oy ve yorum atmayı unutmayınız🫶🏻🫶🏻
."Kamer..." uykumdan uyanmamla sarıldığım bedene daha çok yapıştım. "Yavrum..." Barış'ın her kelimesinde uykumdan biraz daha uzaklaşıyordum fakat kalkmaya hiç niyetim yoktu. "Kahvaltıya inmemiz lazım." eli, çıplak göğsüne dağılmış olan saçlarımı severken bende başımı biraz yukarı doğru kaldırmıştım.
"Günaydın sevgilim." dedi gözlerinin içene bakarak. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Tekrar başımı göğsünün en rahat yerine yerleştirdiğimde biraz gülerek bir nefes verdi.
"Beş dakika daha." dedim mayışık bir sesle. "Çok uykum var."
"Uçakta uyursun. Biliyorum çok yorgunsun..." başımı kaldırıp ona ters bir bakış attım. O ise pis bir sırıtışla benim sinirimden keyif alıyordu. "Ama takım bekliyor." diye de devam etmişti.
"Yorgun falan değilim." diyerek yatağın üstüne dizlerimin üstüne kalktım. Kasıklarıma giren ağrı ile yatakta yuvarlanmaya başlamıştım.
"Kamer iyi misin?" Barış telaşla yüzümü kapatan saçlarımı arkaya doğru atıp yüzümü avuçları arasına aldı.
"Ağrım var." mızmız bir çocuk gibi onun ellerinden kendimi kurtarıp başımı yastığa gömdüm. "Çok kötü bir gün." önce soğuk ellerini sonrasında dudaklarını belimde hissetmiştim. Bel gamzemden bir kez öpüp beni kendine çekmiş ellerini kasıklarımın hizasına birbirine bağlamıştı.
"İlaç ister misin?" parmak uçları ile tam ağrıyan yerlerime masaj yaparken sorduğu soru pek ilgimi çekmemişti. "Çok mu ağrıyor?" başımı olumlu anlamda salladım.Ellerini vücudumdan çekip ayağa kalkmıştı. Bende ona doğru dönmüş ne yaptığını izlemeye başlamıştım.
"Bu ilacı maçtan sonra ağrımız olursa diye veriyorlar. Baya etkili bir şey." ilacı bana uzatırken o içinden prospektüsü okuyordu. "Kasık ve bel ağrıları yazıyor. İçebilirsin sanırım." ilaç görmemle içmem gereken bir
ilaç olduğunu hatırlamıştım."Ondan önce bavulum fermuarlı bölümünde ilaç var onu verebilir misin?" ne ilacı olduğunu anlamayıp hemen bavulumdan kutuyu almıştı. Bunun da için prospektüsünü alıp kutuyu bana vermişti. Ben içinden bir hap almış yutarken o ne ilacı olduğunu anlamıştı.
"Gerek var mıydı buna?" yüzümü buruşturdum. "Yok muydu Barış?" bacaklarımı yataktan sarkıtmış bana verdiği ağrı kesici ilaçtan da bir tane içmiştim. "Çocuk sahibi olmak için sencede biraz erken değil mi?
"Ne bileyim?.." Barış onun için dolana bırakılan antrenman takımlarını giyinirken benimle konuşuyordu. "Seninle her şeyi bir anda yaşamak istiyorum." üstünü giyindikten sonra karşımdaki koltuğa oturdu. "Her an elimden kayıp gidecekmişsin gibi hissediyorum." yavaşça yerimden kalkıp onun dizlerine oturdum. Barış'ın eline kalçamı sararken bende yanaklarındaki sakalları okşamaya başladım.
"Seni asla bırakmam." onun yüzüne doğru dönüp bacaklarımı iki yanına doğru attım. Ve boynundan ona sıkıca sarıldım. "Sana hep bu kadar yakınım." boynumdan öpüp ben kucağındayken ayağa kalkmıştı.
"Bu yakınlık hoşuma gitti." gülerek bavuluma yaklaşmış ve uzaktan kıyafetlerime bakmaya başlamıştı. "Şu krem kazak ve kot pantolona ne dersin?""Stilistim nasıl uygun görürse." hala kucağındaydım. Kollarımı boynuna sarmış yüzünü incelerken o büyük bir dikkatle bana kombin seçmekle uğraşıyordu.
Bu meseleyi biraz devlet sorunu yapmış gibiydi.
"Bence gayet güzel." kalçamdaki eliyle beni daha sıkı tutup eğilmiş ve kıyafetleri almıştı. Beni ve elindekileri aynı anda yatağa bırakmış ve karşımdaki koltukta yerini tekrardan almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayvansal Aşk / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı bir...