oy ve yorum atmayı unutmayın lütfen 🥺
.
"Rize'den çıktım yola İkizderedir kazan." açtığım bilmem kaçıncı Karadeniz müziği ile Barış kendinden geçiyordu. Uçaktan inmiştik Barış'ın eniştesi ve kuzeni bizi almaya gelmişti. Barış'ın arabasını getirmişler ve bizi arkadan takip ediyorlardı şu an. Barış avucunun içi gibi bildiği yollarda çok rahattı. Kendisini şarkının ritmine kaptırmıştı.
"Nasıl ayırdı bizi bu yazıları yazan?" ağzım kulaklarına varmış şekilde onu izliyordum.
Dayanamayıp onun videosunu çekmeye başlamıştım. Kamerayı fark etmemediği için hareketlerinde bir değişme yoktu.
Bu hali bile o kadar karizmatikti ki.
"Yavrum?" dedi devamını getirmek için benden bir yanıt bekliyordu. "Efendim."
"Sen nereden buluyorsun bu şarkıları? Listende olduğunu söylersen düşüp bayılırım." sorusuna gülmeden edememiştim.
"Bir fanın yardımcı oldu." telefonumdaki listeyi göremeyeceğini bildiğim halde ona gösterip konuştum. "Barış Alper ile evlendikten sonra yaylaya el öpmeye çıkarken dinlenecekler listesi." duyduğunu algılamsıyla şen bir kahkaha patlatmıştı. "En azından amacına ulaştı." demiştim.
"Evlilik kısmı uymuyor." deyip beni düzeltmişti.
"Elbet bir gün o da uyar Barış Alper." vitesteki eliyle elimi tutmuş dudaklarına götürmüş elimin üstüne bir öpücük bırakmıştı.
"Barış Alper ölsün sana." güneş gözlüğünün üstünden bir bakış atmış ardından göz kırpmıştı.
Göz kırparken iki gözünü aynı anda kapatıyor ama diğerini daha uzun süre kapalı tutuyordu.
Bu konu da bile o kadar avel bir adamdı. Ve ben bütün avelliklerine ayrı ayrı aşıktım.
Sonunda dağ tepe aşıp bir köyün içine girebilmiştik. "Bak küçükken bizde burada futbol oynardık hep." gösterdiği yerde küçük çocuklar futbol oynuyordu. "Drogba sevinci ile koşturuyordum bu sokak-" derken yanımızdan kollarını açmış dilini çıkarmış koşan bir çocuk geçmişti.
Hemde bu 53 Barış formalı bir çocuktu.
Barış'a dönmüştü yüzüm. Çocuğa gülümseyerek bakıyordu. Gururluydu hemde göğüs kabartacak cinsten bir gururdu bu.
Arabayı durdurmuş camını açmıştı arabanın. Gözlüğünü çıkartıp bağırmıştı. "Pişt 53 numara baksana bir." çocuk duyduğu sesle bize dönmüştü. Barış'ı gördüğü an ağzı açık kalmıştı.
"Barış abi..."
"Gel lan sıpa imzalayayım formayı." çocuk ne olduğunu sindiremeden koşarak arabaya yaklaşmıştı. Barış kapıyı açmış verdiğim kalemle çocuğun formasına imza atmıştı.
Çocuğun saçlarını karıştırmıştı. "Aslan parçası adın ne bakalım?"
"Yiğit abi." demişti heyecandan titreyen sesiyle.
"Galatasaraylı arkadaşın varsa koş çağır Yiğidim. Bekliyorum." Yiğit gülerek arkadaşlarına doğru koşmaya başlamıştı. Tabi o sırada etrafa bir sürü insan doluşmuştu.
"Hoş geldun Barış'ım." demişti orta yaşlı bir adam. Barış adamı görmesi ile arabadan inmiş adama sarılmıştı.
"Hoş buldum Bekir abi."
"Gurur duyduk da senunla bir kez daha. İkizdere'nun medaru iftarusun." Barış utançla başını eğmişti.
Şapşik her iltifat aldığında böyle oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayvansal Aşk / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı bir...