bir hafta üstüne bölüm lütfen bütün satırları yorumla doldurup oy verelim 🥺🥺
Kontrol etmeden atıyorum yazım yanlışı olan yere yorum atarsanız olur mu düzeltmemi kolaylaştırmak için
Şimdiden teşekkürler 🙏💋
."Kök saldım burada." dudak kalemini taşırmadan dudaklarıma sürerken Barış'ın beni asla rahat bırakmamasına göz devirdim. "Neyine süsleniyorsun düğüne mi gidiyoruz?"
Seçtiğim ruju dudaklarıma sürdükten sonra elimle saçlarımı kabarttım ve elimdeki çantayla odanın kapısına ulaştım. Barış kapının pervasına yaslanmış sıkıntıdan kafasını bir öne bir arkaya sallıyordu.
"45 dakika oldu." kolundaki saati gösterip konuşurken ona omuz silkip odadan çıktım. "Birde beni götüne taksa canım sevgilim." bunu demesiyle arkamı dönmüştüm. Kapıyı kapattığı anda kolunun altına girdim.
"Canın sevgilin seni çok seviyor o yetmez mi?" başımı hafif kaldırmış onun yüzüne o ise etrafa bakıyordu.
"Canım sevgilim benimle Rize'ye gelmeyi kabul ederse yetebilir." onu kendimden uzaklaştırmak amacıyla biraz ittirip merdivenin basamaklarını ikişer ikişer inmeye başladım. "Kaç hemen kaç."
Dün geceden sonra bütün Twitter tayfanın gündemi bizdik. Tabi Barış'ın ailesi de bunları görmüştü. Rize'den onlarca telefon gelmişti. Uzak yakın demeden herkes beni merak ettiklerinden telefona sarılmışlardı.
Özellikle Barış'ın çekirdek ailesi bu konuda Barış'a çok kızmışlardı. Oğullarının hayatında biri olduğunu medyadan duymak hoşlarına gitmemişti. Gayette haklılardı. Ama Barış'ta söyleyecek vakit bulamamıştı gerçekten.
Dört günlük ilişikimizi herkes ayların ilişkisi olarak yorumluyordu.
Aslında öyle de denilebilirdi. Ad koyamadığınız farklı bir ilişkimiz her zaman vardı.
"Annem seni sevmez böyle yaparsan haberin olsun." bana karşı en büyük tehdidi annesinin beni sevmemesiydi. Çünkü biliyordu ki ailesi tarafından istenmemek en büyük korkumdu.
"Senin yüzünden şu an sevmiyorlar zaten." dedim arkamı dönüp. "Benim onlarla görüşmek istemediğimi düşünüyorlardır kesin."
"Yok ya." dedi düşünceli bir tavırla. Yanıma yaklaşıp elimi tuttu. "Yok düşünmüyorlardır öyle. Hem düşünseler ne olacak? Sana gördükleri an bayılacaklar."
"Umarım Barış umarım."
"Hem ablam seni çoktan gelini belledi." demesiyle kaşlarımı çattım. Dik dik ona bakarken onun yüzüne eğlenen bir ifade hakimdi. "Kaynanadan önce görümce terörü yaşayacaksın." üç parmağını gözümün dibine soktu. "Hem de x3 olarak."
"Onlar gelin terörü yaşamasınlar da." ona göz kırpıp yemek alanının kapısından içeri girdim.
"Yalan yok beklerim senden." onun dediğine yalandan bir gülümseyle karşılık verip masada ki yerimize ilerledim.
"Günaydın takım!" günaydın nidaları kulağıma gelirken sandalyemi çekip oturmuştum. Hemen arkamdan Barış'ta yerine kurulmuştu.
"Barış göz altların mosmor uyuyamadın mı?" Altay'ın yaptığı ima Kaf dağından anlaşılıyordu ama anlaşılan devam etmeye de niyetliydi. "Dün gece yorucuydu anlaşılan." Barış yüzündeki sırıtışa engel olamasa da yalandan kaşlarını çatmış hemen önünde duran tabaktan bir zeytin alıp Altay'ın yüzüne fırlatmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/372495052-288-k259541.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayvansal Aşk / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı bir...