"buradayım ve seni seviyorum"

6K 281 117
                                    

oy ve yorum atmayı unutmayınız💗💗

.

"Yeter Ela yeter." Elimdeki telefonu çekip almıştı. "Şu şarkıdan gına geldi."

Çok abartıyordu.

Altı üstü sabah akşam Barış'a yapılan editleri izliyordum ve çoğunun arkasında da Çayır Biçiyorum Çayır şarkısı çalıyordu. Gerçekten izlemekten manyağa bağlamıştım. Neredeyse her maçını en yakından izlemiş biri olarak editlerini her seferinde büyük bir heyecanla izliyordum.

"Ama çok güzel oynuyorlar." Bıkkınlıkla koltuğa uzandım.

"Artık çayır değil beynimi biçiyorlar. Sana Barış Alper editi yasağı getiriyorum. Çok görmek istiyorsan defol git Almanya'ya." Sinirle bana götünü dönüp odadan çıktı. "Adam avucunun içinde hala fan gibi edit izliyor geri zekâlı." Bir anne edasıyla bana söylenmeye devam ediyordu.

"Hangi avucumda ben göremiyorum?" dememle geri salona dönmüştü.

"Aptal mısın sen?" dedi büyük bir ciddiyetle. "Kafan basmıyor mu?" diye devam etti. Ne demek istediğini anlamıyordum. "İnanıyor musun o siparişleri Hakan abinin verdiğine, Kerem'in her Allah'ın günü nasıl olduğunu merak ettiğini mi sanıyorsun? Çocuk senin için deliriyor sen anca burada kös kös otur." Bu ihtimalleri bende düşünmüştüm. Ama Barış sözünden dönmezdi, silerim dediyse silerdi. Umutlanıp ondan özür dilersem reddedilmekten fena korkuyordum.

"Götün düzleşti yatmaktan. Bu gidişle sana bakmayacak Barış. Peşinde ne hatunlar var, senin haberin var mı?" beni gaza getirmeye çalışıyordu ama ben yemezdim.

"Barış kaçmayı değil kovalamayı sever. O kızların hiçbirine bakmaz aşkım." Ona öpücük attığımda sinirle odasına gitmişti.

Her ne kadar böyle düşünsem de ya birini beğenirse diye ödüm kopuyordu. Eğer ondan af dilemezsem elbet bir gün hayatına başka biri girecekti. Ve o gün hayat bitecekti.

Bitmesine gerek yoktu ama hayatına giren kişi ben olmak varken niye başka ihtimalleri düşünüyordum ki. Hep o özür dileyen yalvaran taraf olmuştu. Bir kez olsun ben onun peşinde dolaşmamıştım. Çünkü ben vazgeçilmezliğimin farkındaydım.

Bunu bana hissettiren ise Barış'tı. Şimdi anlıyordum. Barış beni üzse bile hep el üstünde tutmuştu. Küçük bir bebekmişim gibi davranırdı. Kırmamak incitmemek için herkese hayvan gibi olana adam benim yanımda melek olurdu. Yanımda küfretmemeye dikkat eder, tam bir İstanbul beyefendisi olurdu.

Biliyordu ben kibar insanlardan hoşlanırdım. Ve oda sırf bu yüzünden kendi olmaktan çıkıyordu. Ama ben onun her halinin müptelasıydım.

Arkadaşlarıyla şakalaşan haline de, sinirden gözü dönmüş haline de, gülmekten nefes alamayan haline de, heyecandan konuşamayan haline de aşıktım. Nasıl davranırsa davransın ben Barış Alper'in ta kendisine hayrandım.

"Sare!" bağıra çağıra onun odasına dalmıştım. Kendisi odada bavul hazırlıyordu. "Almanya'ya gidiyoruz!" dedim ama bu duruma pek şaşırmış gibi durmuyordu.

"Biliyorum. Bavulum bile hazır." Demişti gülerek.

"Ne?"

"Kızım kaç gündür Kerem ile ağzından girip burnundan çıktık. Bir zahmet ikna ol sende." Ağzım açık kalırken o daha fazla gülmeye başlamıştı.

"Kerem ve sen ne alaka?"

"Ortağız aşkım. Barış ve Kamer barıştırma müdürleri olarak." Kerem son üç gündür sürekli arıyor, Barış'la alakalı alttan alttan beni işliyordu. Asla yapmayacağı işlerdi aslında ama Sare'ye bile ulaştığına göre baya ciddiye almıştı.

Hayvansal Aşk / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin