"civciv sarısı"

6.9K 281 77
                                    

oy ve yorum🥺
.

"Abi biz Karan'ı eve götürelim isterseniz. Çocuk bize anne baba diyecek yakında. Unuttu sizi." Akşam yemeği vakti gelmişti ve Kaan abiler Karan'ı almaya yanımıza şimdi gelmişti. Barış ile Karan'ı aramıza almış dinlenme odasında koltuklara yatmıştık. Karan uyurken bizde sohbet etmiş birazda gözlerimizi dinlendirmiştik.

"Ne güzel işte alıştırma yapmış oldunuz." Aylin yine bizi yakıştırdığını belirten cümleler kurarken Kaan abi Karan'ı kucağına almıştı.

"Kusura bakmayın bıraktık size öyle. Aylin'e bakmayın siz." Kaan abinin mahcup tavrına karşı tepkimi geciktirmedim. "Abi ne kusuru? Çok eğlendik Karan'la. Dimi Barış?" Barış'ı dirseğimle dürttüğümde yarı uyuyor olduğunu fark etmiştim. Eliyle okay işareti yapmıştı.

"Çook. Antrenman sahasını en az 20 kere koştuğuma yemin edebilirim... Ben çift antrenman yapmış sayılıyor muyum?" mayışık sesi üçümüzü de güldürmüştü. Yorgunluktan bayılmak üzereydi.

"Sayılıyorsun aslanım sayılıyorsun."

"Kendimi üç şişe alkol almış gibi hissediyorum." Diyerek kendimi Barış'ın yanına bıraktım. Dik duramıyordum artık.

"Üst üste iki maça çıkmış gibiyim."

"Karan etkisi. Biz iki yıldır çekiyoruz." Demişti Aylin.

"Korkunç." Barış ile aynı anda dediğimize gülmüşlerdi.

Gülünecek bir şey yoktu. Şaka değildi. Gerçekten çok korkunçtu. Allah anne babalara ayrı güç verdiği kesindi yoksa asla dayanılmazdı.

Kaan abi ve Aylin gittiğinde ikimizin de gözleri tavandaydı. Yan yana uzanmıştık. Bacaklarımız birbirine değiyordu. Ufacık bir teması bile beni delirtiyordu. Ten uyumumuz o kadar başkaydı ki. Onun sıcaklığı beni yakıp kavuruyordu. Ben ben olmaktan çıkıyordum.

"Ufak bir an Karan'ın ikimizin oğlu olduğunu düşündüm." Yüzü bana dönmüştü. Konuşmaya devam etmek için benim de ona dönmemi bekliyordu. Sakince başımı ona doğru çevirdiğimde nefesi yüzüme çarpmıştı. Böyleyken onun dediklerini nasıl dikkate alabildim ki. "Ve öncesinde hiç aklıma yatmayan o düşünceye bugün kısa bir süre de olsa imkan verdim... Kamer olgunlaştıkça belki..." eliyle yanağıma gelen saçları arkaya attı. "Belki bizimde bir şansımız olur. İkimiz Kaan abiler, İrfan abiler gibi oluruz. Çok mu imkansız?" eli belime gitmiş baş parmağı ile belimi okşuyordu. Bende elimi boynuna götürdüm. Bunu yapmamla gözlerini kapatmıştı. Yavaşça ensesindeki saçları sevmeye başladım.

"Değil Barış. Belki bir gün büyürsek. Bizden çok güzel bir aile olur." Bunu duymasıyla gözlerini açmış. Rahat bir nefes vermişti. "Şuan bunu sakince konuşuyor olmamız o kadar garip geliyor ki." Dedim şaşkınlığımı gizleyemeyerek. Bu tarz mevzular bizim aramızda hep kavga gürültü de açılırdı.

"Bana da ama o garip dediğimiz şey huzur sanırım. Biz yan yana ilk defa huzurluyuz Kamer." Kokusunu içime çekmek için derin bir nefes aldım. O sert kokusu ciğerlerime dolarken dedikleri beynimde yankılanıyordu. Barış benim için her zaman savaş demekti. İsmiyle zıtlaşan bir kişiliği vardı bana göre. Ama şu son birkaç saat Barış'la aylar sonra barıştığım ilk saatlerdi. Huzur bizi asla tanımlamayan bir duyguyken şimdi şu anı açıklayabilen tek kelime oydu, Huzur.

.

Yüzüme çarpan soğukluk ile yerimden sıçramıştım. Karşımda anırarak gülen üç beş adam ile ne olduğunu anlayamamıştım. Solumda hissettiğim hareketlikle o tarafa dönmüştüm. Barış gözlerini kırpıştırarak uyku sersemliğini üstünden atmaya çalışıyordu. Üstü başı sırılsıklamdı. Elini sarı buklelerinin içinden geçirdi saçını düzeltmek amacıyla.

Hayvansal Aşk / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin