Kardeş olmak neydi? Birlikte büyümek miydi? Ayrı geçen yıllar engel miydi ki sevgiye? O boşluk kapanmaz mıydı? Kenan için kardeşini gördüğü anda daha kardeşi olduğunu bile bilmeden kapanmıştı o boşluk, ayrı geçen yıllar hiç engel olmamıştı Veysel'i sevmesine çünkü onu gördüğü anda hazırdı kalbi biricik kardeşini sevmeye, o sevgi hep oradaydı zaten.
Veysel yerde oturmuş kimseyi yanına yaklaştırmıyordu, krizde gibiydi hali. Kenan Elif'den destek alarak odanın önüne geldi, kardeşinin haykırışları taa koridordan duyuluyordu. Veysel abisini fark etmemişti, yanına gelen doktorlara yakınında ne bulduysa fırlatıyordu.
"Veysel'im, abicim." Dedi Kenan sakin bir sesle ve kardeşinin biraz uzağında yere dizlerinin üzerine çöktü. Veysel başını kaldırıp dolu gözleriyle abisine baktı, elinin tersiyle gözlerini sildi.
"Abi,"
"Aslanım,"
"Git." Dedi Veysel kısık sesle. "Ben sana zarar verdim, canını yaktım senin."
"Sen istemedin ki bunu, kazaydı."
"Kızmadın mı bana?"
"Hayır abicim, senin suçun yok."
"Abi, ben iyi değilim."
"Abin yanında tamam mı?"
Kenan kardeşine yaklaştı ve sımsıkı sarılarak saçlarını öptü. Veysel de abisine sarılıp ağlamaya başlamıştı. Elif'in de gözleri dolmuştu onların halini izlerken.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Veysel yeniden uyumuştu, Kenan onun elini tutmuş dalgın gözlerle izliyordu kardeşini, ne kadar ısrar etseler de odaya geri dönmemişti. Elif ve Döndü karşı koltukta sessizce oturuyordu.
"Oğlum sen git dinlen, ben gardeşinin yanındayım." Dedi Döndü bir kez daha. Kenan başını iki yana salladı. Elif derin bir iç çekti ve yerinden kalkıp Kenan'a yaklaştı.
"Bak sende iyi değilsin, lütfen biraz da kendini düşün."
"Kardeşim acı çekiyor Elif, ben nasıl kendimi düşüneyim?"
"Zaten kardeşinin yanında olmak için güçlü olmalısın."
"Haklısın." Dedi Kenan ve yerinden kalkarak odadan çıktı, kendi kaldığı odaya gitti. Muammer de bu sırada gelmişti, gözleri Döndü'yü buldu.
"Bana nasıl söylemezsin?"
"Neyi?" Diye sordu Döndü şaşırarak.
"Neyi olacak?" Eliyle masumca uyuyan Veysel'i göstererek. "Bu mesmursuzun oğlumu merdivenlerden ittiğini!" Diye öfke içinde bağırdı. Veysel babasının sesinden korkarak uyandı.
"Sen nasıl öğrendin?"
Muammer Döndü'yü umursamadan öfkeli mavilerini Veysel'e çevirdi, öyle korkutucuydu ki Elif dahi korkmuştu onun bakışlarından.
"Sen nasıl yaparsın bunu abine?!" Diye bağıran Muammer Veysel'in üstüne yürüdü. Elif hızla önüne geçti.
"Muammer baba çocuğun halini hiç mi görmüyorsunuz?"
"Ben ne yapacağımı biliyom ona."
Muammer odadan çıkıp gittiğinde Elif yatağın kenarına oturdu. Veysel'i kendi kardeşi gibi sevmişti, hali onu da çok endişelendiriyordu.
"İyi misin?"
"Oğlum, kuzum." Diyen Döndü de hızla gelip yatağın diğer yanına oturdu ve oğlunun saçlarını düzeltip anlını öptü. Veysel'in gözleri dolmuştu.
"Birşey yapamaz." Dedi Elif. "Abin izin vermez, korkma sen tamam mı?"
Veysel başıyla onayladı. Döndü oğluna sarılıp saçlarını okşadı, öptü. Veysel anne şefkatiyle gözlerini kapattı. Elif onları yalnız bırakıp odadan çıktı ve eşinin yanına gitti. Kenan uyumamıştı Elif'i görünce gülümsedi, Elif yatağın kenarına oturdu.
"Dinlen diye yollamıştık seni."
"Aklım Veysel'de."
"Döndü annem yanında, kollarında sarıp sarmaladı onu merak etme."
"Bende senin kollarında mı uyusam?"
"Olur tabi birtanem."
Elif yastığı düzelterek yatağa yerleşti ve Kenan onun beline sarılıp huzurla gözlerini kapattı. Elif eşinin başındaki sargılı kısma dikkat ederek saçlarını usul usul okşarken bir yandan da kısık sesle 'Allı Turnam' söylemeye başladı. Kenan onun sesiyle yavaş yavaş derin ve huzur dolu bir uykuya daldı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm sonu. 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkır Masalı
FanfictionTüm Muhteşem Hikayeler İki Şekilde Başlar: Ya Bir İnsan Yolculuğa Çıkar, Ya Da Şehire Bir Yabancı Gelir.