"ikiniz için de can feda"

3.7K 305 182
                                    

oy ve yorum atmayı unutmayınız 🥺💗

yorum sınırı: 150

.

Duyduğumun şokuyla dilim tutulmuştu. Dolan gözlerimle Barış telaşla elimden telefonu almıştı.

Annemin eşiyle konuşuyordu ama ne dediğini anlayamıyordum. Beynimde birkaç dakikadır tek bir cümle yankılanıyordu.

Anneni kaybettik.

Son üç yıldır yüzünü görmediğim, ondan öncesinde de ayda yılda bir kez görüştüğüm annem ölmüştü. Benim için varlığı ile yokluğu zaten bir değil miydi? Neden canım bu kadar yanıyordu?

Görmüyordum, konuşmuyordum hayatımda hiçbir şey değişmeyecekti. Ölüsü ile dirisinin bir farkı olmamalıydı.

"Yavrum duyuyor musun beni? Bana bak." yüzümü avuçlayıp kendine doğru çevirmişti. Gözlerindeki korku ve endişe anlaşılacak cinstendi. "Kamer, kurban olduğum bir şey söyle. Nolursun!"

"Barış annem..." diyebilmiştim sadece. Sesim titriyordu. "Biliyorum." demiş beni kendine çekip sarılmıştı.

Ağlamak istiyordum. İçim dışıma çıkana kadar. Ama olmuyordu. Kaskatı kesilmiştim. Ne hissedeceğimi, nasıl davranacağımı bilmiyordum.

Ben yıllardır annesizlik nedir bilen bir kızdım. Eksikliğini çok çeksemde hiç bir zaman benim hayatımı mahveden bir şey olmamıştı.

Ben inkar etmeyi, dert edinmeyi değil de kabul etmeyi ve çözüm aramayı hep tercih etmiştim.

Ama ölüm haberini ne kabul edebiliyordum ne de çözüm bulabiliyordum.

Geri gelmeyecekti.

Annem zaten bana hiç gelmemişti.

"Barış eve gidebilir miyiz?" saçlarımın arasına bir öpücük bırakıp benden ayrılmıştı. Arabayı çalıştırır çalıştırmaz sıkı sıkı elimi tutmuş tek eli ile sürüyordu. Ben başımı cama yaslamış üstümdeki şoku atmaya çalışıyordum. Barış'ın sürekli beni kontrol etmek için attığı bakışlar beni güvende hissettiriyordu.

Yol boyu tek kelime etmemiş durumu sindirmeye çalışmıştım. Ama başarılı olamamıştım.

Eve girdiğimiz an kendimi banyoya atmış elimi yüzümü yıkamıştım. Üstümdeki Galatasaray formasını çıkarıp kenara koymuştum. Aynada uzun sayılabilecek bir süre kendime bakmıştım.

Boş boş hiçbir şey düşünmeden sadece dikilmiştim.

"Kamer!" kapıyı iki kez tıklatmıştı. "İyi misin?" sesi fazlasıyla tedirgin çıkıyordu. Üzgün olduğumda bedenim fiziksel tepkiler veriyordu. Barış'ta bunu bildiği için sürekli beni yokluyordu.

"Çıkıyorum birazdan." yüzüme bir kez daha su çarptıktan sonra banyodan çıkmış ve yatak odasına geçmiştim. Barış sırtını yatak başlığına yaslamış ayaklarını uzatmıştı.

Hiç düşünmeden kendimi onun kollarına bırakmıştım. Başımı göğsüne, kollarımı bedenine, bir bacağımı ise iki bacağının arasına yerleştirmiştim. Gözlerimi sıkıca yumup duyduklarımı unutmak istedim.

Tek umursamak istediğim konu Barış'tı. Onu sevmek, onunla mutlu olmak istiyordum yalnızca. Ama hayatta ölümün de olması beni bambaşka bir korkuya sürüklüyordu.

Annem gitmişti, ilerde amcam da gidecekti belki de, Sare, Barış'ta bir gün ellerimin arasından kayıp gidecekti.

Bu düşünceyle daha sıkı sarılmıştım Barış'a. Herkesin vedasına dayanabilirdim ama Barış'ınkine asla.

Hayvansal Aşk / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin