-10-

92 20 35
                                    

Sorduğu soruyla beraber gözlerimi ondan çekip kısa bir süre dışarıya baktım. Sakin kalmak adına birkaç derin nefes alıp verdim. Amcasıyla kendini nasıl bir tutuyordu ki? Amcası bizim aileye kin dolu bir adamdı ve benim için kırk kat yabancı kadar yabancıydı. Ama o, o benim eşim. Onu sevmiyor olsaydım bile o benim eşim.

Yüzümü ona dönmek yerine önüme bakıp cevap verdim.

"Birinin bana bağırması beni öfkelendiriyor. Ama yakınlarımdan birinin bağırması sadece öfkelendirmiyor, kırıyor da aynı zamanda. Amcanla kendini bir tutma."

Emir'e ufak bi bakıp tekrar önüme döndüğüm sırada dudağının çok hafif yukarı kıvrıldığını gördüm.

"Hımm," dedi keyifli olduğunu anladığım sesiyle. "Demek bu kadar yakının oldum senin."

Gözleri anlık bana kaydığında gülüşünü saklamamıştı. Bunu beni sinirlendirmek için mi yapmıştı yoksa cidden hoşuna gittiği için mi yapmıştı pek anlamamıştım ama ben tip tip ona bakmayı tercih etmiştim.

"Ne bileyim, kocamsın falan ya hani belki ondandır."

Güldü.

"Tabii insan kocasını benimsemeli sen de haklısın." dedi kendinden emin ve biraz ciddi olan sesiyle. Bana daha çok bıyıkaltı gülüyor gibi gelmişti.

Şaşkınca ona baktım. Sanırım yola çıkmadan önceki öfkesini atmıştı üzerinden. Bana bulaşmaya başladığına göre...

Gözlerimi tekrar ondan çekip önüme çevirdim. Bir şey söylemek yerine gözlerimi etrafta dolandırmayı tercih ettim. Umursamaz gözükmeye çalışıyordum ama ne kadar başarabiliyordum, tartışılır. Çünkü yanaklarımın ısındığını hissediyordum.

Biraz sessizlik sürdükten sonra biraz düzelen halimle ben konuştum tekrar.

"E sorayım madem, nereye gidiyoruz?"

Yola bakarak düz bir şekilde cevap verdi.

"Evime."

Sonra gözlerini yoldan ayırmadan devam etti.

"Gerçi birbirini benimseyen evli bir çift olduğumuza göre evimiz demek daha doğru olur." deyip anlık bana bakıp göz kırptı. Aynı zamanda halinden memnun bir gülümseme vardı yüzünde. "Değil mi karıcığım?"

O tekrar yola dönerken ben yutkunmak zorunda kalmıştım. Umarım çok ses çıkarmamışımdır diye içimden dua ede ede önüme döndüm tekrar. Ulan adam, vicdansız mısın? Ne diye benim ayarlarımla oynuyorsun? Öyle pat diye o şekil konuşulur mu? Bir de göz kırpıyor. Göz kırpıp karıcığım diyor. Yetmiyor bir de gülümsüyor.

Allah'ım sen benim kalbime mukayyet ol. Çıkmasın yerinden.

Bir süre bir şey dememeye çalıştım çünkü dersem saçmalayacakmışım gibime geliyordu.

"Sustun?" diye sorunca bozuntuya vermemek adına yüzümü düz tutmaya çalıştım. Ona dönüp cevap verdim.

"Evet kocacığım, demeyeceğim eğer onu bekliyorsan."

Emir'in yüzü birden şaşkın bir hal aldı, sanırım böyle bir cevap beklemiyordu. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra ise gülmeye başladı. O gülünce ben de güldüm. Yolculuk bundan sonrasında benim için daha az gergin daha rahat geçmişti. Emir için de öyle gibiydi. Yola çıkarkenki gerginliğini iyiden iyiye atmıştı üzerinden.

"Hep böyle hazırcevap mısındır?"

Hazırcevap mı? Ben mi?

Güldüm.

Bi UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin