oy ve yorum atmayı unutmayınız
yorum sınırı: 120
.
"Oha şaka yapıyorsunuz." Başımı iki yana sallarken gülücükler saçıyordum. Takımın yüzünde gördüğüm şaşkınlık ve bizim verdiğimiz haberin güzelliğiyle kendimi tutmam imkansızdı zaten.
"Oğlum bu ne hız lan!" diyerek sevinçle ayaklanmıştı Kerem. Ve hemen Barış'a sarılmıştı.
"Adamın neyi yavaş ki ilişkisi yavaş ilerlesin." Merih'in yorumu tam olarak nokta atışıydı.
"Allah tamamına erdirsin derken bu kadar hızlı beklemiyorduk be." Sırayla herkes tebrik için kalkıyor bize sarılıyordu.
Çünkü nişanlanma kararı almıştık!
Aslında önce evlenmeyi düşünmüştük fakat ardından gerçeklerle yüzleşip fazla erken olduğunu anlamıştık. Hazır herkes berberken otelde aramızda nişan yapma fikri ise aklımıza yatmıştı. Bir daha takımı bir arada toplamak zor olacağı için bu çok iyi bir fırsattı.
"İki güne yetişecek mi her şey?" Aylin'in sorusuna Barış cevap vermişti. "Bir masa kurulacak o kadar yenge. İllaki yetişir."
"Yetişmeyecek şey anca sizin süslenmeniz olur karıcım." Kaan abinin dediği gerçekten doğruydu çünkü elbise bulma işi bu kısa zamanda çok zor olacaktı.
Ama tek yapmam gereken bir elbise bulmaktı onun dışında her şeyi Sare halledecekti. Yarın sabah gelecek ve organizasyonu amcamla beraber sırtlayacaktı. Barış'ın çekirdek ailesi ve en yakın arkadaşları ise yarın ilk uçakla Rize'den Bodrum'a geliyorlardı. Barış yalanı ortaya çıkmasın diye bir yalan daha söyleyip ailemin iş nedeniyle yurt dışında olduğunu söylemişti. Pekte yalan sayılmazdı aslında.
Bütün bunları yalnız yarım saat içinde planlanmıştı. Aniden aldığımız kararla bir sürü insanı aramış ve her detayı ayarlamıştık.
Bu birden olan olayların hastasıydım.
"Şimdi nişanlanıyorsunuz düğünü de düşündünüz mü?" biz masadaki yerimize otururken soru Abdülkerim abiden gelmişti.
"Önümüzdeki yaz olur herhalde. Bu yaza onu da sığdıramayız artık."
Bu yazda yaşananlar yeterdi sanırım. Arkadaşlık kararı, küsme, barışma, sevgililik, aileyle tanışma ve nişanlanma. Birde bunlar olurken atlattığımız bir Avrupa Kupası serüveni. Tam anlamıyla dolu dolu bir zaman dilimiydi.
"Ben sizde o potansiyeli görüyorum. Çocuğu bile yetiştirirsiniz siz bu seneye." Demişti Altay büyük bir ciddiyetle. Barış'la aynı ona ona dönmüştük. "Hiç öyle bakmayın. Daha bir ay önce birbirine nefret kusan ikiliden buraya geldiyseniz valla onu da yaparsınız."
"Nazar değdireceksiniz lan tamam." Barış kulağını çekip masaya vurmuştu. O sırada mavi saçları ile masaya yaklaşan amcamı görmüştüm. Güle oynaya yanımıza geliyordu.
"Bu masa ne ya böyle? Buram buram gurur kokuyor." Barış ve benim arama geçmiş bir kolunu Barış'ın sandalyesine bir kolunu da benimkine yaslamış ayakta duruyordu.
"Amcam Neco." Diye tanıtmıştım fakat herkes bildiğini gösteren bakışlar atmıştı bana.
"Tanıyoruz ya Neco'yu. Siz gelmeden önce ilgilendi bizimle." Şu zamana kadar hangi arkadaşımı getirsem özenle ilgilenmişti zaten. Neco ne kadar manyak ve umursamaz görünse de son derece düşünceli bir adamdı.
"Bize rus karı ayarlamayı teklif etti. Ama bu iki herif yüzünden reddetmek yüzünde kaldım." Demişti Altay, İsmail ve Kerem'i gösterirken.
"Sen niye bakıyorsun lan onlara? Gel bu akşam benimle... Barış sana da bulayım bir sarışın çıtır." Amcamın, Barış'a yaptığı teklif sinirlerimi hoplatmaya yetmişti. Barış ise buna gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayvansal Aşk / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı bir...