5. Bölüm

74 5 1
                                    

Savaş, büyük köşkün önünde durmuş Öykü'yü bekliyordu. Ellerinde belli belirsiz titremeler vardı, henüz geçmeyen. Ares'ten sonra bu kadar iyi olduğuna açıkçası şükretmeliydi.

Cebinden çıkardığı telefon ile Öykü'yü arayacağı sırada ufukta gözüken araba ile telefonu geri cebine koymuştu. Birkaç dakika içinde burada olacaklardı.

Ellerini arkasında birleştirmişti ki Metin'in sesini duydu.

"Efendim, şirketti adam kimdi?"

Umursamaz bir sesle konuşmuştu ama merak ettiği ortadaydı. Sinirli bir meraktı çünkü o adam, bütün bir konuşma boyunca hayranlık ve özlemle Savaş'ı izlemiş başka yöne baksa israf edecekmiş gibi tek bir an bakışlarını çekmemişti.

Savaş, Metin'e baktı. Onu analiz etti birkaç saniye içinde ve önüne dönüp yaklaşan arabaya baktı. "Ares, Ares Yılan."

İstemsizce önce bir tanıdık gibi söylemiş hemen ardından uzaklaştırmıştı. Elinde değildi, Ares'le resmi konuşmak bile oldukça zordu ve şimdi Ares yokken kendinden uzaklaştırmayı istediği söylenemezdi.

"Adını duymuştum." Diye mırıldandı, Metin. Türkiye'ye döndükten sonrasını kast etmiyordu. Zaten buraya ayak bastığından beri kendi adından çok Ares'in adını duymuştu.

"Orada da mı biliniyor?"

Savaş umursamaz bir tavırla söylemişti çünkü biliyordu, bilindiğini. Güçlü ve nüfusluydu. Tek sıkıntı yer altı tanırdı, Ares'i. Normal kişilerin rahat rahat bilebileceği biri değildi.

"Sokak aralarında adı geçiyor."

Metin susup Savaş'ı izledi. Park edilen arabaya bakıyordu. Bugün normalde olduğundan daha enerjik gibiydi. Savaş'ı okuyabildiğini söyleyemezdi ama tahmin etmek gerekirse mutlu olduğunu ortaya koyardı.

Demek Ares Yılan denen herif, beş yıldır tanıdığı Savaş'ın gerçek mutluluğuydu.

Dişlerini sıktı, Metin. Ellerini arkasında birleştirdi çünkü sıkıp duruyordu. Savaş'ı Bora'nın yanında bile böyle mutlu olduğunu düşünmüyordu.

Eğer bunu Savaş'a söyleseydi utanç ve pişmanlıktan ağlayan bir adam görürdü.

"Çok beklettik mi?"

"Birkaç dakikadır buradayız."

Dikkatini konuşmalara verirken Öykü Savaş'ın koluna sarılıp eve yöneldi. Metin ve Kadir peşlerinden gelirken Öykü konuştu. "Dediğin gibi malları tek tek kontrol ettim. Gerçekten patlayıcılar vardı. Düzenekleri imha ettim." Hemen arkasını dönüp Kadir'i yanına çekti. "Kadir işlerin yarısını yaptı. İmhaları da o halleti."

Kadir'in gülümsemesi ile Savaş uzanıp saçlarını karıştırdı. Metin kasıldı ancak onlara bir adım daha yakın yürümekten başka bir şey yapmadı. Beraber köşke vardıkları gibi Savaş'ı gören adamların şaşkın bakışları altında açılan kapıdam girdiler.

Gelen hizmetli ile beraber toplantının yapılacağı odaya ilerlerken Savaş'ın telefonu titredi. Toplantı sonrası bakmayı düşündü ama belki Bora'dan haber gelmiştir diyerek çıkardı telefonu.

Jale Hanım: Savaş Bey, Yılmazlar Topluluğu ile yapacağımız iş için yakın bir zamanda toplantı gerekiyor. Üç gün sonra pazartesi sabahı saat 9'da programınızda açıklık var. Sizin için uygunsa karşı tarafı arayarak toplantı düzenleyeceğim.

Savaş, derin bir nefes alıp Jale'yi onayladı. Telefonu geri cebine soktuğunda Öykü'nün bakışlarının üzerinde olduğunu fark etmiş, tebessümde bulunmuştu. "Ares değil."

ZAAF 2 -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin