oy ve yorum atmayı unutmayınnn
ve bana yazım tarzı güzel çok cringe olmayan barış alper kurgusu önerir misiniz? bende okumak istiyorum 🥺
.
"Uyuyan güzel uyan hadi." Beni uyandıran ince sesi umursamadan yatağımda dönüp yastığıma sarıldım. "Ela hadi öğen oldu. Dışarı çıkalım bugün. Evde koktun iyice." Oflayarak başımı yastığıma gömdüm.
"Sen çık. Ben iyiyim böyle." Diye bağırdım Sare'ye.
"Yeter bu kadar depresyon. Almanya'dan geldin geleli bir adım atmadın dışarı. Tavuk gibi yatıyorsun bir haftadır. Bunalttın içimi." Sare'nin bıkkın sesiyle mecbur yatağımdan çıktım. Odam savaştan çıkmış gibi dağınıktı. Bavulumu bile daha yerleştirmemiştim.
Barış'la kavga ettiğimiz günden sonra federasyonla amcamın hasta olduğu bahanesiyle konuşup İstanbul'a döndüm. Bir fotoğrafçı ayarlamıştım Almanya'dan. O takımın çekimini yapıyor bana yolluyor bende paylaşıyordum. Onlar için bir şey değişmediği için bir sorun çıkarmamışlardı.
"Çok şükür be kızım." Demişti kapımın önünden geçip giderken. "Nişantaşı'na gidelim, güzel bir alışveriş yaparız. Sonra yemeği yer toplu bir alanda maçı izleriz. İtiraz istemiyorum. Hazırlan hemen." Kendi odasından söylüyordu bunları. Büyük ihtimalle hazırlanmaya başlamıştı bile.
Bugün Türkiye- Çekya maçı vardı. Portekiz maçında 3-0 mağlup olduğumuz için önemli bir maçtı bizim için. Portekiz maçında Barış berbat bir performans sergilemişti. Herkes tarafından linç yemişti. Bunun iki sebebi vardı forvet olmamasına rağmen forvet oynaması ve benimle olan kavgasıydı.
Sadece İsmail ve Hakan abi ile konuşmuştum İstanbul'a geldikten sonra. Hakan abi her şeyin yolunda olduğunu kendimi toparlamam için çok mantıklı bir karar verdiğimi söylemişti. İsmail ise bensiz kampın çok sıkıcı olduğunu ve Barış'ı antrenmandan antrenmana gördüğünü söylemişti.
İkimiz içinde alışılması zor olacaktı ama illaki atlatacaktık.
Umarım.
Sare daha fazla kızmadan hazırlanmaya başlamıştım. Nişantaşı demek süslenmek demekti. Oraya giden herkes podyuma çıkar gibi hazırlanıyordu. Ama bugün hiç o kadar süslenemeyecektim. Gri kumaş pantolonumu beyaz askılı bir üstle kombinleyecektim.
Bol bol takıp takıştırmıştım. Bu kombinin dikkat çekecek yanı takılar olacaktı. Kaç gündür saçma bir düzene girdiğim için yüzümde fena renk eşitsizlikleri vardı. Sağlam da bir makyaj yapacaktım.
Bu sıcakta makyaj ne kadar işkence olsa da bu halde dışarı çıkamazdım.
"Hazırım ben." Odamdan çıkarken Sare'ye seslenmiştim. Sare benim üvey kuzenimdi ama öz olsa bu kadar severdim sanırım. Amcam, Sare 12 yaşındayken onu evlat edinmişti. Hayatı tek başına yaşayamayacağını anlayıp en büyük hayali olan kız çocuk sahibi olmayı gerçekleştirmişti. Zaten iki yıl sonra bende onun yanına taşınmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayvansal Aşk / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı bir...