Dilek'in Geri Dönüşü ~ 38

126 13 36
                                    

Benim gülüşü güzellerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim gülüşü güzellerim. Benim şekerparelerim. En yakın zaman içinde güzel sahnelerinizi izlemek dileğiyle. 💙

Şimdi bölüme geçelim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kenan Cemile'yi evine bırakıp gelmişti ve aklı kardeşinde kaldığından kontrol etmek için onun odasına gitti, Veysel gözlerini kapatmış sessizce ağlıyordu. Kardeşinin bu haline dayanamıyordu Kenan, yanına yaklaşıp yatağın yanına yere oturdu ve kardeşinin kan içindeki elini fark etti.

"Veysel," dedi endişeyle. Ve kardeşinin bileğini dikkatlice tutup elini kontrol etti. Derin kesilmişti. Kenan endişeyle kardeşini kaldırmaya çalıştı.

"Abicim naptın sen?"

Veysel gözlerini açtı, abisi elini de fark etmişti, onu bu saatten sonra bırakıp odasına gitmezdi. Durumu kabullenip yatağında doğruldu.

"Kazayla oldu abi, bilerek yapmadım gerçekten. Beni hastaneye götürme."

"Eline bakılması lazım abicim."

"Beni bırakmayacaksın demi?"

"Kurban olurum sana." Dedi Kenan ve yerden kalkıp yatağa oturdu, Veysel'i kendine çekip sarıldı ve saçlarını öptü. "Acile gidicez sadece abim, korkma."

"Abi gitmeyelim. sen ilgilensen olmaz mı?" Diye sordu Veysel ağlamaklı bir sesle. Kenan biraz düşündü, kendisi doktordu ve böyle bir yarayla nasıl ilgilenmesi gerektiğini biliyordu.

"Abim ben nasıl ilgileneyim?"

"Doktorsun, çantanda gerekli herşey var. Bence hastaneye gitmeye gerek yok, boşuna yoruluruz." Dedi Veysel çok bilmiş bir tavırla. Kenan gülerek kardeşinin saçlarını karıştırdı.

"Doğru diyon."

Kenan gidip çantasını getirdi ve önce kardeşinin elindeki yarayı temizleyip dikiş attı, sonra elinin etrafını dikkat ederek sardı. Bu kadardı işte, bitmişti.

"Bir süre dikkat et tamam mı?"

"Tamam abi, teşekkür ederim."

"Şimdi söyle bakalım. Neden böyle bir kaza yaşandı?"

"Aynaya vurdum, kazayla."

"Veysel gerçeği anlatır mısın?" Diye sordu Kenan ciddi bir tavırla. Veysel gözlerini abisinden kaçırdı.

"Kasabalılara sinirlendim, dişçi Musa kızını deliyle nişanladı dediler."

"Veysel'im sen bu kasabalıyı bilmiyon mu? Konuşurlar herşeye." Dedi Kenan kardeşinin saçlarını okşarken."Elif'le benim arkamdan da hangisi kısır diye dedikodu döndürüyorlar mesela."

"Gerçekten mi abi?" Diye sordu Veysel  şaşkınlıkla. Kenan kardeşini kendisine çekerek göğsüne yaslanmasını sağladı.

"Gerçekten, kaç senedir evliymişiz de neden çocuğumuz yokmuş? İstemedik diyoruz, hanginiz kısır diyorlar."

"Ama sen çocukları çok seviyorsun abi neden istemiyonuz ki?"

"Gece gece bu kadar muhabbet yeter küçük bey, hadi uykuya." Dedi Kenan yataktan kalkarak. Veysel yatağına uzandı ve Kenan kardeşinin üstünü örtü, sonra da eşyalarını toparlayıp odadan çıktı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

2 ay sonra.

Veysel tamamen iyileşmiş ve işlerinin başına dönmüştü, hem ağılda hem de kardeşler kaporta da hiç durmadan çalışıyordu. Dükkanın adını kardeşler kaporta olarak değiştirmişti, abisinin bunca emeğine ufak bir jest yapmıştı. Kenan mutlu olmuştu tabi, nerdeyse ağlayacaktı. Zaman içinde kardeşlik bağları öyle güçlenmişti ki, sanki hiç ayrı düşmemiş gibilerdi.

Uçağın çalışmaları da nihayet bitmişti. Bu konuda Kenan çok destek olmuştu onlara, malzemeleri hep en iyisinden almıştı. Bizzat yapımda bulunmasa da onun da emeği vardı. Yakın zamanda uçağı görmeye mühendisler de gelmiş ve gayet başarılı bulmuşlardı.

Bir diğer ve en önemli konu ise Veysel açıktan okumaya başlamıştı, birazcık uzun sürecekti belki ama üniversiteye kadar okumayı düşünüyordu. Tıp olur muydu bu saatten sonra bilmiyordu ama iyi bir bölüm kazanırsa gidecekti.

Serin bir akşamüstüydü, Kenan sağlık ocağından direkt kaportacıya gelmişti. Çay içerken kardeşini izliyordu. Veysel bir arabayla ilgileniyordu, bir yandan da içerdeki masanın üstüne kitaplarını dizmişti, iş olmadığı zamanlarda ders çalışıyordu. Bugünlerde bir dakikası bile boş geçmiyordu.

Kenan bu yoğunluğun kardeşine çok iyi geldiğini görebiliyordu, yoruluyor diye üzülsede ses çıkarmıyor oluşu bu yüzdendi. Evden de sorun çıkmıyordu. Hayatları en sonunda yoluna girmişti.

"Veysel, abicim hadi bugünlük bitsin."

"Abi tamam ya az kaldı zaten." Diye seslendi Veysel. Kenan çay bardağını bırakarak kalktı, başına saplanan bir ağrıyla durmak zorunda kaldı, duvara tutunup gözlerini kapattı.

Bir park ve neşeli çocuk sesleri.

"Abi iyi misin?"

Kenan gözlerini açtı, kardeşine baktı. Sanki bir an için dünyadan kopmuştu. Veysel abisinin koluna girdi ve onun yeniden oturmasını sağladı, gidip bir şişe su getirdi. Kenan suyu biraz içti biraz da yüzüne sürdü, sonra şişeyi kenara bıraktı. Mavilerini Veysel'in endişeli mavilerine çevirdi, az önceki hali hiç yaşanmamış gibi gülümsedi.

"İyiyim abicim."

"Noldu bir anda?"

"Abim yok birşey, iyiyim."

"Abi bak sende bir tuhaflı-"

"Amcaoğlu!" Diye bağırarak koşa koşa yanlarına geldi Taner. Ve iki kardeşin mavileri ona döndü.

"Bir dur, sakin ol. Noldu?" Diye sordu Veysel merakla. Taner Kenan'ın biraz önce kenara bıraktığı su şişesini alıp tek dikişte içti, şişeyi yeniden masaya bıraktı. Nefes alışları düzene girdikten sonra ise heyecanla konuştu:

"Dilek Gedelli'ye döndü!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bölüm sonu.

Bozkır Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin