1 hafta sonra.
Karanlık Gedelli'nin üstünü örtmüştü. Kenan o gün başının ağrısı çok olduğu için erkenden uyumuştu, ailenin geri kalanı salonda çay içiyordu. Elif biten çayları tazelemek için kalktığı sırada başının dönmesiyle durmak zorunda kaldı. Döndü telaşla ayaklandı.
"Kızım noldu?"
"Birşey yok anne."
"İyisin demi?"
"İyiyim."
"İyi olun güzel yavrum, sizler hep iyi olun." Dedi Döndü, koltuğa otururken.
Elif gülümseyip çayları tazeledi."Ben abime bakıcam ya aklım kaldı."
Veysel koltuktan kalkarak aşağı kata indi ve abisinin odasına girdi, yatağın kenarına oturdu, elini abisinin saçları arasında gezdirdi. Kenan gözlerini açtı ve kardeşine döndü.
"Bana ilaç getirsene."
"Tamam."
Veysel abisinin anlını öptü ve odadan çıktı. Kenan doğruldu, başını ellerinin arasına alarak gözlerini kapattı. Yine bazı görüntüler beliriyordu zihninde. Amcası İrfan, 4 yaşındaki kuzeni ve kendisinin parka gittiği bir görüntü.
"Çocuklar uzaklaşmayın!"
"Tamam!"
Salıncağın zincir sesi, çocukların neşeli çığlıkları, bir pamuk şeker satıcısının bağırışı, zıplayan bir top sesi, araba gürültüsü.
Kenan yavaşca yere oturdu ve başını yatağa yasladı, baş ağrısı çoğalıyordu.
Bir araba, arka koltukta kuzeniyle birlikte oturuyorlar, amcası İrfan sürücü koltuğunda, biraz endişeli görünüyor, sürekli arkaya bakıyor.
Kenan gözlerini açtı, beyaz ışık başını döndürüyordu, nefes almakta zorluk çekiyordu, elini kalbinin üstüne koyup derin derin nefes almaya çalıştı. Yavaş yavaş dünyası kararıyordu sanki.
"Çocukları bırak."
"Sadece birini alabilirsin."
Bazen hiç hatırlamak istemeyeceğiniz anlar olurdu geçmişte.. Kenan o günü hatırlamak isterken böyle korkunç bir gerçekle karşılaşacağını beklemiyordu. O gün amcası bir seçim yapmıştı, onu feda etmişti. Kenan'ın gözleri doldu ve elini kalbine bastırdı.
Veysel odaya girdiğinde abisinin halini gördü, hemen onun yanına koştu, yere oturdu ve abisini kendine çekti.
"Abi, abi iyi misin?"
"Amca." Dedi Kenan fısıltı gibi bir sesle. Hemen sonra gözleri kapandı. Veysel korkuyla abisini sarstı.
"Abi, abi!"
Sesi duyan aile üyeleri odaya koştular. Döndü ve Elif Kenan'ın yanına ilerleyip yere oturdu, Muammer şokla kalmıştı kapının önünde.
"Veysel noldu?" Diye sordu Elif titreyen ve korku dolu bir sesle.
"Ben.. bilmiyom." Dedi Veysel gözlerini abisinin üstünden çekmezken. Döndü çoktan ağlamaya başlamıştı.
"Oğlum, Yusuf'um."
Muammer hızla içeriye gitti, telefonu alıp ambulansı aradı ve durumu haber verdi. Ambulans gelene kadar sadece birkaç dakika geçmişti, Kaya ailesine bir ömür gibi gelen birkaç dakika.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kenan müşahede odasına alınmıştı ve ailesi kapının önünde onu bekliyordu. Muammer Döndü'yü sakinleştirmeye çalışıyordu, Veysel ve Elif ise birbirine destek oluyordu. Herkes perişan hale gelmişti.
Doktor odadan çıktı, pek iyi bir haber verecek gibi değildi. Tüm aile anında başına toplandı, doktor gözlerini aile üyelerinde gezdirdi.
"Kenan bey kalp krizi geçirdi, durumu kritik." Dedi doktor. Döndü hıçkırarak ağlamaya başladı, Muammer'e sarıldı. Veysel duyduğunu anlamamış gibiydi. Abisi neden kalp krizi geçirmişti? Yaşı çok gençti onun, ne olmuştu ki? Elif'in ayakta duracak gücü kalmamıştı, bir an sendeledi, elini başına götürdü.
"Kritik mi?" Diye sordu zor duyulan bir sesle Elif, gözleri kararıyordu. Veysel durumu fark ederek onu düşmeden bir saniye önce yakaladı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kenan gözetim altındaydı, Elif başka bir odaya alınmıştı. Kenan'ın yanına kimse alınmadığı için Muammer ve Döndü Elif'in yanındaydı. Veysel ise görmeyecek de olsa abisini beklemeyi tercih etmişti. Çok korkuyordu abisini kaybetmekten.
Veysel'in gözlerinden yaşlar birer birer akmaya başladı, bir süre sonra bir el kondu omzuna, Veysel başını kaldırıp baktığında babasını gördü. Muammer oğlunun yanına oturdu, onu kendine çekerek başını omzuna yaslamasını sağladı.
"Abine birşey olmuyucak oğlum, onu bir daha kaybetmiyicez." Dedi. Veysel sessiz kaldı, duruma şaşırmıştı ama tepki vermedi. Baba oğul bir süre öyle kaldılar. Daha sonra Döndü ve onun koluna girmiş Elif yanlarına geldi.
"Dinlenseydin biraz." Dedi Veysel. Elif Döndü'nün kolundan çıktı.
"Kenan'ı görücem."
"İzin verdiler mi?"
"Hıhı, çok kısa da olsa."
"Hemen iyileşmesini söyle."
Elif başıyla onayladı, hazırlanıp yoğun bakıma girdi, yatağa yaklaştı, tabureye oturdu ve Kenan'ın elini tuttu, uzunca öptü, gözleri dolmuştu. Sevdiğini böyle görmek onu mahvetmişti.
"Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?" Diye sordu Elif, gözyaşları bir bir akarken.
"Hemen iyileşmeni söylüyo Veysel, çok korktu, çok korktuk. Sakın bizi bırakıp gitme bir yere Kenan." Dedi, daha çok ağlamaya başlarken."Seni bekliyoruz hepimiz burda, uyan olur mu birtanem? Bize geri dön olur mu? Bizi sensiz, bizi yarım bırakma. Bebeğimizi babasız bırakma."
Elif gözyaşlarını sildi, tabureden kalktı ve Kenan'ın saçlarına uzun bir öpücük kondurdu sonra yoğun bakımdan çıktı. Veysel anında yanına geldi.
"Nasıl? İyi mi?"
"Yüzü solgundu ama biliyorum o bizi bırakmaz, uyanacak."
"Bırakmaz tabi, aslan abim o benim."
İkisi de buruk bir şekilde gülümsedi ve geçip sandalyelere oturdu, Kaya ailesi bu bekleyişin kısa sürmesi ve Kenan'ın bir an önce uyanması için dua etmeye başladı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkır Masalı
FanfictionTüm Muhteşem Hikayeler İki Şekilde Başlar: Ya Bir İnsan Yolculuğa Çıkar, Ya Da Şehire Bir Yabancı Gelir.