22. Bölüm

47 4 2
                                    

"Seri köz getir, kardeşim."

Ona anlamayan gözlerle bakan insanlardan dolayı göz devirdi, Hakan. "Ne salaksınız ya siz?!"

Yanındaki Cüneyt, tedirgin bir gülüş ile Hakan'ı omuzlarından tutup çevirdi. Ares'e bakarak konuşmaya çalıştı. "Ya deli işte ne dediğini bilmiyor."

Ares dayanamayıp güldüğünde Cüneyt, biraz şaşırmıştı ama yine de korkmadan edemiyordu. Mangala döndüğünde Yılmaz'ın sesi duyulmuştu.

"Ya kibrit versek evi yakacak adamlara mangalı mı verdiniz cidden?"

Şakayla karışık alayla konuşmuştu. Arka bahçeye girdiği sırada elindeki poşetleri alan adamın omuzunu patpatlayıp karısı Sevde'yi belinden tutarak kalabalığa yönlendirdi.

Herkes kalkıp kah sarılarak kah öpüşerek içeri davet ettiğinde, rahat koltuklardan birine geçti, ikili. Bu sırada da Savaş cevaplamıştı, Yılmaz'ı.

"Mangal yapmayı bilmiyoruz diye aldılar."

Yılmaz inanmazca baktı. "Siz? Lan koskoca adamlarsınız. Doğduğunuz anda iniyor bu bilgi."

Herkes gülerken Savaş gülümseyerek omuz silkti. "Valla bilmiyorum."

Yılmaz, Ares'e baktı. "Sen enişte? Hiç mi yok?"

Ares, aldığı hitap için yerinde gerinirken başını iki yana salladı. "Yok, yapmadım hiç."

Fehmi Bey elinin tersiyle Ares'in koluna vurdu. "Yalan konuşma."

Ares, baygın gözlerle baktı babasına. "Baba ne zaman denesem elimden çekip sen beceremezsin derdin."

Herkes gülerken Yılmaz atıldı. "Fehmi Amca bu adam insanları cızbız yapıyor nasıl güvenemedin?"

Fehmi Bey direkt Yılmaz'a döndü ve yakınır gibi konuştu. "Yahu bir kere verdim eline, yaktı bütün bonfileyi. Aç kaldık resmen."

Ares göz devirdi. "Beş yaşında çocuğun eline verirsen öyle olur, tabii."

Herkes şokla Fehmi Bey'e döndüğünde o homurdanarak koltukta geriye yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturmuştu. "Beceriksizsin işte. Bora oğlumun eline versem yapardı."

"Bora?" Demişti birden Sevde ve Savaş'ın gözlerinin Ares'e gitmesine sebep olmuştu. Anlatmayı unutmuşlardı, değil mi?

"Oğlum." Dedi birden. Yılmaz'ın ağzı bir karış açılırken Cüneyt ve Hakan da yanlarına gelmişti. "Oğlum derken?"

"Basbayağı oğlum."

Yılmaz anında Ares'e döndü. "Pabucun dama atılmış? Bilseydim enişte demezdim."

Ares sinirlendiğini hissederken Yılmaz hiç umursamadan Savaş'a döndü. Kendisine bir şey yapmayacağını biliyordu. "Evlatlık mı aldın?" Savaş'ın gay olduğunu biliyordu. İstemeyeceği bir birliktelikte bulunacağını da düşünmemişti, açıkçası.

"Benim oğlum." Dedi birden, Ares. Savaş'ı gövdesinden tutup kendine çekerken devam etti. "Mevzu karışık ve uzun ama ikimizin oğlu artık."

Herkes önce birbirlerine baktı. Durumu açıkçası az çok çözerken bu sefer Cüneyt konuştu. "Bora dediğiniz o içerideki çocuk mu?"

Küçük çocuk, Cüneyt'in iki kızını da oyuncakları ile tav etmişti. Şimdi beraber içeride oynuyorlardı.

Hakan aklına geldiği gibi gözlerini kocaman açtı. "Benim oğlanla kızı pusuya düşürdü, resmen."

Cüneyt'in kızları her nedense savaş oyunu gibi bir oyun oynamak istemiş ve arkadaşları Hakan'ın çocuklarına savaş ilan etmişti. Bora da geri kalmamıştı, pek tabii.

ZAAF 2 -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin