kadar tripli olsa da abisini yalnız bırakmak istememişti, başı dönebilirdi çünkü. Kenan gülümsedi, ailesinin endişesi hoşuna gidiyordu.
Ailesi olduğunu hissediyordu, değer gördüğünü, sevildiğini hissediyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkır Masalı
FanfictionTüm Muhteşem Hikayeler İki Şekilde Başlar: Ya Bir İnsan Yolculuğa Çıkar, Ya Da Şehire Bir Yabancı Gelir.