oy ve yorum 🥺
.Elimin tersi ile sildiğim gözyaşlarımın ardı arkası kesilmeyecekti ama Barış'ın önünde daha fazla ağlayamazdım. Onu bu kadar umursadığımı görmesini artık hiç istemiyordum. Kerem'i orada bırakıp odanın kapısına doğru ilerledim. Şuan odamda yalnız kalmam benim için en iyi şey olacaktı.
Kapıdan çıkarken son kez dönüp Barış'a bakmıştım. Peşimden gelmek için ayaklanmıştı. Tuana ise Barış'ın elinden tutmuş gitmemesi için bir şeyler söylüyordu. Barış'ın gözü ise bendeydi. Tuana'ya bakmadan elini sertçe çekmiş ve hızlı adımlarla bana doğru geliyordu. Onunla konuşacak durumda olmadığım için merdivenlere doğru koşmaya başladım.
"Hakan abi bırak. Konuşmam lazım." Hakan abi, Barış'ı tutmuş olmalıydı.
"Konuşmayacaksın Barış. O kızın kalbini daha fazla kırmana izin vermeyeceğim. Seven adam böyle davranmaz." Hakan abinin sön sözü kalbime bir öküz gibi oturmuştu.
Seven adam böyle davranmazdı değil mi?
Ben onları dinlemek için durmuştum ama arkamda hissettiğim hareketlilikle Barış'ın, Hakan abinin elinden kurtulduğunu anlamıştım. Bana yetişeceğini ne kadar bilsem de merdivenlerden depar atarak çıkmış. Odama girmiştim. Kapıyı kapatmadan kapının arasına ayağını uzatmıştı. Ama o ulaşana kadar ben çok kapıyı üstüne kapatmış birde kilitlemiştim.
"Kamer yavrum aç kapıyı konuşalım." Kapıya vurup konuşmuştu. Sesindeki pişmanlık anlaşılacak cinstendi. "Kapının ardından bakamam o mavilerine. Anlatamam kendimi. Nolursun aç kapıyı." O kadar ince çıkıyordu ki sesi. Ağladı ağlayacak gibiydi.
Sürekli diyordu. Dayanamıyordu benim gözyaşlarıma.
Ama şuan ondan bile şüphe duyuyordum.
"Defol git Barış." Sesimi duysun diye bağırmıştım. "Senin yanından başka gidecek yerim yok benim."
"Sol yanına oturttuğun başka bir kadın daha var. Git onun yanına. Belki benim sana veremediklerimi o verir." Kapıyı sertçe yumruklamıştı. Bense kapının karşısında oturmuş hüngür hüngür ağlıyordum.
"Ben oturtmadım. Sen yerine oturmadın... Aç şu kapıyı Kamer. Kırarım yoksa." Sinirlenmeye başlamıştı. "O kadını kıskandığını söyleme bana. Göz ucuyla bile bakmadım. İşimin bir parçası bunlar. Senden başkası benim ilgimi çekmiyor anla şunu."
"Birlikte gülüşürken de tavana bakıyordun dimi. Kendini azıcık benim yerime koymayı dene tamam mı?" sinirle ayağa kalkmıştım. Hala üste çıkmaya çalışıyordu. "Benim bir erkeğe masaj yaptırdığımı düşün. Sonra sakin kalabilirsen konuşuruz."
"Bu işin sağlığımla ilgili olduğunun farkındasın değil mi? Kadın doktor istememekle aynı şey bu."
Kendisini haklı çıkarmak için halden hale girmişti. Kendime daha fazla hakim olamayıp kapıyı açtım.
"Doktor senin orana burana elleyip sonra arkandan taş gibiymiş demiyor seninle alakalı hayal kurmuyor Barış. Beni azıcık umursasaydın zaten şuan benden özür diliyor olurdun. Boşu boşuna tartışmak istemiyorum. Gider misin?" kapıyı açmamla yarım ağız gülümsemişti. O an fark etmiştim ki beni kışkırtmak için o sözleri söylemişti. Kapıyı açmam için oyun oynamıştı.
"Ne bok yediysem özür dilerim. Lütfen büyütmeyelim." Elini yanağıma doğru uzattığında geri çekilmiştim. "Bak bu gözler senden başkasına baktıysa şu vakte kadar..." sıkı sıkı elimi tutup kalbine bastırdı. "Bu kalp senden başkası için attıysa yarını görmek nasip olmasın. Bu adam senin için nefes alıyor. Sabah Kamer diye uyanıyorum akşam Kamer diye yatıyorum." Elleri akan gözyaşlarımı sildi. "Her bir gözyaşın için özür dilerim senden. Mesele futbol olunca her şey mubah geliyor gözüme. Söz bir daha karşı cinsle sohbete bile girmeyeceğim." Son dediğine istemsizce gülmüştüm. "Heh gül şöyle. Affettin mi beni?" odama bir adım atacakken girmesine izin vermemiştim. "Sana sarılarak uyumayı özledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayvansal Aşk / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı bir...