sizin yorumlarınızı merak ettiğim için ufak bir yorum sınırı koyma kararı aldım
yorum sınırı: 100
oy sınırı yok ama siz atmayı unutmayın 🫶🏻
.Uzun ve kaliteli bir Rize turunun ardından Barış'ın babasının restoranına gitmek için arabaya binmiştik. Barış memleketinde çok huzur dolu ve rahattı. Gerçekten büyüğü yerler ona iyi geliyordu.
"Aşkım bak bu derede küçükken az kalsın boğuluyordum." demişti gülerek.
"Bunu nasıl gülerek söyleyebiliyorsun? Boğulma tehlikesi yaşasaydım bir daha suya girmezdim herhalde."
"Nolacak ya? En fazla ölürdüm. Bir şey yok." demesiyle göz devirmiştim o ise yanağımdan bir makas almıştı. "Tek kötü yanı seni hiç tanıyamamak olurdu." yine aniden gelen iltifatı karşısında sırıtmaya başlamıştım.
"Nasıl kurtulmuştun peki?" demiştim iltifatı arada kaynasın diye. Her ne kadar sevgili olsakta bazen onun flörtüz tavırlarından kaçıyordum. İstemsizce oluyordu alışkanlık olarak kalmıştı bende.
"Yeşim ablam çekip karaya çıkarmıştı. Hatta taşlık alan olduğu için bacağım boydan boya yarılmıştı." ablasının ismini duyduğumda yüzüm asılmıştı. Benim yüzümü görmesi ile onunda gülen yüzü solmuştu. "İnan bende neden böyle yaptığını bilmiyorum." ablasının hareketlerine o da anlam verememişti anlaşılan.
"Sevmemiş olabilir beni. Gayet normal." demiştim kısık bir sesle. "Herkes beni sevecek diye bir kaide yok. İlerde illaki birbirimize ısınacağız." bu konuyu bende çok kafama takmıştım ama Barış'ı gerçekten üzmek istemiyordum. Çok mutluydu ve benim yüzümden bozulmamalıydı.
"Kamer." ismimi bütün içtenliğiyle söylemişti. "Tanıyorum seni." diye devam etmiş ve ben tekrardan onu kaldıramayacağımı anlamıştım. "Gerekirse konuşacağım ablamla. Annem zaten uyarmıştır ama bende konuşacağım... Seni sevmediğinden yaptığını düşünmüyorum ya fazla ön yargılı yaklaşıp senin beni kullandığını düşünüyor ya da beni kıskanıyor." elini bacağıma yerleştirmiş ve okşamıştı. "Sen yeter ki üzülme ben halledeceğim her şeyi. Sadece öz ailen gibi olmasada ailemizin sana olan ilgisinin tadını çıkar."
Öz ailen gibi olmasa da demişti ama ben öz ailemden bu kadar ilgi görmemiştim.
"Özür dilerim. Annenle babanın ayrı olduğu bir anda aklımdan çıktı. Çok özür dilerim bebeğim. Ama sonuçta seni seviyorlar ayrı olsalar da. Bu bir şeyi değiştirmez." deyip kırdığını sandığı kalbimi toparlamaya çalışıyordu.
"Önemli değil sevgilim. Takılmadım bile zaten. Hem dediğin gibi ayrı olsalar bile sevgilerini hep hissettim. Bu yeterli." gözüm yoldaydı ona bakamıyordum.
Yalan söylüyordum. Barış'a ailem hakkında gerçekler açıklayamıyordum. Altay'a ayak üstü anlattığım konuyu Barış'a tüm cesaretimi toplasam da açamıyordum.
Nedendi bilmiyordum.
Korkuyordum sanırım. Tepkisinden değil onlara benzememizden korkuyordum. Ben onları yok sayıyordum ama eğer Barış'a anlatırsam gerçekliklerini kabul edecek ve onların kaderini yaşayacakmışım gibiydi.
"En çok benimkini..." demişti inatlaşan bir çocuk gibi." Her şartta seni en çok seven benim yavrum." bu sırada arabayı durdurmuştu. "Geldik, bekle beni inme arabadan." çantamı elime almış kucağımda yatan Pablo'yu ise kollarımın arasına yerleştirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayvansal Aşk / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı bir...